Beyin kanamaları
Prof. Dr. Cengiz Kuday: Beyin kanamalarında her ne sebeple olursa olsun zaman önemlidir. Zamanında yapılan müdahaleler hayat kurtarır.
Bugün beyin kanaması diyince doğrudan beyin, beyin sapı, beyincik dokusu içine ya da beyni çevreleyen zarlar arasına (subaraknoid, subdural, epidural) kanamayı anlıyoruz. Bu son zarlar arasındaki kanamalar daha çok bir travma sonucu oluşur. Bu konu ayrıca tartışılacak uzun ayrı bir konudur. Diğer bir konu beynin içine olan kanamalardır. Birçok sebeplerden olabilir.
Mikro-anevrizmalar, Arterio venöz malformasyonu dediğimiz anormal damar yumakları antikoagilan (kanı sulandırıcı ilaç) kullanmaya bağlı kanamalar, tümör içine kanamalar bu liste uzar gider.
Bugün benim değinmek istediğim konu anevrizma dediğimiz beyin damarlarındaki balonlaşmaya bağlı kanamalardır. Tüm beyin kanamalarının %10-15'ini oluşturur. Anevrizmaya bağlı kanamanın oranı her yüzbin kişide 6-10'dur. En sık 55-60 yaşlarında görülür. Kadınlarda biraz daha fazladır. Kanamanın hastaların %18-20'sinde aşırı fiziksel aktivite ya da cinsel ilişki sırasında başladığını ileri sürenler vardır. Pek çoğunda baş ağrısı mevcuttur. Başka belirtilerde olabilir. Örneğin; göz arkasında ani ağrı, ense ağrısı, bayılma, bilinç bozukluğu vb. Fakat bunların hiçbiri kesin kriter değildir. Bazen epilepsi nöbet şeklinde de olabilir. Akut döneminde yani başlangıçta çok hastada hipertansiyon görülebilir. Anevrizmaya bağlı kanamalarda ölüm oranı çok yüksektir. Bu hastaların %25'i ilk birkaç saat içinde kaybedilebilir. Geriye kalanların %35'i yeniden kanama veya cerebral iskemi dediğimiz beynin yeterli kanlanamaması yüzünden ilk birkaç haftada kaybedilir.
Öte yandan ilk kanamayı iyi durumda atlatan ancak anverizmaları tedavi edilmeyen hastaların her yıl %30'u yeniden kanayabilir ve kaybedilmektedir. Hasta ilk kanamayı atlatıp yaşarsa ki bu kanamaları ancak 1/5'ini teşkil eder. Baş ağrısı için şu ana kadar hissettiğim en korkunç baş ağrısı tabirini kullanır. Ve hatta şöyle diyebilir 'sanki başımda bir bomba patladı'. Yapılan araştırmalara göre 3-6 milyon Amerikalı başında henüz kanamamış; ama bir gün büyük bir ihtimalle patlayacak anevrizma ile bir benzetme yapılırsa pimi henüz çekilmemiş bir el bombası ile dolaşmaktadır. Türkiye'de de bu oran benzer bir şekildedir. Demin de arzettiğim gibi baş ağrısının dışında ani bir göz kapağında düşme, çift görme, ense ağrısı, göz arkasında ağrı eşlik edebilir. Tedavinin şekli hastaya, anevrizmanın yerine, hastanın yaşına ve genel durumuna göre değişir.
Beyin kanaması geçiren hastalar her zaman uygun hastaneye değil en yakın hastaneye gidiyor; oysa bu müdahaleyi yapabilecek hastanelere gitmesi gerekir. Maalesef gidilen pek çok hastane uygun şartlara sahip olmamasına rağmen hastaları yoğun bakımlarında tutup, aman yerinden kımıldatılmasın zararlı olur der. Altını çizerek söylüyorum; böyle bir şey yok. O hasta anjio veya MR çekilmesi için yerinden oynatılıyor ve bir şey olmuyor. Anevrizma tedavisi bir ekip işidir. Bu ekipte başta beyin cerrahları + nöro-anestezist ve nöro radyologların olması ve bu ekibin kararlarına göre endı-vasküler (halkın kapalı ameliyat dediği) veya cerrahi uygulaması düşünülür. Unutmayalım beyin kanamalarında her ne sebeple olursa olsun zaman önemlidir. Zamanında yapılan müdahaleler hayat kurtarır. Yüzde, kolda, bacakta, vüdudun herhangi bir yerinde aniden beliren hissizlik, zayıflık, baş dönmesi, bulantı, kurma, çift görme, anlamsız yada düzensiz konuşma, gözlerden birinde veya her ikisinde de birden ortaya çıkan görememe, ve baş ağrısı hastaların imkanı varsa ilk 3 saat içinde tam donanımlı hastanelere götürülmesi şarttır. Tam donanımlı demek dıştan görünen lüks hastane demek değildir. Neredeyse tüm üniversite; devlet ve bazı vakıf hastanelerinde bu tür hastalara müdahale edecek ekipman mevcuttur.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları