Tarih:
21.11.2017
Şahin Mengü: İlahi Tayyip Bey
Şahin Mengü: Erdoğan'ın yanlış ekonomi politikaları Türkiye'yi saman için dahi dışa bağımlı yaptı...
Ülkede ekonomi kötüymüş, enflasyon, işsizlik, dış borç almış başını gidiyor,bir tane ilişkilerinin düzgün olduğu ülke kalmamış 15 yıldır bu ülkeyi tek başına yöneten Tayyip Erdoğan ve AKP’nin hiç günahı yok, bütün suç CHP’ninmiş.Sosyal Sigortalarda ki sıkıntının sebebi Kemal Kılıçdaroğlu imiş. Size hayranım Tayyip bey, kendinizin ve ekibinizin her başarısızlığını üçüncü bir şahsa fatura etmekte çok başarılısınız. Kemal Kılıçdaroğlu 1992 - 1999 yılları arasında 7 yıl süreyle SSK Genel Müdürlüğü görevini yaptı. Siz 15 senedir bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Kılıçdaroğlu’nun bir kusuru, yolsuzluğu vardı ise, yargıya göndereydiniz. Yargıya gönderecek bir suçunu bulamadınızsa artık sosyal sigortalardaki sıkıntıyı ona yıkmaya çalışmayın.
Aman, aklıma geldi, bu NATO tatbikatında yapılan iğrençliğin müsebbibi de CHP ve Kılıçdaroğlu olmasın?
Bu arada emekli aylıklarının üç ayda bir ödeneceği söyleniyor. Bunun da sorumlusu Kılıçdaroğlu mu?
Size muhalif tüm medya FETO cu. Öyle insanlara FETO’cu yaftası yapıştırmaya çalışıyorsunuz ki, gülmeyen yoktur. Sizin AKP’lilerde gülüyorlardır da, sizden korkularından, bunu kapalı kapılar ardından size çaktırmadan yapıyorlardır.
Aman, aklıma geldi, bu NATO tatbikatında yapılan iğrençliğin müsebbibi de CHP ve Kılıçdaroğlu olmasın?
Bu arada emekli aylıklarının üç ayda bir ödeneceği söyleniyor. Bunun da sorumlusu Kılıçdaroğlu mu?
Size muhalif tüm medya FETO cu. Öyle insanlara FETO’cu yaftası yapıştırmaya çalışıyorsunuz ki, gülmeyen yoktur. Sizin AKP’lilerde gülüyorlardır da, sizden korkularından, bunu kapalı kapılar ardından size çaktırmadan yapıyorlardır.
Hani Atatürk’e saldırmaya toplumsal tepkiden çekindiğiniz için İsmet Paşa ve Lozan üstünden yapıyorsunuz ya işte bir konuşmanızda:
“…Ben Lozan dedim, rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsun? Burnumuzun dibindeki adalar, bağırıyoruz, çağırıyoruz; bu adalar bizimdi. Bu adalarda bizim eserlerimiz var, tarihimiz var, camilerimiz var, kervansaraylarımız var. Rahatsız oluyor adam. Niye rahatsız oluyorsun? Bunların altına kim imza attıysa sorumludur sorumlu…”
“…Ben Lozan dedim, rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsun? Burnumuzun dibindeki adalar, bağırıyoruz, çağırıyoruz; bu adalar bizimdi. Bu adalarda bizim eserlerimiz var, tarihimiz var, camilerimiz var, kervansaraylarımız var. Rahatsız oluyor adam. Niye rahatsız oluyorsun? Bunların altına kim imza attıysa sorumludur sorumlu…”
Lozan dâhil tüm uluslararası antlaşmalarda Ege Denizi’nde ve Akdeniz’de aidiyeti belli olmayan 156 adanın 16 tanesi Türkiye Cumhuriyeti’nin envanterinde olması gerekirken göz göre göre Yunanlılar tarafından işgal edilmişlerdir.Bu adalardan birinin üzerinde Kilise inşa ettiler, buralarda Yunan bayrakları dalgalanıyor. Bunun siyasi sorumlusu kim? Elbette bunun siyasi sorumlusu siz ve AKP iktidarlarıdır. Tabii tek başına sizi suçlamak haksızlık olur. Birkaç duyarlı gazeteci dışında necip Türk basının da bu konuda hiç sesi çıkmadı, gerekli duyarlılığı göstermedi.Onların tek görevi sizin veya kendisini başbakan zanneden arkadaşınızın yurt dışı gezilerinizin ne kadar başarılı olduğunu köşelerinde yazmak.
Vatan toprağı olan Süleyman Şah türbesi hem de PYD’lilerin koruması altında kimin zamanında terk edildi? Bu kepazelik sizin zamanınızda yaşanmadı mı?
Vatan toprağı olan Süleyman Şah türbesi hem de PYD’lilerin koruması altında kimin zamanında terk edildi? Bu kepazelik sizin zamanınızda yaşanmadı mı?
2 bin yıllık geleneği olan, milletin göz bebeği Türk Ordusu, Ergenekon, balyoz ve benzeri kumpas davalarını izleyen süreçte gücünden, itibarından ve de caydırıcılığından çok şey yitirmiştir. Sorumlusu kim? Kim bu kumpas davalarının açılmasını “aranan savcı” aracılığı ile sağlayanlar
Ülke ekonomisi iflasın eşiğine gelmiş sorumlusu kim? Size göre Merkez bankası ve bankalar. Ülke ekonomisini 15 senedir başkası yönetiyor sanki.
Ülke ekonomisi iflasın eşiğine gelmiş sorumlusu kim? Size göre Merkez bankası ve bankalar. Ülke ekonomisini 15 senedir başkası yönetiyor sanki.
Erdoğan'ın yanlış ekonomi politikaları Türkiye'yi saman için dahi dışa bağımlı yaptı,
Ay sonunda ABD de başlayacak “orospunun ve memurun bahşişini başında verin” diyen Rezza Zarrab’ın mahkemede ne söyleyeceklerinden çok daha önemlisi, bu herifin yaptıklarından dolayı Türkiye’ye ağır ekonomik yaptırımlar gelirse, bu kişi hakkında hala “Hayır sever bir işadamı” diyecek misiniz?
Yaşanacak sıkıntıların sorumlusu kim olacak?
Sizin çocuklarınız, rapor, bedelli gibi yöntemlerle askerlikten kaçınırken, terörü sıfır noktasında aldığınız ülkeyi, her gün gariban ailelerin çocuklarının şehit olarak geldiği bir ülkeye çevirdiniz. Çünkü açılım sürecinde eşkıyanın her yere silah depolamasına göz yumdunuz.
Suçlu kim? Kim olacak tüm yargılamalar adil olsun, milletvekilleri tutuklu yargılanmasın diyen ülke aydınları. Dokunulmazlıkları toptan kaldırılmasında sayısal olarak size destek verenlere söylenecek söz bulamıyorum.
Kentleri güzelim İstanbul’u ranta feda ettiniz. 25 senedir yönettiğiniz İstanbul ve Ankara’da yaşanan bütün olumsuzlukların müsebbibi size göre CHP!
Bütün bu yaşanan olumsuzlukların diğer sorumlusu ve kabahatlisi de “metal yorgunu” olan partili belediyeler ve teşkilatınız.
İlahi Tayyip bey, kendinizin ve ekibinizin her başarısızlığını başkalarının üstüne yıkmakta kendinizi çok mahir zannediyorsunuz; Ziya Paşa’nın değişiyle “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın”.
Şahin Mengü
Gönderen şahin mengü zaman: 12:01
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
Twitter'da Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Pinterest'te Paylaş
17 Kasım 2017 Cuma
SİYASET ADAMI TUTARLI OLACAK.
Siyasi partiler ve özelliklede Cumhuriyet Halk Partililer söylemlerinde tutarlı olmak zorundadırlar. Tutarlı olmaz iseler Tayyip Erdoğan gibi farklı zamanlarda taban tabana zıt şeyler söylerler.
Nitekim Cumhurbaşkanı ve AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump ve Putin’in Suriye’de askeri çözümün mümkün olmadığı konusunda mutabık kalmaları üzerine, 13 Kasımda Ankara’da “Ben bu ifadeleri anlamakta doğrusu zorlanıyorum. Yani şimdi askeri çözüm mümkün değil deniliyor, öbür tarafta merkezi yönetimin şu ana kadar askeri yöntemlerle öldürdüğü insan sayısı 1 milyona ulaştı. Nasıl oluyor bu iş? Eğer askeri çözüm söz konusu değilse o zaman çeksinler askerlerini…” ve bundan 5-6 saat sonra yani yine 13 Kasımda bu sefer Sochi’de Putin ile yaptığı görüşmeden sonra “Gelinen noktada siyasi çözüme odaklanabileceğimiz bir zemin oluştuğu hususunda mutabıkız” deyi verdi.
İktidarın başı böyle de muhalefet nasıl? O da aynen iktidarın başı gibi. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin PYD/YPG’ye silah vermesine ilişkin olarak 21 Eylül 2017 de Habertürk televizyonunda çıktığı bir programda çok doğru bir şekilde “….Amerika’nın tavrını asla doğru bulmuyoruz. Siz terör örgütünün (PKK’yı kast ediyor) uzantısı bir başka örgüte ağır silahlar verirseniz, hatta silahlandırırsanız bu bölgeyi felakete götürür. Felaket bir şey. Niçin silahlandırıyor Amerika bütün bunları? (Çok doğru bir tespit ile) Ortadoğu’da yeni bir harita çıkarmak için. Bu bugün söylenmiyor, yıllardır söyleniyor. Peki bu ülkenin yöneticileri yıllardır bilinen bu gerçeğe karşı hiç düşünmediler mi? ‘ya bizi Ortadoğu’ya niye soktular?’” diye.
Halbuki Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Üniversitesi öğrencileri ile 24 Ekim 2014 günü yaptığı sohbet toplantısında “Bizim için YPG terör örgütü değildir……Kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” Demiş idi. Kemal Kılıçdaroğlu 2014 de bu sözleri anlaşılıyor ki TR 705 kod numaralı Amerikan muhbirinin etkisi altında kalarak söylemiş idi.
Nitekim, o sıralarda maalesef Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkan yardımcısı olan TR 705, Kobani’ye koridor açılmasını ve oradaki PYD/YPG güçlerine silah yardımı yapılmasını desteklediklerini açıklamıştı.
Tabii 2014 de Kemal Kılıçdaroğlu söylediği, YPG bizim için terör örgütü değildir sözleriyle PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki “vatanını kurtararak!” Türkiye’nin toprak bütünlüğü için büyük tehdit oluşturacak sonuç itibariyle haritalar değiştirecek otonom bölgeler oluşturulmasına ve bu nedenle ABD’nin PYD’ye silah yardımı yapmasına destek vermiş oluyordu.
Tabii bu söylem 21 Eylül de Habertürk televizyonunda çok doğru olarak söyledikleri ile taban tabana zıttır.
Tabii bu çelişkilerden sonra Mersin Milletvekili Atıcı’nın sözleri çelişkiler yumağına bir düğüm daha atmıştır. Bu nedenle siyaset adamları tutarlı olacaktır. Bilen bilmeyen de böyle önemli konularda konuşmayacaklardır.
Türkiye, Suriye’de mezhepçi (Sünnici) bir ülke olarak algılanmaktadır. Bu nedenle Suriye meselesinin en büyük kaybedenlerinden biri başından beri ABD’nin taşeronluğuna soyunan Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye olmuştur.
PYD’nin elindeki bölgeden her an Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saldırı gelebilir. Uluslararası hukuktan gelen kendimizi savunma hakkımız vardır. Bu nedenle Türkiye Afrin’e yapacağı bir operasyon Aytuğ Atıcının söylediği gibi yanlış olmayacaktır.
Burada hedef PYD olsa bile Türkiye’nin yıllardan beri uyguladığı yanlış Suriye politikası nedeniyle PYD’ye yönelik Türkiye’nin toprak bütünlüğünü korumaya yönelik dahi olsa Suriye topraklarına yapılacak bir askeri harekat Esad’ın yanı sıra Rusya ve İran’ın da tepkisini çekecektir.
Eğer Türkiye’nin toprak bütünlüğü bunu gerektiriyor ise bu tepkiler göze alınmak zorundadır.Zira bu Türkiye’nin beka sorunudur.
Askerlikte bir kural vardır. Piyadenin ayak basmadığı yer sizin değildir. Bu nedenle Türkiye’nin toprak bütünlüğü gerektiriyorsa bütün riskleri göze alıp “Fayda-maliyet analizi” yaparak Afrin’e operasyon yapması gerekir.
Ay sonunda ABD de başlayacak “orospunun ve memurun bahşişini başında verin” diyen Rezza Zarrab’ın mahkemede ne söyleyeceklerinden çok daha önemlisi, bu herifin yaptıklarından dolayı Türkiye’ye ağır ekonomik yaptırımlar gelirse, bu kişi hakkında hala “Hayır sever bir işadamı” diyecek misiniz?
Yaşanacak sıkıntıların sorumlusu kim olacak?
Sizin çocuklarınız, rapor, bedelli gibi yöntemlerle askerlikten kaçınırken, terörü sıfır noktasında aldığınız ülkeyi, her gün gariban ailelerin çocuklarının şehit olarak geldiği bir ülkeye çevirdiniz. Çünkü açılım sürecinde eşkıyanın her yere silah depolamasına göz yumdunuz.
Suçlu kim? Kim olacak tüm yargılamalar adil olsun, milletvekilleri tutuklu yargılanmasın diyen ülke aydınları. Dokunulmazlıkları toptan kaldırılmasında sayısal olarak size destek verenlere söylenecek söz bulamıyorum.
Kentleri güzelim İstanbul’u ranta feda ettiniz. 25 senedir yönettiğiniz İstanbul ve Ankara’da yaşanan bütün olumsuzlukların müsebbibi size göre CHP!
Bütün bu yaşanan olumsuzlukların diğer sorumlusu ve kabahatlisi de “metal yorgunu” olan partili belediyeler ve teşkilatınız.
İlahi Tayyip bey, kendinizin ve ekibinizin her başarısızlığını başkalarının üstüne yıkmakta kendinizi çok mahir zannediyorsunuz; Ziya Paşa’nın değişiyle “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın”.
Şahin Mengü
Gönderen şahin mengü zaman: 12:01
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
Twitter'da Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Pinterest'te Paylaş
17 Kasım 2017 Cuma
SİYASET ADAMI TUTARLI OLACAK.
Siyasi partiler ve özelliklede Cumhuriyet Halk Partililer söylemlerinde tutarlı olmak zorundadırlar. Tutarlı olmaz iseler Tayyip Erdoğan gibi farklı zamanlarda taban tabana zıt şeyler söylerler.
Nitekim Cumhurbaşkanı ve AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump ve Putin’in Suriye’de askeri çözümün mümkün olmadığı konusunda mutabık kalmaları üzerine, 13 Kasımda Ankara’da “Ben bu ifadeleri anlamakta doğrusu zorlanıyorum. Yani şimdi askeri çözüm mümkün değil deniliyor, öbür tarafta merkezi yönetimin şu ana kadar askeri yöntemlerle öldürdüğü insan sayısı 1 milyona ulaştı. Nasıl oluyor bu iş? Eğer askeri çözüm söz konusu değilse o zaman çeksinler askerlerini…” ve bundan 5-6 saat sonra yani yine 13 Kasımda bu sefer Sochi’de Putin ile yaptığı görüşmeden sonra “Gelinen noktada siyasi çözüme odaklanabileceğimiz bir zemin oluştuğu hususunda mutabıkız” deyi verdi.
İktidarın başı böyle de muhalefet nasıl? O da aynen iktidarın başı gibi. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin PYD/YPG’ye silah vermesine ilişkin olarak 21 Eylül 2017 de Habertürk televizyonunda çıktığı bir programda çok doğru bir şekilde “….Amerika’nın tavrını asla doğru bulmuyoruz. Siz terör örgütünün (PKK’yı kast ediyor) uzantısı bir başka örgüte ağır silahlar verirseniz, hatta silahlandırırsanız bu bölgeyi felakete götürür. Felaket bir şey. Niçin silahlandırıyor Amerika bütün bunları? (Çok doğru bir tespit ile) Ortadoğu’da yeni bir harita çıkarmak için. Bu bugün söylenmiyor, yıllardır söyleniyor. Peki bu ülkenin yöneticileri yıllardır bilinen bu gerçeğe karşı hiç düşünmediler mi? ‘ya bizi Ortadoğu’ya niye soktular?’” diye.
Halbuki Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Üniversitesi öğrencileri ile 24 Ekim 2014 günü yaptığı sohbet toplantısında “Bizim için YPG terör örgütü değildir……Kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” Demiş idi. Kemal Kılıçdaroğlu 2014 de bu sözleri anlaşılıyor ki TR 705 kod numaralı Amerikan muhbirinin etkisi altında kalarak söylemiş idi.
Nitekim, o sıralarda maalesef Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkan yardımcısı olan TR 705, Kobani’ye koridor açılmasını ve oradaki PYD/YPG güçlerine silah yardımı yapılmasını desteklediklerini açıklamıştı.
Tabii 2014 de Kemal Kılıçdaroğlu söylediği, YPG bizim için terör örgütü değildir sözleriyle PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki “vatanını kurtararak!” Türkiye’nin toprak bütünlüğü için büyük tehdit oluşturacak sonuç itibariyle haritalar değiştirecek otonom bölgeler oluşturulmasına ve bu nedenle ABD’nin PYD’ye silah yardımı yapmasına destek vermiş oluyordu.
Tabii bu söylem 21 Eylül de Habertürk televizyonunda çok doğru olarak söyledikleri ile taban tabana zıttır.
Tabii bu çelişkilerden sonra Mersin Milletvekili Atıcı’nın sözleri çelişkiler yumağına bir düğüm daha atmıştır. Bu nedenle siyaset adamları tutarlı olacaktır. Bilen bilmeyen de böyle önemli konularda konuşmayacaklardır.
Türkiye, Suriye’de mezhepçi (Sünnici) bir ülke olarak algılanmaktadır. Bu nedenle Suriye meselesinin en büyük kaybedenlerinden biri başından beri ABD’nin taşeronluğuna soyunan Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye olmuştur.
PYD’nin elindeki bölgeden her an Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saldırı gelebilir. Uluslararası hukuktan gelen kendimizi savunma hakkımız vardır. Bu nedenle Türkiye Afrin’e yapacağı bir operasyon Aytuğ Atıcının söylediği gibi yanlış olmayacaktır.
Burada hedef PYD olsa bile Türkiye’nin yıllardan beri uyguladığı yanlış Suriye politikası nedeniyle PYD’ye yönelik Türkiye’nin toprak bütünlüğünü korumaya yönelik dahi olsa Suriye topraklarına yapılacak bir askeri harekat Esad’ın yanı sıra Rusya ve İran’ın da tepkisini çekecektir.
Eğer Türkiye’nin toprak bütünlüğü bunu gerektiriyor ise bu tepkiler göze alınmak zorundadır.Zira bu Türkiye’nin beka sorunudur.
Askerlikte bir kural vardır. Piyadenin ayak basmadığı yer sizin değildir. Bu nedenle Türkiye’nin toprak bütünlüğü gerektiriyorsa bütün riskleri göze alıp “Fayda-maliyet analizi” yaparak Afrin’e operasyon yapması gerekir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları