loading
close
SON DAKİKALAR

Kütük: Emek örgütlerinin Taksim’den yana ısrarcı olması lazım

Kütük: Emek örgütlerinin Taksim’den yana ısrarcı olması lazım
Tarih: 28.04.2017 - 15:58
Kategori: Medya

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Kütük, Can Ataklı'nın sunduğu Yazıişleri programına konuk oldu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Kütük, Can Ataklı'nın sunduğu Yazıişleri programına konuk oldu. Kütük, "1 Mayıs’ta bir yerlerde olmanın, açıklamalar okumanın bir anlamı yok. Gün bir araya gelme sömürüye, baskıya karşı yana yana olma günüdür. Bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, bir araya gelmeye ihtiyacımızın olduğu bir süreçten geçiyoruz. Emek örgütlerinin Taksim’den yana ısrarcı olması lazım" diye konuştu.

Hasan Kütük'ün açıklamaları şöyle:

"1 Mayıs bu yıl daha anlamlı ve önemli. Çünkü bu yıl 1 Mayıs’ın 40. yılı. 1 Mayıs denilince akla Taksim, Taksim denilince de akla 1 Mayıs gelir. 1 Mayıs’ı kutlamak için Taksim dışında bir seçeneğin doğru olduğunu düşünmüyorum.

1 Mayıs; mücadele, birlik ve dayanışma günüdür. 1 Mayıs, bu ülkenin emekçilerine aitse o zaman bir bayram gibi kutlanmalıdır. Bunu bir bayram olarak kutlayacağımız bir ülkede yaşamıyoruz. O gün bir araya gelerek sorun ve taleplerimizi en güçlü şekilde ülkeyi yönetenlere ve kamuoyuna sunmalıyız.

Emekçiler adına bu önemli günün Taksim’de kutlanması siyasi iktidarları tedirgin etmeye başlamıştı. Taksim’i bu ülkenin emekçilerine kapatmak kabul edilemez. Emek örgütleri Taksim’i yasaklayanlara karşı tepki koymalıydılar. Ne yazık ki bu konuda çok da iyi bir sınav veremiyoruz. Bütün sendikal tercihlerin farklı olmasına rağmen emekçiler bu anlamlı günü bir arada olarak, ortak mesaj, ses ve görüntü vererek, dayanışma örneği sergilemeliydi.
Birleşik Kamu-İş olarak bizim derdimiz bu ülkede en geniş düzeyde bir araya gelip, güçlerimizi birleştirip, sesimizi, sorunlarımızı bizi yönetenlere ulaştırabilmektir. Taksim için bir çağrı yapılarak; 1 Mayıs denilirse Taksim, Taksim denilirse 1 Mayıs, başka seçenek olamaz denilmeliydi.

Yapılan toplu sözleşmelerin süreçleri ve bu süreçlerin öncesinde bir anlaşmazlık bir ortaya çıktığı zaman demokratik bir tepki örneği gösteremez hale geldik. Bu ülkenin emekçileri adına, örgütlenme mücadelesi ve yaşam koşullarının zor olduğu bu dönemde, parçalı ve dağınık bir görüntü vermek yerine yan yana bir mücadele görüntüsü verebilmemiz, bütün farklılıklarımızla bir araya gelip iktidara ve kamuoyuna bu görüntüyü sunabilmemiz gerekirdi.

Birleşik Kamu-İş olarak 1 Mayıs’ta Taksim dışında bir yerde olmayı düşünmüyoruz.

Taksim’e izin verilmemesine güvenlik gerekçe gösteriliyor ama ülkede görüyoruz ki; çok geniş katılımlı mitingler yapıldı. Güvenli sorunu varsa Bakırköy’de de olur.

Siyasi iktidar, bu ülkenin emekçileri için kutsal sayılan bir yerde buluşmasını uygun bulmadığı için engellemiştir. İktidar, mücadele etmemize, toplumun demokratik, barışçıl eylem ve etkinliklerine engel olmamalıdır.

1 Mayıs’ta bir yerlerde olmanın, açıklamalar okumanın bir anlamı yok. Gün bir araya gelme sömürüye, baskıya karşı yana yana olma günüdür. Bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, bir araya gelmeye ihtiyacımızın olduğu bir süreçten geçiyoruz. Emek örgütlerinin Taksim’den yana ısrarcı olması lazım.

Demokratik kitle örgütleri, emek örgütleri siyasal iktidar eliyle dönüştürülmüştür. Emek örgütü varlığını, gücünü kitlesinden alır, mücadele anlayışından alır. Varlığını ve gücünü siyasi iktidardan alırsa, temsil ettiği kitlenin sorunlarını iletemez. Temsil ettiğin işçiler için siyasi iktidar temsilcileri ile oturup toplu sözleşme imzalıyorsunuz. Orada emekçilerin gücüyle, desteğiyle değil de iktidar kurumunun desteğiyle oturuyorsanız, emekçilere değil, sizi oraya getiren iktidarı temsil ediyorsunuz.

Türkiye’nin tarihine bakıldığında AYM, YSK gibi saygın kurumların verdiği kararların sorgulandı bir dönem olmamıştır. Son dönemlerde bu iktidar, bu kurumların kararlarını sorgulatır hale geldi.
Bu durum yurttaşların kafasında benim iradem sandık sonucuna yansımıyor algısının doğmasına neden olmuştur. Bu gelecek için kaygı verici bir düşüncedir. Çünkü vatandaşın sandığa gitmemesi gibi demokratik bir sorun meydana getirir.

Bu dönemde örneği görülmemiş bir şekilde adaletsiz bir seçim kampanyası yürütüldü. Toplumda ‘sandıktan hayır çıktı ama çeşitli mücadeleler ile bu sonuç değişti’ algısı var. Bu seçim toplum vicdanını sorgulatan ve ülke tarihinin en önemli seçimi olarak tarihe geçmiştir.

Bu seçim sürecinde bugüne kadar bir araya gelmemiş yapılar ilk defa yan yana geldi. İşte bu 1 Mayıs’tır. Keşke bunun bir devamı olabilseydi. Bu dayanışma örneği önümüzdeki sürece ilişkin geliştirilebilirse ve sürdürülebilirse bu toplum başarıya imza atacaktır."

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları