'Mahremiyet' eğitimi Diyanet’e emanet!
Milli Eğitim Bakanlığı, çocuklara yönelik “Mahremiyet Eğitimi”ni Diyanet ile birlikte verecek. Mahremiyet eğitimini öncelikle ailenin üstlenmesi gerektiğini söyleyen pedagog Aydoğan, “Mahremiyet dini kavramlar üzerinden anlatılmamalı” dedi.
Toplumsal yaşamı doğrudan ilgilendiren konuların hemen hepsinde etki alanı genişletilen Diyanet’e verilen görevlere böylelikle bir yenisi daha eklendi. Her üç çocuktan birinin istismara uğradığı Türkiye’de, istismarın çözümü din adamlarının mahremiyet eğitimi vermesinde bulundu.
BirGün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) üçgeninde gerçekleşen anlaşma çerçevesinde okullardaki mahremiyet eğitiminin din görevlilerince verilmesine olanak sağlandı. Din adamları, Diyanet’e bağlı Dini Rehberlik Bürosu’nun faaliyetleri çerçevesinde İstanbul’daki 14 ortaokul ve lisede, öğrencilere mahremiyet eğitimi verdi. Diyanet personelinin, seminerler kapsamında bin 700 öğrenciye ulaştığı ifade edildi. İstanbul Müftülüğü’nün Sultangazi Ahi Evren İmam Hatip Lisesi’nde pilot proje olarak başlattığı seminerlerin ülke geneline yayılacağı öğrenildi. İstanbul’daki Beykoz Boğaziçi İmam Hatip Lisesi’nde başlanan mahremiyet eğitimi Beykoz Vaizi Aydın Yöndem ve Hilmi Tezcan tarafından verildi. Şubat ayında gerçekleştirilen bu eğitimin ardından projenin kapsamı genişletildi. Diyanet’in yalnızca Şubat ayında, 30 personeli aracılığıyla bin 700 öğrenciye ulaştığı kaydedildi.
‘Dini kavramlarla anlatılamaz’
Mahremiyet konusunun, “Günah, mekruh” gibi dini kavramlar üzerinden anlatılmaması gerektiğine vurgu yapan çocuk psikoloğu Burcu Aydoğan ise yaşı itibarıyla bilişsel gelişimini tamamlayamayan çocuklarda bu kavramların karşılığı olamayacağını kaydetti. Aydoğan, ailelerin mahremiyet konusunda dikkat etmesi gereken noktalara ilişkin şunları söyledi: “Basit bir mesele gibi görülebilir ancak ailelerin çocuklarını öperken izin almaları gerekiyor. Biliyorum ki çoğu anne baba çocuğun öperken izin almıyor. Bu, çocuğun sınırlarını bilmesi açısından son derece önemli. Ona, kendi özel alanı olduğunu hissettirmek lazım. Odasına girerken kapıyı çalıp öyle girmek lazım örneğin. Mahremiyet eğitimi çocuğu tacizden korur evet ama bunun öncelikle aile sonra ise uzman psikologlar eliyle verilmesi gerekir. Cinsel eğitim ile mahremiyet eğitimi arasında da ince bir çizgi vardır. Ona da dikkat etmek gerekir.”
‘Kişisel olmalı’
Mahremiyet eğitiminin kişiye özel olması gerektiğini söyleyen Aydoğan, “ Bu eğitimin topluca verilmesi tacizi önlemez” diye konuştu. Mahremiyetin, çocuğun kişiliğinin oluşturulmasında en önemli eğitim olduğunu belirten Aydoğan, “Anne baba tarafından dört yaşından itibaren örnek davranışlarla verilmelidir” dedi. Aydoğan, çocuğa genital bölgesinin açık olmaması gerektiği konusunda sakince bilgi verilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Kıyafetlerini kendisinin değiştirmesine, kimsenin olmadığı ortamda giyinip soyunmasına özen gösterilmeli. Ancak kesinlikle, özellikle akrabalar konusunda çocuğa sert uyarılar yapılmamalı” ifadelerini kullandı.
***
‘Etek giydirmeyin’ tavsiyesi
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya’nın, “Mahremiyet eğitiminin müfredata girmesi için çalışıyoruz” sözleri üzerine cemaatler de harekete geçti. Nur Cemaati, çocuk istismarının “önlenmesi” için velilere, “Kız çocuklarınız kaç yaşında olursa okula pantolon, eşofman giydirin. Etek giydiriyorsanız da altına kısa tayt giydirin” önerisinde bulundu. Cemaatın, çocuk istismarına karşı diğer önerileri şöyle: “Çocuklarınızı evde yetişkin çocuğu olan arkadaşlarınızın veya akrabalarınızın evine dahi yatılı kalmak için göndermeyin. Mevzubahis olan kişi (istismarı yapan) okuldan birisiyse (öğretmen, müdür, rehberlikçi, hademe) üşenmeden çocuğunuzun okulunu değiştirin. ‘Ayşe kitap okuyor. Ayşe yemek yiyor. Ayşe namaz kılıyor’ gibi olumlu cümleler kurun.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları