loading
close
SON DAKİKALAR

Ve insanlar katlediliyor...

Rojda Duygu Yeşilgöz
Tarih: 28.12.2012

İdeolojiler beyinleri o kadar sığlaştırmış ki bu ideoloji sayesinde, ortada olan insanlık suçunun hala farkındalığına varılmamış...

Bugün, PKK’lı sanılarak TSK’nın savaş uçaklarıyla açılan hava saldırıları sonucunda hayatını kaybeden 34 Roboski’linin birinci yılı doldu!


Geçen yıl 28 Aralık gecesi yaşanan olayın sorumluları aradan bir yıl geçmesine rağmen ortaya çıkarılamadı. Tanık ve mağdur ifadelerinin alınmasına karşın tek bir şüpheli ifadesi dahi alınmadı.


28 Aralık 2011'den beri aydınlatılmayan, aydınlatmanın da ötesinde karatılmaya çalışılan insanlık suçu öylece karşımızda duruyor.


Katliamda oğlunu kaybeden Semire Encü tepkisini anımsıyorum da, “Biz çocuklarımızın fotoğraflarını nasıl ki kucağımızda bir bebek gibi taşıyorsak, katliamcılar da vicdan azabını kucağında taşısın’’

Geçen zaman katliamcıların vicdanlarını nerede taşıdığı sorusunu tekrar sormama neden oluyor?

80’li ve 90’lı yıllara dair ne çok şey anlatılırdı. Birini hiç yaşamamış, diğerinde ise çocuktum! Ama faili meçhul katliam nasıl yapılırmış 2000’li yıllarda bizzat şahit oldum. Aynı ülkede yaşayan farklı etnik kimlik nasıl yok sayılırmış gördüm! Bir yıl geçmesine rağmen, şüpheli sıfatıyla tek bir kişinin ifadesinin alınmadığını da!

Duyarsızlığımızın kaçıncı günü?

365 gün boyunca Roboski katliamı konusunda binlerce sayfalık açıklama ve raporlar yayınlanmasına rağmen, katliamın kim tarafından gerçekleştirildiği konusu ve faillerin yargılanması mevzusunda bir arpa boyu dahi yol alınmadı.

Getirilen yaklaşımlar, yaşanan akıl tutulmaları sığlığı göstermesi açısından hep manidar.

İdeolojiler beyinleri o kadar sığlaştırmış ki bu ideoloji sayesinde, ortada olan insanlık suçunun hala farkındalığına varılmamış.

Hala sivil olup olmadığı tartışılmakta, hala katliam olup olmadığı üzerinden söylemler üretilmekte! 35 insanın ölmesi yeterli bir neden değilmiş gibi  ‘’eğer bir ihmal varsa’’ diye cümleler kurulmakta! 34 tane insan dediğin ne ki ! değil mi ama? Katledilmeleri Türkiye'de tek bir istifa bile getirmiyorsa onlar altı üstü et, sinir, kemiktir.

Üstelik yaş ortalamasının15-16 olması da hiç önemi değil. 34 tane vatandaş, 34 tane çocuk, 34 tane kardeş bombalarla, insansız hava uçaklarıyla paramparça edilmiş ne önemi var ki?

Bir bidon mazot uğruna, cansız bedenleri yan yana dizilen katır sırtında sağ çıktıkları evlerinden
yine katır sırtında, ama cansız olarak dönen, 34 bedenin ölüm hikayesi. Ölmeyi göze almanın öldürmeyi haklı kıldığını sananların normal karşıladığı bu durum insanlıkla çelişen söylem ve ifadelerle oysa ki ne kadar da anormal!

Beş dakikacık, kendini Roboski köylülerinden biri yerine koyarak o insanların neler hissettiğini anlamaya çalışsak, bu kadar zor mudur? Acı düştüğü yeri yakmaya devam ediyor.

Gelin Nazım’ın yıllar önce kaleme aldığı dizelere bakalım, sanki dünler bugünlerin özetiymiş gibi!

"sevgilim,
başlar önde, gözler alabildiğine açık,
yanan şehirlerin kızıltısı,
çiğnenen ekinler
ve bitmez tükenmez ayak sesleri :
gidiliyor.

ve insanlar katlediliyor :
ağaçlardan ve danalardan
daha rahat
daha kolay
daha çok...

 

Rojda Duygu Yeşilgöz



ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları