Terör saldırıları ve 'çözüm süreci'

Onur Öymen; Görüşmeler İmralı'da bulunan Öcalan'la yapıldığına göre acaba Sayın Davutoğlu Öcalan'ın bölgede yaşayan halkımızın temsilcisi olduğunu mu düşünmektedir?

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde şehid edilen üç askerimize Allahtan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyoruz.

PKK'nın son zamanlardaki eylemleri ve işlediği cinayetler bu örgütün siyasi bir muhatap gibi kabul edilip onunla görüşmelerde bulunulmasının ne kadar büyük bir yanlış olduğunu bir kere daha göstermiştir.

Şaşırtıcı olan her saldırıdan sonra Hükümetin "Çözüm sürecini" savunan açıklamalar yapmasıdır. Hakkari'de üç askerimizin şehit edilmesinden sonra Başbakan Davutoğlu bir kere daha "çözüm sürecini" savunmuş ve "esas muhatabımız, o bölgede yaşayan halkımızdır." demiştir.

Görüşmeler İmralı'da bulunan Öcalan'la yapıldığına göre acaba Sayın Davutoğlu Öcalan'ın bölgede yaşayan halkımızın temsilcisi olduğunu mu düşünmektedir?

Bazı yabancı ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda yaptıkları anlaşılan öneriler doğrultusunda terörle mücadele yerine müzakere yönteminin benimsenmesinin terörü önlemeye yardımcı olmadığı görülmektedir. Buna rağmen "çözüm sürecini" desteklemekte ısrar edenler yaşanan ıstırapların sorumluluğuna ortak olmaktadırlar.

Dünya basını tarafından PKK'nınm uzantısı olarak nitelendirilen PYD'nin Amerika tarafından terör örgütü olarak kabul edilmemesi ve silahlandırılması ciddiyetle değerlendirilmesi gereken bir durum yaratmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanı bile bu konuda Türkiye'nin Amerika'yla görüş ayrılığı içinde olduğunu kamuoyuna açıklamıştır.

Şimdi yanlıştan dönmenin zamanıdır. En büyük yanlış yapılan yanlışta ısrar etmektir.

Saygılar, sevgiler.
Onur Öymen