loading
close
SON DAKİKALAR

Dış güçler en çok kimi sever

Şahin Mengü
Tarih: 14.12.2019
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Şahin Mengü; Tek adam rejiminin egemen olduğu ülkelerde de böyle karar verecek bir hakim çıkabilir ama o hakim makamında kaç gün kalabilir o bilinmez.

Bir ülkeyi yönetenler, uluslar arası ilişkilerde önce ülkelerinin çıkarlarını savunurlar, bu çıkarlar ile müttefiklerinin çıkarlarını telif ederler.

Bu tür yönetimler belki iyi bir müttefik olarak kabul edilirler ama özellikle süper güçler tarafından pek tutulmazlar.

Süper gücü elinde bulunduranlar, karşılarında hareket serbestisi olan, korkacağı, çekineceği bir nedeni ya da nedenleri olmayan ülke yöneticileriyle iyi ilişkilerini sürdürürler ama bunlardan pek hoşlanmazlar.

Hareket serbestisi sınırlı olan, ama korkacağı, çekineceği bir şahsi zaafı olmayan devlet adamları dış dünya da gerçek anlamda saygı görürler, ama çok hoşlanılmazlar.

Bu tip devlet adamları kuvvetler ayrılığının güçlü olarak yaşandığı ülkelerin yöneticileridir. Zira, ilişki de bulunduğu yabancı ülke yöneticileri bilirler ki, o yönetici tek başına belli noktalara kadar inisiyatif kullanabilirler daha fazlasını yapamazlar.

Zira bu ülkeler demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işleyen ülkeler olduklarından yöneticileri istedikleri gibi davranamazlar. Onların hesap verecekleri bir parlamentoları, eylem ve işlemlerin denetleyecek bir yargı sistemi ve her şeyin ötesinde kendilerini kamu adına izleyen özgür basınları vardır.

Onun için dış güçler, özellikle emperyalistler,hem parlamentoya, hem yönetime ve hem de yargıya tek başına egemen olan ülke yöneticilerini çok seveler, hele bir de bunların şahıslarının ve yakınlarının kurcalandığında ortaya pis kokuların yayılacağı açıkları, zaafları varsa kullanılmaya çok müsaittirler.

Bu tür yönetimler oluşsun diye de çaba sarf ederler.

Kuvvetler ayrılığının güçlü olduğu ülkelerde yöneticiyi ikna etseler, ses yükseltecek karşı çıkacak bir parlamento vardır, hadi onu da ikna etiller karşılarına bağımsız yargı çıkar ve en sonunda kamu adına ülkeyi yönetenleri denetleyen özgür bir basın vardır.

Eski CIA Türkiye Şefi Paul Bernard Henze’nin Beyaz Saraya verdiği raporda tam da bugünü tarif etmiştir, “Bu Cumhuriyet’te (yani Türkiye’de) biz Amerika’nın çıkarlarını harekete geçirmekte zorlanıyoruz. Onun için tek adam rejimine Türkiye gitmelidir” diyerek yazmıştı.

Halbuki Amerika Birleşik Devletlerinde durum tam tersidir. Nitekim, daha çok yakın günlerde, Amerika Birleşik Devlerinde parlamentoya ve başkana bir mahkeme hakimi kararında “siz hukukun üstünde değilsiniz” diyerek, tam deyimiyle “Ayar çekmiş”, kuvvetler ayrılığının en güzel örneğini vermiştir.

Tek adam rejiminin egemen olduğu ülkelerde de böyle karar verecek bir hakim çıkabilir ama o hakim makamında kaç gün kalabilir o bilinmez.

Nitekim, ülkemizde çok yenilerde Adalet Bakanı’nın bir genelge göndererek, bazı davaların aşamaların bildirilmesi isteğine “neden” diye karşı çıkan bir hakim sürüldü.

O bakımdan dış güçler, emperyalistler tek adam rejimlerini çok severler.

Zira bunlara her istediklerini bir telefon temasıyla yaptırırlar.

Emperyalistler, bu tek adamların kendi kamuoylarını uyutmaları, tatmin etmeler için zaman zaman kendilerini hedef alan sözde sert söylemlerini dahi hafif tebessümle ama hiçte ciddiye almadan, tek adamın kamuoyu uyusun diye dinliyormuş gibi yaparlar.

Hatta bir adım daha ileri gidip “tek adama hayran olduklarını” bile söyleyebilirler.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları