loading
close
SON DAKİKALAR

Hangi terazi tartabilir böyle bir adaleti?

Rojda Duygu Yeşilgöz
Tarih: 19.01.2013

Halbuki kimse bilmez, o Ermeni de ülkesini sever, o Rum da ülkesine bağlıdır, tek isteği "insanca" yaşamaktır. Tıpkı Hrant Dink gibi...

Bir ülkede azınlık mensubu bir gazeteci azınlık ve çoğunluk arasındaki kan davasına uzlaşmacı fikirlerle yaklaşarak azınlığın sivri ucunu kıyasıya eleştirmiş. Fakat yaptığı bir edebi oyun çoğunluk tarafından yanlış anlaşılınca yargılanmış. Çoğunluğa hakaret ettiği sanılmış. Afişe olmuş. Bir zaman sonra da vurulmuş


19 Ocak’ta ne oldu hatırlıyor musun? Sorusunu her gördüğümde ‘’nasıl unutabiliriz?’’ demekten altı yıldır kendimi alamıyorum.


O günden sonra duyduğum Sarı Gelin şarkısı artık benim için daha farklı bir anlam taşıyordu.

Gördüğüm her Hrant fotoğrafı ya da duyduğum Hrant’lı cümleler artık benim için daha anlamlıydı.

Ben de onu ölümüyle birlikte tanıyanlardanım. Dava süreçlerini hayal meyal hatırlıyorum ama 19 Ocak’la Hrant artık benim ailemin bir ferdiydi! 

O günden sonra kaçırdığım yılları belki yakalayabilirim diye verdiği her röportajı, yazdığı her yazıyı tek tek belki birkaç kez dinledim okudum.

Her defasında bir ağırlık çöktü omuzlarıma, boğazımda kocaman bir yumru oluştu. 

Okudukça, dinledikçe Hrant’ın yazdıkları ve söyledikleri ile onun halkların kardeşi olduğu gerçeğini pekiştirip durdum.

19. yüzyılın "modası" milliyete dayalı devlet kavramını, etkisi gün geçtikçe artan bir dozda hala devam ettirebilen, hala bunu vatandaşına yedirebilen bir ülkenin, "öteki" kavramı üzerinden kendine değer biçen bir toplumun insanları olarak Hrant Dink katliamı bizim işimiz, bizim cinayetimizdir. Hepimiz utanmalıyız, hepimiz tepki göstermeliyiz, dönüp kendimize bakmayı bilmeliyiz. Büyük adaletsizlik, çok büyük bir suç. Hepimizin suçu. Türkiye'nin suçu.

Türkiye'de yaşamak zor iş... Hele bir de ötekiyseniz. Suratınıza her an yapıştırırlar öteki olduğunuzu. Otobüse hani bir siyahi Afrika'lı girdiğinde herkes suratına bakar ya, işte siz eğer Ermeniyseniz, Yahudiyseniz, Müslüman değilseniz zordur Türkiye’de yaşamak. İsminiz Türkçe değilse kuşkulu bakışlar her zaman üzerinizdedir. Hâlbuki kimse bilmez, o Ermeni de ülkesini sever, o Rum da ülkesine bağlıdır, tek isteği "insanca" yaşamaktır. Tıpkı Hrant Dink gibi.
Maalesef namussuzların sayısı cesurların sayısından fazla…

19 Ocak'ta ne oldu yazan facebook profil fotoğrafları, Agos gazetesi önünde yapılan toplaşmalar, Rakel Dink'in altı yıl evvel yaptığı yürek burkucu samimi konuşması (altı yıldır kim bilir kaç kez okuduğum konuşma) ne yazık ki ülkemde bir şeyleri değiştirmeye yetmedi.

Sokakta 3 kişiyi yan yana görünce örgüt diye içeri alan zihniyet gözler önünde işlenen örgütlü cinayette "örgüt yok!" dedi!

Üzerinden bir yıl geçmişken Yargıtay Başsavcılığı Dink cinayetinde ‘örgüt yok’ diyen mahkeme kararının bozulmasını istedi Yargıtay Başsavcılığı’nın Hrant Dink davasıyla ilgili tebliğ namesinde şöyle denildi: Dink’in öldürülmesi, sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında, devletin birliğini bozmaya yönelik eylemler olarak değerlendirilmelidir.”

Hangi terazi tartabilir böyle bir adaleti?

Bu utancı insanlık adına taşıdığım bu yükü bir gün yok edebilmeyi umut ediyorum…


Rojda Duygu Yeşilgöz



ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları