Tek adam rejimi
Şahin Mengü: Artık siyasi partiler bunların istek ve ihtiyaçlarına cevap vermek zorundadırlar. Zira bu seçmen kitlesinin partilerden beklediği çözümler giderek çoğalıyor, başkalaşıyor.
Türkiye son yıllarda tam bir tek adam tarafından yönetiliyor. Millet ittifakı içinde yer alan siyasi partiler cılız bir sesle “güçlendirilmiş parlamenter sistemi” getireceklerini söylemektedirler.
Ancak bunu söylerken, güçlendirilmiş parlamenter sistemden ne anladıklarını açıklamadıkları gibi aslında güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme dönülmesi için öncelikle siyasi partiler kanununda nasıl bir değişiklik öngördüklerini siyasi partilerin demokratik hale getirilmesi için ne gibi değişiklikler düşündüklerin söylememektedirler.
Örneğin siyasi parti genel başkanlarını bütün parti üyelerinin oyları ile seçtirmeyi düşünüyorlar mı?
Yoksa bugünkü siyasi partiler yasasına uygun şekilde seçilmiş parti yönetimleri ve onların ahbap çavuş ilişkisi içinde yaratacakları parlamentodan “güçlendirilmiş bir parlamenter sistem” beklemek hayal olur.
Bugün yürürlükte olan Siyasi Partiler Yasası, parti içi katılımı, yani alt yapısından birikime dayanarak yükselmeyi önleyecek anti demokratik bir teşkilat biçimini dayatıyor.
Genel Merkezden gönderilen ilçe ve il kongre başkanları, tek adaylı ilçe il kongreleri ile partiler büyük ölçüde üst düzey yöneticiler arasında yapılan anlaşma ve uzlaşılarla oluşturulan kadrolardan oluşturuluyor.
Bu arada seçmen değişiyor, gençleşiyor ve eğitim düzeyi bütün engellemelere rağmen yükseliyor. Seçmenlerin partilerden bekledikleri çözümler giderek çeşitleniyor ve çoğalıyor.
Seçmenin partilerden çözülmesini bekledikleri talepleri giderek çoğalıyor. Örneğin şimdi hiçbir güvencesi olmayan beyaz yakalı ve eğitimli prekarya denen bir emekçi kitlesi var. Ama hiç kimse bu konuda bir şey söylemiyor, bu gurubun sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirilmiyor. Tabii bunu yapması, dile getirmesi gereken millet ittifakının iki asli unsuru olan Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi parti. Ama bu konuda şuana kadar bu konuda tek kelime bir şey söylemediler.
Birde “Z” kuşağı denen 2000-2018 arası doğduğu varsayılan bir kuşak var ki, bunlar dijital dünya ile iç içe yaşıyorlar. Ama sadece teknolojiyi değil; doğayı, insanları, kitapları, kısacası yaşamın tüm unsurlarını önemsiyorlar. Özgürlüğe değer veriyorlar. İnsan hakları konusunda hassaslar.
Artık siyasi partiler bunların istek ve ihtiyaçlarına cevap vermek zorundadırlar. Zira bu seçmen kitlesinin partilerden beklediği çözümler giderek çoğalıyor, başkalaşıyor.
İşte bütün bunlar artık yaşamımızın içinde varlarken siyaset kurumu da ileri ülkelerde olduğu gibi kültürlü, ahlaklı ve yönetim düzeyi yüksek bir kadro gereğini ortaya çıkarıyor.
Onun için siyasi partiler, yenilik ve uygarlık arayan yeni Türk seçmeni karşısında , onları doyuracak ve güven verecek kadroları siyaset vitrinine sokmak zorundadırlar.
Hemşerilik ve mezhep bağları kadro oluştururken etken olmamalı.
Bütün siyasi partiler bu nitelikteki kadroları vitrinlerine taşımak zorundadırlar. Ancak bugünkü, tek adamlığı dayatan siyasi partiler kanunu değişmeden, siyasi partilerin toplumda gelişen bu yeni yapıya ayak uydurmaları çok zordur.
Onun için siyaset adamları kendilerinden beklenen bu değişim için mücadele vermelidirler.
Ama bugün görünen hava daha doğru bir ifadeyle bugün sahnede olan yapılar arasındaki mücadele, tek adamlığa karşı değil ister parti içinde olsun ister ülkede olsun “sen kalk ben tek adam olayım kavgasıdır.”
Millet ittifakı üyesi partiler güçlendirilmiş parlamenter sistem diyorlar, ama bundan ne anladıklarını ortaya koymuyorlar.
Onun için güçlendirilmiş parlamenter sistem diye kimseyi kandırmaya çalışmasınlar.
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
bu sistem turkıyenın en buyuk yanlısıdır. bu kısıler ıcın farketmez. bugun demırelde bu bu yetkılere sahıp olsa ıdı. hıc bır fark olmayacaktı. aynı seyı KK ıcın soylemekte de bır sakınca yoktur. zaten daha muhalefetteyken tek adam rejımını partısınde uygulamaktadır. hemde en ıyı sekılde. kımbılır Tc yonetmeye kalksa neler yapacaktır. amrıkanın bu sıstemle calısmasında ayrıntı. adalet sıstemının cok kuvvetlı olmasından kaynaklanır. yanı yargı bagımsızdır. hatta yurutmenın ve yasama nın ustundedır de. (bıldıgım kadarı ile).
Tc bu sıstemle kendını abartısı yok 100 yıl gerıye atmıstır. bugun ana muhalefetın sıstemı degıstırecegız palavrasının arkasında aslında gızlı olan baska seyler yatmaktadır. chp secmenının goremedıgı sey de budur.