Şahin Mengü: Cumhuriyet Halk partisinin Milliyetçiliği çoğulculuk anlayışına dayanır.
Son günlerdeki gelişmeler Türkiye üzerine oynan oyunların daha tehlikeli bir boyut aldığını, yeni bir anayasa ile parlamenter sisteme dönme arzusu ile gündeme taşınarak dikkatler bu noktaya yoğunlaştırlırken basit bir oyunla, anayasadan “Türk”, “Türk Milleti”, “Türkiye Cumhuriyeti”, “Türk vatandaşı” kavramlarının çıkartılması öneriliyor.
Konuyu, gündeme getiren maalesef Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Atatürk’ün Partisi Cumhuriyet Halk Partisidir.
Cumhuriyet Halk partisinin Milliyetçiliği çoğulculuk anlayışına dayanır.Tüm etnik ve kültürel kimliklere saygılıdır. Ama bunu yaparken de, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu antlaşması olan Lozan antlaşması ile azınlık olarak nitelenmiş dini ve kültürel azınlıklardan başka yeni azınlıklar yaratılmasına karşıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanının önsüzü ve partinin antetli kağıdı ile diğer partilere gönderileceği söylenen bu çalışma Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi olarak kabul edilir.
Bu çalışmada ileri sürülen görüşler, bu konuda Cumhuriyet Halk Partisinin en yetkili organı olan Kurultay’dan da geçirilmemiştir. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanının önsözü ve partinin antetli kağıdı ile diğer partilere gönderilmesi yanlıştır.
Zira bu anlayış, Lozan antlaşmasında bulunmayan ve Lozan da Türk heyeti tarafından şiddetle karşı çıkılan yeni azınlıklar yaratma çabasıdır.
Bu çaba bilinmelidir ki orta vadede 3. Balkanizasyon felaketinin Türkiye üzerinde oynanmasına yol açacaktır.
Eskilerin tabiriyle “Böl parçala hükmet” mantığının günümüzdeki söylemi olan Balkanizasyon Yunanistan’ın bağımsızlığına kavuşması ve 1. 2. Balkan ve 1. Dünya savaşında Osmanlı İmparatorluğuna uygulandı, 2. Balkanizasyon ise Yugoslavya’da uygulandı, 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu ve Yugoslavya dağıldılar. Bunun sebebi bir millet yaratamamış olmalarıydı.
Bir millet yaratamayan her devlet dağılmaya, yıkılmaya mahkumdur.İşte son örnek Sovyetler Birliği’dir. Nitekim, ne Osmanlı İmparatorluğu ve ne de Yugoslavya bir millet olamadıkları, yaratamadıkları için dağıldılar.
Onun için Türkiye gibi çok krıtik bir toprak parçası üzerinde kurulu bulunan Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran ve Türk ulusunu yaratan Atatürk’ün izlerini silmek batılı emperyalistlerin en büyük çabasıdır.
Nitekim, Alman asıllı Ortadoğu uzmanı Kurt Ziemke “Yapılması gereken Atatürk’ün hem din hem de Kürt düşmanı olduğu fikrini yaymaktır” Amerikalı siyaset bilimci olan Samuel Huntington “Türkiye Atatürk’ün mirasını reddetmelidir.” Eski CİA ajanı olan ve bugünkü yapının kapısını aralayan 12 Eylül Faşist darbesi hakkında “Bizim çocuklar yaptı” diyen Paul Henze “Atatürkçülük öldü nurcular ileri.” Rand Corparatıon düşünce kuruluşunun daimi danışmanı ve CİA ajanı Graham Fuller de “Kemalizme son verin Osmanlıyla övünün” demişlerdir.
Bütün bu beyanlar Türkiye üstüne oynanan oyunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin her yöresinde yaşayan Kürt, Arap, Boşnak, Laz, Çerkes, Abaza, Arnavut, Roman gibi farklı etnik kimliklerinden yaratılmış Türk Milleti’ni bölüp parçalamaktır istenen.
Bilerek ya da bilmeyerek böyle bir şeye alet olanlar, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne hançer saplarlar.
Bunu herkes yapabilir ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapacağını düşünmek bile abesle iştigaldir. Cumhuriyet Halk Partisi bunu yapamaz. Parti yönetimi bilerek ya da bilmeyerek böyle bir yanlışa düşse bile partiye ve onun kurucusuna ve ilkelerine gönülden bağlı, ulusalcı damarı oluşturan partililer, ki bunlar Cumhuriyet Halk Partililerin yüzde doksan dokuzunu oluştururlar, buna izin vermezler.