Tarih:
19.04.2016
AB İlerleme Raporu
Şahin Mengü; Hiç kimse de 'Sayın Bakan Dur Atma' sen yok deyince yok olmuyor, demiyor.
14 Nisan günü Avrupa Parlamentosunun içinde ne ararsan bulunan Türkiye raporunu yayınlandı, hükümette tribünlere mesaj olmaktan başka hiçbir kıymeti olmayan biz bu raporu “yok sayıyoruz” açıklamasını yaptılar.Hiç kimse de “Sayın Bakan Dur Atma” sen yok deyince yok olmuyor, demiyor.
Kimse siyasi iktidara 3 Ekim 2005 de büyük başarı diye halka yutturduğunuz, hatta AB’ni 28. Üyesi olduk diye öğlen vakti havai fişekler atarak kutlanan AB-Türkiye Müzakere Çerçevesinin 10. Maddesi “… Türkiye bu müktesebatı, katılım tarihindeki haliyle uygulamak zorundadır. Ayrıca katılım, mevzuat uyumuna ilaveten, müktesebatın zamanında ve etkili olarak uygulanmasını da gerektirir. Müktesebat sürekli olarak gelişmekte olup, aşağıdakileri içermektedir” dedikten sonra ve başka Türkiye açısından bağlayıcı bir çok hükümden başka “Birlik çerçevesinde kabul edilen hukuken bağlayıcı olan veya olmayan diğer işlemler” dediğini söylemiyor.
O tarihteki CHP yöneticileri bu sakıncaları, tehlikeleri görerek, bu belgeyi imzalamayın demişlerdi. Tayyip Bey ve arkadaşları dinlemediler.
Bu belge imzalandıktan sonrahukuken tavsiye niteliğinde olan bütün belge ve kararlar, Türkiye için bağlayıcıdır. Türkiye bunları uygulamak zorundadır. Bunu daha işin başında peşinen kabul etmişiz. Dolayısıyla bugüne kadar çıkmış ve bundan sonra da çıkacak bütün parlamento kararları Türkiye için bağlayıcı olacaktır.
İşin daha vahimi, raporda, Türkiye’nin “Ermeni Soykırımı” nı tanınmasını isteyen geçen yılki karar atıf yapılması üstüne, iktidarından muhalefetinden bir Allahın kulu çıkıp da, “Bak efendi AHİM’in, devletlerin, parlamentoların, eyaletlerin, belediyelerin bu konuda karar alamayacağına ve 1915 olaylarının Yahudi Soykırımına benzemediği konusunda” kararı var, niye ikiyüzlü davranarak, mahkeme kararını yok kabul ediyorsunuz demek, akıllarına gelmiyor.
Bakın AB Parlamentosu’nun küstahlığı ve buna tepkisizlik sadece bununla da kalmıyor.
Örneğin, Raporda, Dünyadaki en geniş Roman nüfusunun Türkiye’de olduğu iddia edilerek, Roman nüfusa eşit haklar verilmesi gerektiği vurgulanmış
Bir kişinin de aklına “bana, benim mevzuatımda, Roman kökenli vatandaşlarımızın eşit olmadıklarını, onlara ayrımcılık yapıldığı anlamına gelecek bir madde göster”, demek gelmiyor.
Raporda, Kürt sorunun şiddete dayalı çözümlenmemesi gerektiğine de yer vermişler.
Bu raporu kaleme alanlar, PKK’nın Türkiye’nin Anayasasını, devlet yapısını, kendi özerklik talepleri doğrultusunda değiştirmek istediklerin bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar. Hangi etnik kökenden, hangi dinden,hangi mezhepten gelirse gelsin bütün vatandaşları ayırımsız kapsayan Türk milleti kavramını bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar, ama yüz yıldır kendi menfaatleri gereği Türkiye’yi Sevr’e göre bölmek için Türkiye’yi Kürtlere veya başkalarına köklü tavizler verdirmeye uğraşıyorlar.
İşte 3 Ekim 2005 de imzalanan “Müzakere Çerçeve Belgesi”nden sonra, “Biz bu raporu yok sayıyoruz” demekle rapor yok olmuyor.
Tabii rahatsınız, bunu takip edip sizin suratınıza vuracak, halka doğruları anlatacak bir muhalefet yok..
14 Nisan günü Avrupa Parlamentosunun içinde ne ararsan bulunan Türkiye raporunu yayınlandı, hükümette tribünlere mesaj olmaktan başka hiçbir kıymeti olmayan biz bu raporu “yok sayıyoruz” açıklamasını yaptılar.
Hiç kimse de “ Sayın Bakan Dur Atma” sen yok diyince yok olmuyor, demiyor.
Kimse siyasi iktidara 3 Ekim 2005 de büyük başarı diye halka yutturduğunuz, hatta AB’ni 28. Üyesi olduk diye öğlen vakti havai fişekler atarak kutlanan AB-Türkiye Müzakere Çerçevesi’nin 10. Maddesi “… Türkiye bu müktesebatı, katılım tarihindeki haliyle uygulamak zorundadır. Ayrıca katılım, mevzuat uyumuna ilaveten, müktesebatın zamanında ve etkili olarak uygulanmasını da gerektirir. Müktesebat sürekli olarak gelişmekte olup, aşağıdakileri içermektedir” dedikten sonra ve başka Türkiye açısından bağlayıcı bir çok hükümden başka “Birlik çerçevesinde kabul edilen hukuken bağlayıcı olan veya olmayan diğer işlemler” dediğini söylemiyor.
O tarihteki CHP yöneticileri bu sakıncaları, tehlikeleri görerek, bu belgeyi imzalamayın demişlerdi. Tayyip Bey ve arkadaşları dinlemediler.
Bu belge imzalandıktan sonrahukuken tavsiye niteliğinde olan bütün belge ve kararlar, Türkiye için bağlayıcıdır. Türkiye bunları uygulamak zorundadır. Bunu daha işin başında peşinen kabul etmişiz. Dolayısıyla bugüne kadar çıkmış ve bundan sonra da çıkacak bütün parlamento kararları Türkiye için bağlayıcı olacaktır.
İşin daha vahimi, raporda, Türkiye’nin “Ermeni Soykırımı” nı tanınmasını isteyen geçen yılki karar atıf yapılması üstüne, iktidarından muhalefetinden bir Allahın kulu çıkıp da, “Bak efendi AHİM’in, devletlerin, parlamentoların, eyaletlerin, belediyelerin bu konuda karar alamayacağına ve 1915 olaylarının Yahudi Soykırımına benzemediği konusunda” kararı var, niye ikiyüzlü davranarak, mahkeme kararını yok kabul ediyorsunuz demek, akıllarına gelmiyor.
Bakın AB Parlamentosu’nun küstahlığı ve buna tepkisizlik sadece bununla da kalmıyor.
Örneğin, Raporda, Dünyadaki en geniş Roman nüfusunun Türkiye’de olduğu iddia edilerek, Roman nüfusa eşit haklar verilmesi gerektiği vurgulanmış
Bir kişinin de aklına “bana, benim mevzuatımda, Roman kökenli vatandaşlarımızın eşit olmadıklarını, onlara ayrımcılık yapıldığı anlamına gelecek bir madde göster”, demek gelmiyor.
Raporda, Kürt sorunun şiddete dayalı çözümlenmemesi gerektiğine de yer vermişler.
Bu raporu kaleme alanlar, PKK’nın Türkiye’nin Anayasasını, devlet yapısını, kendi özerklik talepleri doğrultusunda değiştirmek istediklerin bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar. Hangi etnik kökenden, hangi dinden,hangi mezhepten gelirse gelsin bütün vatandaşları ayırımsız kapsayan Türk milleti kavramını bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar, ama yüz yıldır kendi menfaatleri gereği Türkiye’yi Sevr’e göre bölmek için Türkiye’yi Kürtlere veya başkalarına köklü tavizler verdirmeye uğraşıyorlar.
İşte 3 Ekim 2005 de imzalanan “Müzakere Çerçeve Belgesi”nden sonra, “Biz bu raporu yok sayıyoruz” demekle rapor yok olmuyor.
Tabii rahatsınız, bunu takip edip sizin suratınıza vuracak, halka doğruları anlatacak bir muhalefet yok..
Şahin Mengü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları