TBMM Genel Kurulunda 14 gün aralıksız süren 2012 yılı bütçe görüşmeleri, sona erdi. Son konuşmayı Bülent Arınç yaptı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Hükümet adına eleştirileri yanıtlaması sırasında Genel Kurul Salonuna önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Her iki liderin de alkışlarla karşılanması üzerine Arınç, ''İki kez alkışlama oldu. Ben önce kendi üstüme aldım'' diye espri yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, görüşmeleri baştan sona izlerken, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yurdışı seyahati nedeniyle Genel Kurulda yer almadı.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, tasarıların oylamaları sırasında Başbakan Erdoğan'ın yanına giderek tokalaştı ve geçmiş olsun dileğinde bulundu. Kaplan, Erdoğan'ın yanında oturan Başbakan Yardımcıları
Bülent Arınç ve Beşir Atalay ile de tokalaştı.
Hasip Kaplan, kısa görüşmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Sağlıkla ilgiliydi, geçmiş olsun dileğinde bulundum. 'Yardımcılarınız tecrübeli, biraz daha dinlenin, sağlık önemli' dedim'' dedi. Kaplan, bunun üzerine Başbakan Erdoğan'ın, ''Dikkat ediyorum, kendime bakıyorum'' dediğini söyledi.
Oylama sırasında bazı milletvekilleri de Başbakan Erdoğan'ın yanına giderek geçmiş olsun dileğinde bulundu.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Bülent Arınç'ın konuşmasında Diyarbakır'daki terör saldırısında yaşamını kaybeden oğlundan bahsetmesi üzerine, gözyaşlarına hakim olamadı. Yanındaki kadın milletvekillerinin Eronat'ın elini tuttuğu görüldü.
Başbakan Erdoğan, birleşimin kapatılmasıyla
Bülent Arınç ile birlikte Bakanlar Kurulu sırasındaki yerinden kalkarak, muhalefet sıralarına gitti.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve Hasip Kaplan, TBMM İdari Amiri, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile ön sıralarda bulunan bazı muhalefet partisi milletvekilleri ile tokalaştı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Genel Kurulunda, 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde son konuşmalarda Hükümet adına söz aldı.
Türkiye'de demokrasi ve ekonominin çıtası yükseldikçe, bu yükselişi durdurmak isteyenlerin devreye girdiğine işaret eden Arınç, şimdi de Fransa'nın, tarihi yargılamak istediğini söyledi.
Arınç, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifine ilişkin, olarak şunları kaydetti:
''Akla, rasyonaliteye, bilimselliğe, evrensel hukuk mantığına sırt çeviren bu anlayış, aydınlanma çağını açan Fransa'ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu olay, Fransa Parlamentosunun Avrupa'nın temel değerlerine bayrak açmasıdır. İstiklal Mücadelesi'ni yönetmiş Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir süre başkanlık yapmış bir hukukçu arkadaşınız olarak söylüyorum, hiçbir parlamento kararıyla ve hiçbir kanun ile tarih yeniden yazılamaz ve inşa edilemez.''
Arınç'ın konuşmasından satırbaşları:
* 2003'ten bu yana hükümetimizin icraatları, bütçe uygulamaları, öngörülerimiz başarılıdır. Bugüne kadar hedefimize vardığımızı düşünüyorum. Karnemizde bütün derslerin karşısında 'pekiyi' yazıyor. Bundan dolayı Allah'a hamd ederiz. Ama biz siyasi kuruluşuz, elbette, yanlışlarımız, hatalarımız olacaktır. Siyasetçilerin hatasını da millet sandıkta karşılayacaktır.
* Kendini hiç kimseye hesap verme mecburiyetinde hissetmeyen kimi güçler, bu ülkede istedikleri gibi at oynattılar, hukuku, demokrasiyi hiçe saydılar. Gençlerimiz, aydınlarımız, fikir adamlarımız birer potansiyel suçlu gibi görüldüler. Baskı atmosferinde siyasetçiler büyük düşünmek yerine 'küçük olsun benim olsun' mantığına mahkum edildi. Milleti, siyaseti sürekli vesayet altında tutmak isteyen birileri de siyaset kurumunun müdahale alanını sürekli tazyik altında tutarak 'küçük olsun senin olsun' mesajı verdi.
* Kürt kimliğinin tanınması çok önemli bir konudur. Bu bir insan hakları konusudur. Sanıyorum ki Sayın Genel Başkanınız da CHP'nin Sayın Genel Başkanı da bu konuda farklı düşünmüyorlar. Yani Türkiye'de yaşayan bir insan, 'Ben Kürdüm ve bu kimliğimle iftihar ediyorum. Ben bu gerçeğimle tanınmamı istiyorum' dediği zaman, bizim buna saygı göstermemiz, bunu kabul etmemiz gerekir.
* Kürt meselesi veya Kürt kimliği, 3 sene önce, 30 sene önce, 20 sene önce ortaya çıkmış bir kimlik değildir. Kürtlerin varlığı en az bin seneden beri bir gerçektir. Bunu inkâr edemezsiniz. Bunu inkâr ederseniz 80 öncesine döneriz, 80 sonrasına döneriz.
* Sayın Elçi, Bakanlık yaptığı dönemde 'Ben Kürdüm ve Türkiye'de yaşayan şu kadar Kürt var' dediği için 2,5 yıl cezaevinde kalmıştır. O günlere dönmemizi mi istiyorsunuz? Bir insanın kimliğini inkâr etmek o insanı inkâr etmek demektir. Kendisini Kürt kimliği ile Arap kimliği ile Boşnak kimliği ile artık ne gelirse aklınıza... Hepsi, kim, ne varsa bu topraklar üzerinde kendi kimliğini rahatlıkla söyleyecektir. O kimliğe saygı duyacağız. O kimliğin bütün kültürel haklarını, Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız.
* Ben BDP'li arkadaşlarımın söylediklerinin yüzde 99'na katılmıyor olabilirim. Ama onların kimliğine saygım var, onların siyaset hakları olduğuna inanıyorum.'
* Türkiye, şu kadar yıl içinde bu mücadeleyi (terörle) yapmıştır ama son 4 aylık mücadele netice vermeye başlamıştır'.
* Türkiye biz gelmeden önce mafyanın cennetiydi. Her önüne gelen çek senet tahsilatından tutun, neşterine, balinasına, bilmem nesine kadar alfabede harf kalmamıştı mafya örgütleri için. Hepsini çökerttik, yargıda hesap veriyorlar. Bunlar çıkar amaçlı suç örgütleri. Başkalarının da tepesine bindik, bugün bağımsız yargı bunların hesap soruyor. Bak; özel harpçiler, 'şurada şurada ceset var, ben de gördüm' dedi. Bugün mahkeme karar verdi, mezar açılacak, DNA testleri yapılacak, o kişiye ait olup olmadığı... Faili meçhullerden, siyasi suikastlere kadar Türkiye'de işlenmiş ne kadar çirkin, ayıp varsa onları aydınlatmak bizim görevimiz. Üzerine gideceğiz. 10 senede çok şey yaptık, bir 10 senede daha çok şeyler yapacağız. Allah'ın izniyle merak etmeyin.
* (Kendisine laf atan CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'e) Sen o kirli fenerinle git sokakları dolaş. Burada Genel Başkanın var, ben ona, Genel Kurula hitap ediyorum. Sen onu boşa taşıyorsun. Kamer Genç ile geçirilecek bir dakika bile ziyandır.
* Dersim olayı bir faciadır. Ellerinde kesik başla poz veren askerler... NTV Tarih Dergisi'nin son sayısında çok acı fotoğraflar var. Benim çantamda var. Ama çok komplike bir olay bu. Yani sadece askerin elinde o baş gösteriliyor diye o iğrenç fotoğrafı hatırlamayalım.
Bahçeli, 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bugün yapılan görüşmeyi, ''çok büyük bir talihsiz görüşme'' olarak değerlendiren Bahçeli, şunları kaydetti:
''Bugünkü yapılan görüşme bir provokasyondur. Bugün yapılan görüşmeyle, görüşme sırasında BDP'den ve AKP sıralarından toplanan alkışlarla, Türkiye bir yere doğru, şuurlu şekilde sürükleniyor. Bir rol paylaşımı sezintim var. Eğer Başbakan Yardımcısı'nın bu konuşmaları Hükümetin görüşü ile bağdaşıyorsa, örtüşüyorsa, Hükümetin yapacağı bir tek şey var; KCK operasyonlarını durduracak, Güneydoğu Anadolu'daki PKK ile terörle mücadele eylemlerini durdurup, BDP, PKK ne diyorsa,
Bülent Arınç aracılığıyla onu yerine getirmesi lazım.''