loading
close
SON DAKİKALAR

İstanbul’un Tepeleri

Yaşar Miraç
Tarih: 02.07.2012

Tepelendikçe çoğalır bizim tepelerimiz!...

‘Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul’ diye başlar Yahya Kemal’in ‘Bir Başka Tepeden’ şiiri…

 

İstanbul bol tepeli bir kenttir. Bu yüzden Yahya Kemal başka bir şiirinde ‘Bin bir tepe yükselen Boğaz’dan / Baktıkça vatan görünsün engin’ (Bedri’ye Mısralar şiiri) diyerek buna değinmişti.

 

Çok tepe olunca ’harca harca bitmez nasılsa’ diyerek birkaçını ‘tepelemekten’ ne çıkar? Böyle diye diye özellikle son 50 yılın iktidarları döneminde İstanbul’un tepeleri birer ikişer yeniden fethedildi!

 

50’li yıllarda İstanbul’a göç hızlandı. 60’lı yıllarda, 70’li yıllarda bu hız daha da arttı. 80’den sonra ise yani 12 Eylül’den sonra ise ipin ucu iyice kaçtı: Merhum Özal döneminde B.Dalan belediye başkanıyken Nakkaştepe dünyada eşi görülmedik bir meclis operasyonuyla tepelendi; Nakkaştepe, bir aylığına meclisten çıkan kanunla ön görünümden arka görünüme alındı ve onlarca villa için ruhsat verildi. Bir ay sonra ise bu kanunun hükmü bitti! Nakkaştepe yeniden ‘ön görünüm’e döndü! Bu arada ruhsat alan müteahhit de şimdi orada sıra sıra dizilmiş villara ruhsat aldığı için kitabına uygun biçimde inşaatlarını yaptı!

 

Ardından merhum Özal, Sevda Tepe’sini Suudi Arabistan veliahdı prense (şimdiki krala) sattı! Memlekete döviz girmesi fena mıydı? Hem zaten İstanbul’un tepeleri çoktu ki! Ne olurdu birkaçını böyle zengin yabancıların yatırımına açsaydık?

 

Bereket 1983’te çıkan Boğaziçi Kanunu 1984’te satılan bu tepeye bugüne kadar ruhsat verilmesine engel oldu. Mimarlar Odası’nın ve diğer çevreci sivil toplum kuruluşlarının tepkileri, yasal başvuruları bu yanlışı engelledi.

 

Geçen haftaya kadar!

 

AKP hükümetinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir yönetmelik çıkararak 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nu kadük etti: Suudi Arabistan Kralı’nın 28 yıllık bekleyişi zaferle (!) son buldu: Şimdi artık 57 bin 470 metrekarelik Sevda Tepesi’ne 1724 metre kare tabanlı 3448 metrekare satılabilir kapalı alanlı inşaat yapılabilecek. Gerekçe aynen merhum Özal zamanındaki gibi:  Suudi kralı daha geçende Türkiye’ye 10 milyar dolar hibede bulundu, bize iyilik yapan böyle değerli bir Müslüman şahsiyete bir jest yapmamız gerekmez mi?

 

Sanki İstanbul’un tepeleri tükendi! Bizde daha ne tepeler var! Tepelendikçe çoğalır bizim tepelerimiz!

 

İstanbul’un tepeleri geçmişte önce cami dikilerek sonra gecekondu, kaçak kondu örülerek tepelendi. Seyrantepe, Gültepe, Esentepe, Maltepe, Dragos tepesi, Sarıyer tepeleri, Tarabya tepeleri,  Ortaköy tepeleri, Kuruçeşme tepeleri, Arnavutköy tepeleri, Çengelköy tepeleri, Beykoz tepeleri say say bitmez bu tepeler, hep tepelendi. Ya Çamlıca?

 

Çamlıca’da  önce küçük sonra büyük Çamlıca eteklerine yapılar tırmandı. Tam tepeye de uydu anten direkleri dikmişlerdi. Şimdi eksik olan bir şey kalmıştı onu da elhamdulillah bu iktidarımız gerçekleştirecek.

 

Çamlıca’ya ‘Şan olsun, İslam alemine’ denerek Tac Mahal’i, Süleymaniye’yi gölgede bırakacak dev bir cami yapılacak!

 

Böylece İstanbul’un tepelerine tam anlamıyla bir tüy dikilecek!

 

Tarihe geçilecek!

 

Düşünün 600 yıllık Osmanlı padişahlarının hiçbiri böyle bir görkemli projeyi hayal bile edememişlerdi. Mimar Sinan bile Çamlıca’ya cami yapılırsa ne kadar yakışır görememişti!

 

Alın size hizmet! Proje!

 

Her şey İstanbul için!


Yaşar Miraç

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları