Gazeteci Mehveş Evin: Bizi işimizi yapamaz hale getirmeye çalıştılar kısmen de başarılı oldular. Gazeteciler dağılır, gazetecilik yara alır ama bitmez.
Gazeteci Mehveş Evin, Can Ataklı'nın Yazıişleri programına katıldı. Evin, kadınların medyada muhabir ve editör olarak yer bulabildiklerini ancak yönetici düzeyindeki kadınların sayısının az olduğunu söyledi.
Evin, "Kadın çalışan sayısı muhafazakar anlayışta daha da azalıyor. Medyada kadın çalışan azdı şu anda daha da azaldı diye düşünüyorum" dedi. Mehveş Evin'in açıklamaları şöyle:
"Kadın erkek temsili önemli. Farklı görüşleri göstermek istiyorsanız medyada kadınlara da yer vermek zorundasınız.
Muhabir, editör olarak çalışanlar var ama daha üst görevlere çıkıldığında kadınlara azalıyor. Kadınlar ve erkekler aynı işi yapıyorlar ancak eşit işe eşit ücret alınmıyor. Erkek meslektaşlara yakın ücret almak için mücadele edince adınız cadıya çıkabiliyor.
(Basında işten çıkarılmalar) Milliyet'te Aydın Doğan'dan Demirören'e satıldıktan sonra bir dönüşüm başladı. Milliyet İmralı görüşmelerini yayınladı. Hasan Cemal bununla ilgili yazı yazdı ve işten atıldı. O dönemde bunlara ilişkin kendi gazetemizle ilgili eleştirel yazılar yazabiliyorduk. İfade özgürlüğü sizin hoşunuza giden görüşleri dile getirmek anlamına gelmiyor. Medyada çeşitliliğin olması için birikimi olan gazetecilerin bulunması önemli bir unsur.
Hasan Cemal'den sonra gerisi çorap söküğü gibi geldi. Can Dündar, Kadri Gürsel, Aslı Aydıntaşbaş atıldı. Zaten baskı vardı. Bugün simit satarsam içim rahat. Belirli olmayan kurallara göre 'bu yazıyı yumuşatalım' dendi. Kendi gölgesinden korkar hale gelme durumu oluyor. Bunun sonu yok.
7 Haziran'dan sonra sokağa çıkma yasakları başladı. Biz de başka yayınlardan gazeteciyle Diyarbakır'a gittik. Orayla ilgili yazım yayınlanmadı. Anladım zaten o işin sonu geldiğini. Ben, Meral Tamer ve 8 arkadaşla birlikte ekonomik sebeplerle atıldık.
-Gazeteciliğin bir propaganda aygıtı olduğuna inandırıldı insanlar. Gazetelerin yarısından fazlası o durumda zaten.
-Alman basınında yasakla ilgili eleştiriler de çıktı. Yasak getirmek onun (Erdoğan'ın) isteyeceği şeydir eleştirileri var.
(Anayasa değişikliği) Cemaatten olan biri de gelebilir. Kimse onu denetleyemez. Evet demek tek adam yönetimi olsun, demokrasi olmasın demek.
Dünyada hapiste olan kadın gazetecilerin yarısından fazlası Türkiye'de. 15 kadın hapiste.
Tutuklamalar siyasi. Hukuk diye bir şey kalmadı. Bundan bahsediyor olmak bile çok acı bir şey. Şu anda pek çok gazetecinin içeride olması için gösterilen deliller haberler. Ceza Kanunu aynı, değişmedi. O haberler çıktığı zaman bir suç olmuyordu.
-Bilinen bir kurumda çalışmıyorsanız, sarı basın kartınız yoksa, internet medyasındaysanız bu sorun oluyor. Basın kartınız yok, çek git deniyor. Sizi koruyabilecek kurumun varlığı çok daha küçük. Biraz daha kendinizi tek başınıza hissediyorsunuz.
-Her ortamda yazabiliyorum. Bireysel özgürlük var ama bir yere gittiğinizde fikir alışverişinde bulunabiliyorsunuz. Yazıişlerindeki heyecan ve bunun bir gazeteciye kattıkları başka türlü bir şey.
-Geçen sene 'Ben Gazeteciyim' inisiyatifi kurduk. Dayanışma amaçlı olarak, basın hakları ihlallerini duyurmaya çalışıyoruz. Hem farklı görüşlere hem birbirimizi zenginleştirmek adına bu oluşumlara ihtiyacımız var.
-Halkın haber alma hakkını savunabilmek için farklı görüşleri dile getirmekle görevliyiz. Bizi işimizi yapamaz hale getirmeye çalıştılar kısmen de başarılı oldular ama böyle olmaz. Gazeteciler dağılır, gazetecilik yara alır ama bitmez. Bununla başa çıkamazsınız. Topluma da faturası çok ağır olur. Toplumun da ayakta kalabilen, mücadele yürüttüğünü bildiğimiz yayınlara sahip çıkması gerekir. Okumak takip etmek, tek bir kanaldan beslenmemek çok önemli.
(Referandum) Hayır diyenler gözaltına alınıyor. Hayır dersen başına bu gelir diyorlar. Bu insanaları korkutuyor. Tehditle halkın seçim hakkına da müdahale ediliyor.
Sadece muhaliflerden değil AKP ve MHP tabanından da ciddi sıkıntılar var. AKP'ye oy vermiş olanlardan referandumda Hayır diyeceğim diyenler var. Bir insana bu kadar fazla yetki vermek sakıncalı olabilir diyen ciddi bir kesim var.
-(Kadın cinayetleri) 2016 verilerine bakınca önceden daha yüksekti. Bunu şöyle bir nedeni olabilir. Bunlar kayda geçen cinayetler. Dünya sıralamasında en üstlerde çıkacağız yine. Cinayet meselesi pek çok şeyin göstergesi. Şiddet gören ve bununla yaşamak zorunda olan kadınlar var. İktidarların politikaları da çok önemli. AKP pek çok kadın derneğiyle de bir araya geliyordu. Sonra daha çok aile odaklı, kadınların boşanmaması üzerine yöneldi. Muhafazakar anlayış çerçevesinde .. Sığınma evleri kapatıldı. Polise gidip şikayet ettikten sonra öldürülen pek çok kadın var. Çevre, kadın, çocuk meselesi çok önemli konular. Bir şeyler değişecekse kadınlar sayesinde olacak.
-(Yandaş kadın gazeteciler) İktidarın politikalarını savunmakla kendilerini görevli hisseden kadınların temsil ettiklerini kadınlar için öyle bir özgürlük yok. Sadece iktidarın onayladığı ve hoşuna gidecek şeyleri söylediklerinde özgürce konuşabileceklerini biliyorlar. Aynı özgürlüklerin kendi evlerinde olduğunda zannetmiyorum.