Tarih:
09.04.2016
Kaç kurtul
Şahin Mengü; Bu kez, terör örgütü adına insan ve silah kaçakçılığı yapanlar, haraç toplayanlar için de, yurt dışına kaçarak adaletten yakasını kurtarma yolu açılarak, devlet teröriste kaç kurtul demiş olacak.
Bu totaliterleşen siyasetçiler aralarında kırk yılda olsa aynı şeyleri söylüyorlar, yapılmasını istiyorlar.Nitekim 12 Eylülün muktedir paşası Kenan Evren 1981 yılının başlarında, yurt dışına kaçmış terör zanlısı ve suçlularından, “yurda dön” çağrılarına uymamış olanların vatandaşlıktan çıkarılacakları konusunda yasal düzenlemeler yapılacağını söylemişti.
Aradan kırk beş yıl geçtikten sonra anayasayı dikkate almamayı bir siyasal davranış tarzı haline getiren, günümüzün muktediri Recep Tayyip Erdoğan da “…Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız olamazlar” diyerek, kırk beş yıl sonra Kenan Evren ile benzer şeyleri söyledi.
Yurt içindeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını belli şartların varlığı halinde “kaybettirme” dışında nasıl vatandaşlıktan çıkartacağız, bu mümkün olmadığına göre, vatandaşlıktan çıkartılması düşünülenler, ancak yurt dışında olup da terör faaliyetine katılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile, bu eylemleri yurt içinde yaptıktan sonra her ne surette olursa olsun, yani düzenli bir pasaportla bile olsa yurt dışına çıkmış terör örgütü mensupları olabilir.
Terör örgütü yandaşlarının bazıları da, bulundukları yabancı ülkelerde oturma iznine sahip olduklarından eylem ve çalışmalarını, bulundukları ülkenin göz yumması/himaye etmesi nedeniyle oralarda sürdürüyorlar.
Şiddet eylemine karışmamış ve fakat örgüt adına bulunduğu ülkelerde faaliyetlerde bulunanları yurda getirtmek dün olduğu gibi kuşkusuz bugünde zordur.
Demokratik ülkelerde, şiddet eylemine karışmamış, olan terör örgütü mensuplarının bulundukları ülkelerde kendilerini “siyasal mülteci” olarak kabul ettirmeleri kolaydır, bu sıfatı kazanmakta güçlük çekmezler.
Ama şiddet eylemlerine karışanlar için durum aynı değildir. Şiddet eylemi, tüm demokratik ülkelerde kınanıyor ve özellikle Paris ve Brüksel saldırılarından sonra bunların yakalanıp cezalandırılmaları için uluslararasında sıkı işbirliği yapılması zorunluluğunu, artık bütün Dünya kabul ediyor.
Bu konudaki uluslararası işbirliği çok geniş olmakla beraber, bazı “dost” bildiğimiz ve “müttefiklerimizin” kendilerine sığınmış şiddet eylemi sanıklarını yakalamalarına rağmen, çeşitli gerekçelerle, örneğin Sabancı suikastı faili Fehriye Erdal’da olduğu gibi Türkiye’ye iade etmiyorlar.
Şimdi bu tip sanıklar veya suçlular vatandaşlıktan çıkartılırsa onları himaye eden ülkelere de, kendi elimizle mazeret sağlamış olacağız.
Geçmişte, yani 12 Eylül de, suçluların iadesinde aşılması gereken idam cezası gibi önemli bir engel vardı.
Şimdi Türkiye’de de ölüm cezası kaldırıldığı için bu engelde ortadan kalkmış durumda.
Şiddet eylemi suçlularını vatandaşlıktan çıkartarak başka bir ülke uyrukluğuna geçmelerini ve adaletten yakalarını kurtarabilmelerini kolaylaştırmakta Türkiye’nin ne yararı olduğunu anlamak mümkün değildir. Bu sadece terör örgütü mensuplarına kolaylık sağlar.
Siyasal suçlu denen kişilerin yurt dışına kaçıp kurtulma şansları dünde vardı, bugünde var.
Şimdi bu yapılması istenen yasa değişikliği de gerçekleştiği zaman, bu kez, terör örgütü adına insan ve silah kaçakçılığı yapanlar, haraç toplayanlar için de, yurt dışına kaçarak adaletten yakasını kurtarma yolu açılarak, devlet teröriste kaç kurtul demiş olacak.
Şahin Mengü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları