İstanbul'un bitmeyen fethi

Yaşar Miraç yazıyor; ''Al bayrağın dalgalanışı, al bayrağın gölgesi''...

Son yirmi yılda Türkiye'de terör ve bölünme korkusunun etkisiyle bazı simgelere aşırı düşkünlük, aşırı vurgu yapılır oldu.

Öz yozlaşınca biçime, simgeye sarılmalı gibi bir durum.

Örneğin bayrağımız.

Al bayrağın dalgalanışı, al bayrağın gölgesi...

Doğrusu kırmızısının tonuyla, ayın inceliğiyle, yıldızın uyumu ve oranıyla bayraklar içinde çok güzel bir bayraktır bizim bayrağımız.

Hem doğaya hem uzaya hem de aydınlığa gönderme yapar. Ayrıca kırmızısının tonu da gençlik, dinçlik, çalışkanlık, yiğitlik çağrıştırır.

Diğer ülkelerin bayrakları yanında özgün duruşuyla yalın fakat etkili kişiliğiyle hemen kendini belli eder. Belki de bize öyle gelir.

Son yıllarda İstanbul'un hemen her tepesinde, resmi kurumların önlerinde, kimi özel kuruluşlarda bir bayrak sevgisi kabardı!

Kocaman direkler dikiliyor kimi on beş metre, kimi yirmi metre yükseklikte ve onlara kocaman bayraklar çekiliyor.

Çoğunda büyük bir orantısızlık var. Abartı var. Ya dar bir alanda koca bir direk, direkte koca bir bayrak ya da boş kalmasın diye her tepede bir bayrak. Ve de hemen her resmi kurumun önünde oldukça yakın ve sık aralıklarda bayrak üstüne bayrak!

Bu bayrak öyle futbol kulüplerinin bayraklarıyla yarıştırılmamalı, karıştırılmamalı!

Bayrağımız güzel de, bayrak sevgisi holigan tutkusuna dönüştürülmemeli!

Bu aşırı, abartılı bayrak çekme anlayışı ''vur deyince öldüren'' halk sözünü anımsatıyor. Kurumlar; özel, resmi, yarı resmi birbiriyle bayrak yarışı yaparken işin cıcığını çıkartıyorlar!

Ortaya öyle bir görüntü çıkıyor ki; sanki İstanbul fethedilmemiş, ya da yeni yeni fethediliyor da her tepesine, her mahallesine, her sokağına muhakkak bir bayrak gerekiyor!

İstanbul'da imar izni olmayan yerleri imara açmak için 50-60 yıldır süregelen ''önce bir cami yap, ardından gecekondu ya da kaçak konut'' anlayışı bu kez de bayrak üzerinden mi sürecek ve bu bitmeyen fetih acaba İstanbul'da bayrak dikilen tüm yeşil tepelerin imara açılmasıyla ve yapılaşma fethiyle mi sonuçlanacak? diye korkuyorum.

Bayrağımız güzeldir. Onu da korkularımızın ve moda tavırlarımızın, hınzırlıklarımızın esiri yapmayalım!


Yaşar Miraç