Tarih:
10.11.2015
Bu korku mu nefret mi?
Şahin Mengü: Korkmamanız gerekir, Atatürkçüler egemen olduğu gün, bu ülkede hukuk egemen olacağı için her birey özgür olacaktır.
Son yıllarda bazılarında, özellikle de 1 Kasım seçimlerindeki büyük hezimetten sonra, Cumhuriyet Halk Partisi köklerine dönecek diye büyük bir korku başladı.Cumhuriyet Halk Partisi’nin özüne dönmesi demek,bugün inkar edilen devrimci, halkçı ve laik niteliklerine geri dönmesi demektir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin devrim anlayışı sürekliliği içerir, Bir dönem de gerçekleştirilen köklü değişiklik boyutuyla sınırlı kalamaz.Bu ilericiliğinin gereğidir.
Bunu anlayabilmek için 1961 Anayasasının hazırlanmasında, eğer çağdaş uygarlığa hakim olmuş görüşler egemen olmuşsa, bunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin 12 Ocak 1959 daki 14. Kurultayında kararlaştırdığı ilk hedefler bildirgesinin büyük katkısı olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi etnik kördür. Ama etnik kör olmak demek bölücüleri CİA ajanlarını kucaklamak değildir.
Cumhuriyet Halk Partisi Kürt kökenli vatan evlatlarını, bazılarının söylediği gibi dışlamaz; tam aksine onları ağaların, şeyhlerin, derebeylerin kulları olmaktan kurtarıp, birey olabilmeleri için çaba sarf eder.
O bölgeyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi eleştirilecekse, planlayıp da gerçekleştiremediği toprak reformu nedeniyle eleştirilebilinir.
Eğer zamanında, yani 1930’larda o toprak reformu gerçekleştirilebilseydi, Türkiye bugün birinci sınıf bir demokrasiye sahip olurdu.
Cumhuriyet Halk Partisi geçmişinde merkez sağdan bir çok siyaset adamına kapılarını açmıştır. Ama onlar kendi düşüncelerini partiye taşımadılar, bu partinin değerlerini benimseyerek geldiler.
Hürriyet Partisinden ayrılanların Cumhuriyet Halk Partisine katılmaları bunun çarpıcı örneğidir.
Cumhuriyet Halk Partisi köklerine döndüğü zaman, Genel Başkanlar ABD büyük elçileri ile otel köşelerinde gizli saklı görüşmeler yapmazlar, açıkça görüşürler.
“Bu ülkede neyin, nerde ve ne kadar ekileceğine biz karar veririz” diyerek haykırırlar.
Yani ülkenin ve partinin sorunlarını yabancılarla konuşmazlar. Onların bizim iç sorunumuz olduğunu bilirler.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin köklerine dönmesi demek; eğer soydaşlarını koruması, ulusla arası hukuktan kaynaklanan bir hak ise, bu hakkı Kıbrıs’ta olduğu gibi, kimsenin icazetini almadan, milli onurunu koruyarak “Barış Harekatı” yaparak gerçekleştirebilmesi demektir.
Cumhuriyet Halk Partisi haksız olarak suçlandığı gibi İslami kesime hiç kapısını kapatmadı, sırtını dönmedi, tam aksine onlara kucak açtı. Mübadele ve ondaki temel mantık incelerse bu görülür.
Kast edilen, kurucu önderimize kefere diyen haysiyet yoksunlarını benimsemek ise, onları Cumhuriyet Halk Partisi elbette bağrına basmayacaktır.
Elbette kutsal din duygularını siyaset ticaret eksenine oturtanları bağrına basmayacaktır, onlara hep sırtını dönecektir.
Cumhuriyet Halk Partisi, “Din layık olduğu yere, insanların vicdanına bırakılmıştır” özlü sözün arkasındadır.
Bu partinin kurucuları kendi ceplerinden Camii yaptırmışlardır. Ama bizim anlayışımızda dini kutsal yerine, inanların vicdanına bıraktığımız için onu sömürmediler, bunun da reklamını yapmadılar.
Bu partinin tarihinde aydın din adamlarının Başbakanlık ve Bakanlık koltuğunda oturtulması vardır.
İzmir ve Onuncu yıl Marşlarına duyulan antipatiyi de anlamak mümkün değil.
Biri direnişin simgesi diğeri ise ilk on yılda yapılanların ve bir ulusun kendisine güveninin şiirsel anlatımı.
O güzelim İzmir Marşı’na olan bu nefret, güzel İzmir’in yobazlığa geçit vermemesini anımsattığı için mi? Yoksa doğrudan doğruya o gün emperyalizme, günümüzde de müstebite karşı direnişin sembolü olmasından mı?
Ya da adını bile duymak istemediğiniz, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” denmesinden mi?
Bu duygunuz Atatürkçülerden korkunuzdan mı, yoksa nefretinizden mi?
Bu duygunuz Atatürkçülerden korkunuzdan mı, yoksa nefretinizden mi?
Korkmamanız gerekir, Atatürkçüler egemen olduğu gün, bu ülkede hukuk egemen olacağı için her birey özgür olacaktır. O Cumhuriyet Halk Partisi, Hukuk Devrimini yapmış partidir.
Nefret, kişilerin duygusal bir yaklaşımıdır, ona başkalarının yapabileceği bir şey yoktur, ama bir şeyi unutmamak gerekirki, kin ve nefret, insan yüreği için yüktür.
Şahin Mengü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları