Şahin Mengü: Bugünlerde tüm siyasilerin, çok dürüst davranması gerekiyor.
Bu değimi hiç bilmiyordum. Can Ataklının youtube daki paylaşımından öğrendim.
Hükümetin bu küresel salgın karşısındaki tutumu da aynen bu. Ne diyorlar? Evden çıkmayın, kendi OHAL’inizi kendiniz uygulayın diyorlar. Ayrıca son salgında kaybettiğimiz canlarımızın hangi illerde ve o illerinde hangi semtlerinde yoğun olduğunu ısrarla söylemiyorlar.
Bu ölümlerin daha çok günü birlik çalışma zorunda olan insanlarımızın yaşadığı semtlerde olduğunu tahmin etmek için kahin olmaya lüzum yok.
Bilim kurulunun aldığı kararların doğru olmadığını söylemek mümkün değil, elbette hepsi doğru. Ne diyorlar mecbur olmadıkça evinizden çıkmayın, kişilerle aranızdaki mesafeyi koruyun, kişisel temizliğinize dikkat edin.
Bunun yerine getirilebilmesi için bir sosyal devletin yapması gereken, vatandaşlarına evden çıkmayın dedikten sonra, her haneye günlük zaruri harcamalarını karşılamak için gerekli ekonomik devlet desteğini sağlanmasıdır.
Bunların hepsi çok doğru. Doğruda bazıları öyle ki sadece tuzu kuru olanlar bunu yapabilir. Zira, sadece günlük emeği ile çalışan, bir birikimi ve güvencesi olmayan dar gelir grubu çalışmayıp da ne yapacak.
Sen devlet olarak, bir kanun hükmünde kararname çıkartıp, ücretsiz izne çıkartmayı engellemezsen istediğin kadar vatandaşlardan fedakarlık iste hiçbir fayda sağlamayacaktır.
Ücretsiz izne çıkartmayı engellemezsen devlet olarak vatandaşına, “ya açlıktan öl ya da virüsten” diyorsun.
Bugünlerde tüm siyasilerin, çok dürüst davranması gerekiyor. İki gün evvel İstanbul’da İmamoğlu’nu müşkül durumda bırakmak için, bir kısım troller sosyal mesafe kurallarını çiğneyerek, yığın halde belediye otobüsüne binip bunu fotoğraflarla sosyal medya da paylaşılıyor.
Bunlardan elbette hesap sormak lazım.
Ayrıca devlet fedakarlığı sadece dar gelirliden istiyor. Örneğin şehirler arası otobüslerde araç kapasitesinin üçte biri oranında yolcu taşınacağını söylüyor ama köprü ve paralı yol ücretlerinde en ufak bir indirim yapmıyor, yapamıyor. Buralarda indirim yaparsa veya belli bir süre için ücreti kaldırmazsa, yani otobüs firmalarının kat edeceği mesafe için masrafı sabit ama yolcu kapasitesini üçte bire indirilirse, otobüs firmalarının fiyatları zamlamaktan başka çaresi kalmıyor, ama gerçekleri söylemiyoruz, işin kolayına kaçıp otobüs firmasını, firmalarını “Fırsatçı Hain” ilan ediliyoruz.
Liberalizm tek kanatlı kuş değildir. Köylünün malını ucuza kapatırken kimse ne oluyor demiyordu. Arz talep meselesi diyorlardı. Şimdi arz düşük talep fazla olduğu için fiyatlar yükselince “tu kaka” , “fırsatçı hain”
Ama millete küfreden yandaş işadamı, hiç utanmadan işçilerin ücretsiz izne çıkartıyor. Ona tek kelime edilemiyor.
Şimdi de herkesin ağzında haklı olarak, bir sokağa çıkma yasağı talebi var.
Devletin bu konuda hayatın devamı için neler yapılacağına dair bir planı var mı? Hiç zannetmiyorum. Yarın sabah sokağa çıkma yasağı ilan edilse örneğin, hangi fırınların çalışacağı, bu ekmeklerin halka nasıl dağıtılacağına dair bir planı var mı? Var olduğunu hiç zannetmiyorum.
Kriz anında devlet yönetimi bir plan meselesidir. İster bugün olduğu gibi küresel bir salgında, ister ülkedeki bir doğal afet vukuunda devletin planları olması gerekir.
Neyi ne zaman nasıl ve kimler tarafından yapılacağının bilinmesi planlanmış olması gerekir. Bunu en iyi bilen ve yapan ordudur, işte şimdi onlardan yardım istemek zamanıdır. Sahra hastanelerini en sağlıklı ve doğru olarak onlar kurar. Tabii ne askeri hastane bıraktınız ne de askeri doktor.
Şimdi devlet, daha doğru ifadeyle Tayyip Erdoğan iktidarı halkına “tırnağın varsa kafanı kendin kaşı” diyor.