Önur Öymen; Sıfır sorun politikası sorunsuz sıfır komşu haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği bölgede esen rüzgarların etkisine bırakılmaz.
Bölgemizdeki gelişmeler giderek daha kaygı verici bir boyut kazanıyor. Gazze'de yaşanan ve 2000'e yakın Filistin'linin ölümüyle sonuçlanan İsrail saldırısından sonra ilan edilen ateş kesin ne kadar süreceği belli değildir. Bir süre sonra yeni saldırılar olması olasılığı kuvvetlidir. Filistin sorununa çözüm ufukta görülmüyor. 1931 yılında Filistin topraklarında yaşayan Yahudi azınlığı toplam nüfusun sadece %17'siydi. Daha sonra büyük devletlerin desteğiyle o toprakları ele geçiren Israilliler 711,000 Filistinliyi göç etmek zorunda bıraktılar. Şimdi onların, çocuklarının ve torunlarının toplam sayısı 4,5 milyonu buldu. Çoğunluğu on yıllardan beri kamplarda yaşıyor.
Bölgede yaşananlar Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor. Suriye'deki silahlı gruplara dayanan bazı kaynaklar 74 vatandaşımızın oradaki çatışmalarda öldüğünü belirtiyor. Yabancı basına göre ISID üyelerinin %10'u Türk asıllıymış. Kuzey Irak'taki Türkmenler de ISID saldırılarısonunda büyük kayba uğradı. Son olarak gene ISID, 1993 yılında Güney Doğu'dan PKK'nın desteğiyle Kuzey Irak'a kaçırılan 11 000 vatandaşımızın bulunduğu Mahmur'a saldırıya geçmiş. Orada PKK'nın denetimindeki kampta yaşayan vatandaşlarımız kampı terk etmek zorunda kalmışlar. Bence Türkiye'nin öncelikli görevi bu vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak olmalıdır. Bunun için bu vatandaşlarımızın hem ISID hem de PKK terörünün baskısından kurtarılarak eski köylerine güvenlik içinde dönmeleri sağlanmalıdır.
ISID Irak'ta 16 vilayeti Suriye'de de 8 vilayeti ele geçirdiğini iddia ediyor. Bütün bunlar bölgedeki siyasi coğrafyanın hızla değişmekle olduğunu gösteriyor. Bu durum Türkiye'nin güvenlik ve stratejik çıkarlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Musul Başkonsolosumuzun ve çalışma arkadaşlarının ISID tarafından rehin alınması bu örgütün Türkiye'ye yönelik niyetlerinin de bir işaretini vermektedir.
Öte yandan İsrail Başbakanının Barzani'nin tarafından kurulacağı ilan edilen Bağımsız Kürt devletini. destekleyeceklerini açıklaması da bölgede İsrail'e yakın çizgide yeni bir devletin kurulabileceğini göstermektir. Türkiye'nin bu konudaki söylemlere karşı etkisiz kalması da kaygılarımızı artırmaktadır.
Orta Doğu'da etkili bir oyuncu olma iddiasıyla ortaya çıkan Türkiye maalesef seyirci durumuna düşmüştür. Kırmızı çizgilerimiz kaybolmuştur. Bu gelişmelerin çoğunun arkasında silahlı terör örgütlerinin saldırıları yer almaktadır. Silah zoruyla siyasi çözüm dayatmaya çalışan terör örgütleriyle siyasi müzakere yapılarak sonuç alınamayacağı, iyi terör kötü terör ayrımının yapılamayacağı artık anlaşılmalıdır.
Sıfır sorun politikası sorunsuz sıfır komşu haline gelmiştir. Artık bütün bu konuların yeniden değerlendirilmesinin zamanı gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği bölgede esen rüzgarların etkisine bırakılmaz.
Saygılar, sevgiler.
Onur Öymen