Tarih:
20.09.2012
Savaş insanlıktan çıkarıyor!
Özenle nefreti besliyoruz. Sonra oturduğumuz yerden 'yine insanlarımız öldü' diye ah vah ediyoruz...
John F.Kennedy’nin ‘’İnsanoğlu savaşa son vermelidir. Yoksa savaş insanoğluna son verecektir.’’ Sözü belki de bugün hissettiğimi ifade edebilecek en anlamlı cümle…Tesadüfen gördüğüm bir fotoğraf karesi ‘’Savaş’ın insanlıktan çıkardığını’’ kanıtlar niteliğindeydi…
Şemdinli-Yüksekova arasında bulunan Güzelkonak Karakolu’na yönelik saldırı sonrası çatışmada hayatını kaybeden sekiz PKK’linin karakol bahçesindeki cansız bedenleri önünde bir grup asker fotoğraf çektiriyor…
Aranızda ‘’iyi yapmışlar’’ diyenleriniz illa ki olacaktır. Zira haberin altında yer alan okur yorumlarında övgü sayısı azımsanmayacak kadar fazlaydı…
Tam tersi yeren sayısı da aynı ölçüdeydi…
O fotoğraf karesine asker ya da militan, ordu ya da pkk olarak değerlendirmeden kurumlar üzerinden değil de Hasan, Ali, Mehmet gibi şahıslar üzerinden bakıyorum.
Ayrımın geldiği noktaya bakıyorum…
İnsanı insanlığından utandırdığı noktadan bakıyorum…
O fotoğraf karesi tam tersi olsaydı da ölen asker, arkasında yer alanlar PKK’lılar olsaydı da benim baktığım nokta değişmeyecekti…
Dikkat çektiğim savaş’ın insanları getirdiği nokta…
İnsanların birbirine kin duymasını başardıklarının kanıtı. Çatışma ve saldırı ortamının yarattığı psikolojik tutumun eylem biçimi…
Belki karakola yapılan saldırıdan öç alma ruhu… Belki sonrasında pişman olunucak, belki yıllarca övgüyle anlatılacak bir kare.
Savaşın insanlar üzerinde yarattığı psikolojik deformasyon belki de bu fotoğrafı çektirmelerine neden olmuştur.
Evet, evet bu savaş psikolojisinden başka bir şey değil.
Gün be gün, ölen, öldürülen ve gündelik yaşamı ölüm ve katliamlarla dolduran!
Birileri öldürülen Kürtlerin fotoğrafını paylaşıyor ve her Türkün bu fotoğrafı beğenmesini bekliyor, birisi de askerlerimizin ölen Kürtlerle çektirdiği fotoğrafı paylaşıp Kürtlere "bakın size bunu reva görüyorlar" mesajı veriyor.
Böyle böyle ve özenle nefreti besliyoruz. Sonra oturduğumuz yerden "yine insanlarımız öldü" diye ah vah ediyoruz. Demek ki neymiş, "barış" demek basit de "barış"ın dilini öğrenmemiz çok zaman alacak, o zaman içinde de çok...
Keşke siyasi çıkarlar ölümün susmasına, hayatın konuşmasına el verseler…
Değil midir Hz. Muhammed Bedir Savaşında kafir diye isimlendirilen karşı tarafın ölü bedenlerini gömerek üzerinde takli okuyan!
İşte tam da bu yüzden savaşları tüm dünya yüzeyinden yok etmek için çalışmalı. Bu yüzden barışı tesis etmek için ufak pazarlıklara takılmadan ''barış diliyle“ konuşmalı, barışın dilini hakim kılmalı.
İşte bu yüzden, onurlu bir barışta ısrar etmekten asla vazgeçilmemeli!
İnsan doğmuş olmak, insan olmak için yeterli midir?
Rojda Duygu Yeşilgöz
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları