loading
close
SON DAKİKALAR

Sürgün edilen seçmenle demokrasi!

Ömer Faruk Eminağaoğlu
Tarih: 03.10.2015

Ömer Faruk Eminağaoğlu; Seçim hukuku yönünden bu kadar önem taşıyan konunun YSK tarafından hala daha bekletilmesi anlaşılabilir değildir.

Seçim takvimi hızla ilerlemesine rağmen, sandık taşıma, seçmen taşıma, sandık birleştirilmesi gibi konularda ortaya çıkan ve tartışma yaratan, seçim kurullarından da her geçen gün aykırı kararların çıktığı bu konularda, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) her nedense hala bir karar vermeden beklemektedir.

YSK, daha önce yaptığı açıklamada, konuyu gündemine alacağını duyurmuş iken, bakıldığında hala daha konuyu gündemine almadığı ve ne zaman alacağı da belirsizliğini korumaktadır.

İktidarın çok açıkça sandık taşıma, seçmen taşıma, sandık birleştirilmesinden yana görüş açıkladığı bu konuda YSK her nedense şimdilik suskun kalmayı seçmektedir.

Üstelik konu hakkında geçmişte kararları da varken.

Seçim hukuku yönünden bu kadar önem taşıyan konunun YSK tarafından hala daha bekletilmesi anlaşılabilir değildir.

Bu durum YSK’nın da varlık nedeninin sorgulanmasını gerektirmektedir.

YSK’nın bu yaklaşımı karşısında AKP dahil her siyasi partiden her türlü açıklamalar da yapılmaya başlanılmıştır.

AKP’den bile bu süreçte taşıma konusunun YSK’nın görev alanı dışında kaldığı yolunda bir açıklama yapılması da ayrıca dikkat çekici olmuştur.

Konunun önemi ve YSK’nın yaklaşımı, bu konuda yeniden bir yazı kaleme almayı gerektirmiştir.

***

Sandık bölgeleri, köy veya mahallelerde yasada öngörülen sayılar gözetilerek belirlenmektedir.

Her sandık bölgesinde de bir sandık kurulmaktadır.

Herkes oturduğu yerdeki sandık bölgesinde kurulan sandığında oy kullanmaktadır.

Her sandığın yeri de, kendi sandık bölgesi içinde belirlenmekte ve sandıklar buna göre kurulmaktadır.

***

Bir sandığın, kendi sandık bölgesi dışındaki bir yere taşınarak kurulması söz konusu olamaz.

Seçim güvenliği, serbest seçim ve açık sayım kuralları gözetildiğinde sandığın kendi bölgesi dışında bir yere taşınarak kurulması durumu gündeme bile gelmemelidir.

Sandığın, sandık bölgesi dışına taşınabilmesi durumu, bu nedenle Anayasa veya yasalarda da öngörülmemiştir.

YSK, seçimlerin düzen içinde yönetimi ve doğruluk içinde yapılması gerekçesini dolanarak, bu durumu mümkün kılan bir karar da veremez.

***

Sandığın güvenlik nedeniyle taşındığı bir yerde, seçmenin de aynı güvenlik sorununu yaşaması, yine seçmenin de etki veya baskı altında olması gibi durumlar söz konusu olacaktır.

Bunun için seçmenin taşınması konusu kendiliğinden gündeme gelecektir.

Taşınan seçmen ise, taşıyan iradenin etkisine açık olacak, bu durum taşıyan veya taşıtan iradenin etkisini ortaya çıkaracaktır.

Duyurulan veya duyurulduğu varsayılan taşıma saatlerine ve araçlarına yetişemeyen, bu nedenle taşıma dışı kalan seçmenler de olacaktır.

Belirli seçmenler, oy vermeleri kısıtlanmak için bu gibi yapay gerekçelerle rahatlıkla taşıma dışı bırakılabilecektir.

Oy verme saatleri süresince taşıma sürekliliği, nereden ve nasıl sağlanacak, ne zaman başlayıp ne zaman sona erecektir...

Oy verme süresi içinde sandığa varabilmek için, buna göre taşıma süreleri belirlenecek, oy verme bitim saatine yakın taşımalarda ise, sandık alanına ulaşabilme yönünden seçime katılamama durumları ortaya çıkabilecektir.

Bir günde kaç kez taşıma yapılacağı tartışmaları söz konusu olacaktır.

Taşınan seçmenler arasında ayrım yapılıp yapılmadığı tartışmaları sona ermeyecektir.

Seçmenin sandık alanına yetiştirilmesi, taşıyan iradenin tutumuna bağlı olacaktır.

***

Oy kullanmamak ta bir tercih olup, ortaya çıkacak taşıma yöntemlerinde, olası itirazları da engellemek için herkes oy kullanma yerine taşınmak durumunda bırakılacaktır.

Taşıma yerine gitmeyen seçmen, taşıyan iradeye karşı koyan seçmen konumuna itilecek, bunun için oy verme yerine gitmek durumunda kalan seçmen, adeta oy kullanmaya zorlanacaktır.

Güvenlik nedeniyle taşımanın söz konusu olduğu yerde, bu taşıma yollarını kullanmayan ve gitmeyen seçmen ise, bu güvenlik sorununu yaratan unsur gibi görülecek ve adeta fişlenme durumu bile ortaya çıkacaktır.

Bu durum, taşınan sandıklardan sonra, adeta “mahkümların toplu sevki” gibi, seçmelerin de toplu taşınmaları veya taşınmamaları durumunu yaratacaktır.

Taşıma sırasında ortaya çıkacak veya çıkarılacak olay veya kazalar nedeniyle kişilerin oy kullanamaması söz konusu olursa, bu durum hukuken açıklanamayacaktır.

Özgürlük rejimi olan demokrasi de, geldiğimiz noktada demokrasiyi yaşatmak için önce sandık, onun arkasında da toplu taşıma yoluyla seçmenler taşınacaktır!

***

Taşınan seçmenin, bakım ve gözetiminde bulunan kişilerin söz konusu olması durumunda ise bu konumdaki seçmenler hangi koşullarda, kimlerle, hangi süre için ve nasıl taşınacak, bakım ve gözetiminde olan kişilerin durumu ne olacaktır. Bu da katılımı etkileyici boyut taşımaktadır



Tüm bu durumlar serbest seçim ortamına aykırılığı ortaya koymaktadır.

***

Serbest seçim ortamı içinde de ayrıca açık sayım esas olup, açık sayımın da o sandık alanındaki tüm seçmenlerin izleyebileceği biçimde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Güvenlik nedeniyle seçmenlerin erken saatlerde geri taşınması durumunda ise seçmenler, kendi sandıklarındaki oyların sayımını izleyemeyecektir.

Geri taşımanın erken saatlerde yapılması bu durumu yaratacaktır.

Açılan sandık sonuçları beklentileri karşılamadığında da, güvenlik sorunu ile baş başa bırakılan veya terk edilen seçmenler de söz konusu olabilecektir.

Bunlar da seçmenin oyu üzerinde etki yaratan konulardır.

Seçmenlerin, oy kullanırken bunları düşünmeyeceği ve etki altında kalmaması söylenemez.

Sandıklardaki oy sayımının sadece sandık kurulu görevlileri önünde yapılması, hatta bu süreçte farklı partilerden sandık kurulu üyelerinin de hazır bulunması, açık sayım için yeterli değildir.



Tüm bu durumlar, açık sayım ilkesinin kağıt üzerinde kalması demektir.

***

Oy kullanmak için bulunduğu yerden oynatılan, bir başka yere gönderilen yani sürgün edilen seçmenle, demokrasinin yaşanması, yaşatılması düşünülebilmektedir.

Bu tabloda yapılanın adına seçim denirse, bu yapılana da seçim hukuku tarihindeki bir ilki oluşturacaktır.

***

Demokratik hukuk devleti, egemenlik alanı içerisinde, hukukun üstünlüğünü sağlayan, bağlı olunan kuralları uygulayan ve bunu da denetleyen bir devlettir.

İç hukuktaki ve yine İHAS'taki düzenlemelerde, seçmenin yasama organı seçimlerinde oyunu etki altında kalmadan kullanması esası korunmuştur.

Önce sandık, arkasından seçmen taşıma, hatta seçmenleri de toplu taşıma yolu ile demokrasiye yönelik kurallar adeta askıya alınmakta, böyle bir ortamdaki seçimlerin de demokrasi için yapıldığı söylenebilmektedir.

***

Sandık taşınması ve birleştirilmesine yönelik başvuruların, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü gözetilince, hiç bir tartışmaya girmeksizin seçim hukukunun varlığı uyarınca, seçim kurulları veya YSK tarafından hiçbir tartışma yaratmadan hukukun gereği olarak reddi gerekirken, şimdilerde yaşadıklarımızı hukukla açıklamak söz konusu olamaz.

Seçim kurulları yasaya uygun toplanmadan bile bu konulardaki başvurular doğrultusunda karar vermektedir.

YSK da kendisine ulaşan başvurular için, bu konunun tartışılmasının veya gündeme getirilmesinin bile demokratik bir sistemde asla düşünülemeyeceğini söylemeyip veya söyleyemeyip aksine başvuruları karara bağlamayı bekletmektedir.

Bu kafa karışıklığı içindeki yargı ile seçimlerin denetimi ve yönetimi yapılmaktadır.

İktidar partisinin sandıkların taşınmasını amaçladığı hatırlanırsa yaşananlar, yargının da, seçimler konusundaki güvencenin de, ne düzeyde olduğunu göstermektedir.

Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları