Dernek hakkında, tüzüğündeki ''cemevlerini ibadet yeri olarak'' nitelendiren ifadeler nedeniyle açılan kapatma davasını reddeden mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı.
Yargıç Yaşar Eren'in yazdığı gerekçeli kararda, daha önce İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde, nüfus cüzdanındaki din hanesine ''İslam'' yerine ''Alevi'' yazılması için açılan davanın mahkemece reddedildiği ve bunun Yargıtayca onandığı belirtildi.
Bunun üzerine davacının, ''din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğini ve Aleviliğin, İslam'ın bir alt yorumu olmadığını'' ileri sürerek, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıdığı kaydedilen gerekçeli kararda, AİHM'nin ise davayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ''Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü'' başlıklı 9. maddesine aykırı bularak, kabul ettiği anımsatıldı.
Kişilerin, toplulukların ve zümrelerin din ve vicdan özgürlüğüne sahip oldukları belirtilen gerekçeli kararda, ''Alevilik bir dindir diyemeyiz. Ancak kökeni yüzyıllar öncesine dayanan, Sufilik, Şafilik, Hanefilik, Bektaşilik vb. bir inanç sistemidir'' denildi.
Türkiye'de ve dünyada farklı grup, mezhep ve toplulukların cami ve mescitler dışında, kendi inanç ve düşünce sistemlerine göre ibadet yaptıkları, eylemlerini gerçekleştirdikleri cemaat, dergah gibi isimlendirilen yerler olduğu kaydedilen gerekçeli kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:
''Aleviler de ibadet edecekleri merkezler konusunda Cemevleri olarak isimlendirilen yerleri tercih etmişler ve Cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür. Derneğin tüzüğünde yazılı bulunan 'Cemevi ibadethanedir' hükmü, Anayasa'nın 2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi, kanunlarla da yasaklanmamıştır. Davalı derneğin amacında da Medeni Kanun ve Dernekler Kanunu gibi ilgili mevzuata göre hukuka ve ahlaka aykırılık bulunmadığı gibi derneğin amaçları da yine
dernek tüzüğünde açık olarak maddelerle belirtilmiştir. Dernek tüzüğünde, Anayasamızın 2. maddesi ile hukuka ve ahlaka aykırı bir husus bulunmadığından, davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.''
Davanın geçmişi
İçişleri Bakanlığı,
dernek tüzüğünün, Diyanet İşleri Başkanlığının ''Cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığı'' yönündeki görüşünü de alarak Ankara Valiliğine yazı göndermiş ve tüzükteki ''cemevlerini ibadet yeri olarak'' niteleyen 2 maddenin çıkarılmasının uygun olacağını bildirmişti.
Ankara Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü de Haziran 2008'de derneğe gönderdiği yazıda, bu maddelerin yeniden düzenlenmesini talep etmişti. Müdürlük, derneğe gönderilen tebligata rağmen yasal sürede eksikliklerin giderilmediği gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunmuştu.
Bunun üzerine Başsavcılık, Çankaya Yenişehir Mahallesi'nde kurulu Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında iddianame hazırlamıştı. İddianamede, derneğin tüzüğünün incelendiği ve tüzükte eksiklikler bulunduğu kaydedilerek, tebligata rağmen yasal sürede eksikliklerin giderilmediği ifade edilmiş ve derneğin feshine karar verilmesi istenmişti.