loading
close
SON DAKİKALAR

Niçin Sustukları Anlaşılıyor

Şahin Mengü
Tarih: 01.07.2013

ahin Mengü, 'Aslına bakarsanız bu suskunluk, sadece Tayyip Erdoğan’a katkı sağlıyor...'

Geçtiğimiz Perşembe günü yayınlanan yazımda “Susmak Destek Vermektir” demiştim.

Son zamanlarda yaşanan ve ülkenin bölünmesinin alt yapısını hazırlayan bazı olaylara değinmiş ve CHP yönetiminin bunlara tepki vermediğini dile getirmiştim.

Geçen hafta Salı Günü Tayyip Erdoğan, sık sık yaptığı gibi İsmet Paşa’nın aziz hatırasına “ faşist diktatör” diyerek saldırmıştır. Bu onun aziz hatırasına olduğu kadar, aynı zamanda CHP’nin tarihine de saldırıdır.

Demokratik rejim demiş, demokratik rejimi istemiş ve hayata geçirmiş, dünyaca saygın bir devlet adamına ve onun başından bulunduğu Partiye yapılan bu çirkin ve gerçek dışı saldırıya, bugüne kadar Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bir cevap verilmemiş olması kaygı verici, kaygı verici olduğu kadar da düşündürücüdür.

Kılıçdaroğlu, Baykal’dan sonra ilk seçildiği Kurultay’da “ Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün, Bülent Ecevit’in ve Deniz Baykal’ın koltuğunda oturmanın sorumluluğu ile hareket edeceğim” demişti.

Bu söylem hem bu eski liderlere ve hem de Partinin onurlu tarihine sahip çıkacağı anlamındaydı; en azından dinleyenler ve izleyenler bunu böyle algıladılar.

Kemal Kılıçdaroğlu sadece bu haksız ve çirkin saldırılara cevap vermemekle kalmadı, Tayyip Erdoğan’ın “Sözde Akil Adamları”nın hazırladığı PKK’yı bile geride bırakan taleplerinde var olan; cadde, sokak, havaalanı gibi yerlerde, İnönü, Fevzi Çakmak, Abdullah Alpdoğan, Sabiha Gökçen gibi isimlendirilmelerin terk edilmesi isteğine de sessiz kaldı.
İnönü’ye duyulan nefretin temelinde hem Atatürk’ün en yakın çalışma arkadaşı olması ve hem de Sevr’i yırtıp atıp Lozan’ı yapanlardan biri ve Lozanı’nın büyük diplomatı olmasıdır.

Aslına bakarsanız bu suskunluk, sadece Tayyip Erdoğan’a katkı sağlıyor; açılım konusunda Türk Milleti, ABD ve Abdullah Öcalan arasına sıkışmış olan AKP’ye can simidi atmak oluyor.

Öcalan açılımına sessiz kalarak destek veren, Kılıçdaroğlu’nun “İhtiyarı Dışında” partiye yerleştirildiğini düşündüğüm Sezgin Tanrıkulu ve onunla beraber hareket edenlerin sağladıkları bu sessizlik ve görmezden gelmeler, onlar için bir başarıdır.

Böylece bunlar partiyi sesiz bırakarak ve olayları görmezden getirerek, Öcalan açılımına destek sağlıyorlar.

Abdullah Öcalan CHP’nin bu açılım sürecine dâhil edilmesini istemişti. Sezgin Tanrıkulu ve beraberindekiler, partiyi sessizliğe gömerek, bu isteği dolaylı olarak hayata geçirmiş oluyorlar.

CHP Kültüründen gelen birisi, “

Şahin Mengü

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları