Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum yaptı
TCMB Başkanı Fatih Karahan, "Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek."
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna, TCMB Kanunu gereğince Bankanın faaliyetlerine ilişkin sunum yaptı.
Küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karahan, küresel büyümede sınırlı toparlanma eğilimi devam ederken hizmetler sektöründe olumlu ayrışmanın sürdüğünü söyledi.
Türkiye'nin dış talep görünümünde 2025'te daha belirgin toparlanma beklendiğini vurgulayan Karahan, küresel manşet ve çekirdek enflasyondaki düşüşün devam ettiğini dile getirdi.
Karahan, yılın ikinci çeyreğinde, yurt içi talebin yıllık bazda büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken net ihracatın büyümeye verdiği pozitif katkının sürdüğünü vurgulayarak, "Bu dönemde yurt içi talep büyümeye 1,2 puan katkı verirken, net ihracatın katkısı 1,3 puan olarak gerçekleşti. Böylelikle, harcama yönünden büyümenin kompozisyonunda daha dengeli bir talep görünümü izlendi." diye konuştu.
Yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit ettiğini bildiren Karahan, farklı yöntemlerle hesapladıkları göstergelerin ikinci çeyrekte çıktı açığının gerilediğini gösterdiğini, bu gerilemenin üçüncü çeyrekte de devam ettiğini tahmin ettiklerini ifade etti.
- "Sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme devam edecek"
Karahan, sıkı para politikası sonucunda iç talepteki dengelenmenin devam edeceğini vurgulayarak, yılın geri kalanında negatif düzeylere düşecek olan çıktı açığının, dezenflasyon sürecinin önemli bileşeni olacağına dikkati çekti.
İç talepteki dengelenmeyle uyumlu olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin sürdüğüne işaret eden Karahan, üçüncü çeyrekte yıllıklandırılmış cari açığın azalışını sürdürerek milli gelire oranının yüzde 1,5 civarına gerileyeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
- "Yıllık enflasyondaki gerileme aylık fiyat artışlarının daha düşük seyretmesinden kaynaklandı"
Mayısta yüzde 75,5 ile tepe noktasına ulaşan yıllık enflasyonun, takip eden 3 aylık dönemde düştüğünü ve eylül ayı itibarıyla yüzde 49,4 olduğunu belirten Karahan, "Eylül itibarıyla yıllık enflasyona en belirgin katkı yaklaşık 20,7 puan ile hizmetler sektöründen geldi. Bu grubu 11 ve 8,9 puanlık katkılarla gıda ve temel mal grupları takip ediyor." dedi.
Karahan, yıllık enflasyondaki gerilemenin sadece baz etkisinden değil, aynı zamanda aylık fiyat artışlarının daha düşük seyretmesinden de kaynaklandığını dile getirdi.
Çeşitli göstergelerin yakın dönem seyrine değinen Karahan, şunları kaydetti:
"Enflasyonun ana eğilimindeki ılımlı seyrin, yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen yönetilen ve yönlendirilen fiyat ayarlamalarındaki artışlara ve bunların dolaylı etkilerine rağmen sürdüğünü görüyoruz. Son 12 ayda ortalama yüzde 3,1 olan ana eğilim, son 6 ayda yüzde 2,7'ye, son 3 aylık dönemde ise yüzde 2,6'ya geriledi."
- "Önümüzdeki aylarda kira enflasyonu zayıflayabilir"
Karahan, hizmet enflasyonunun yavaşlamaya devam ettiğini belirterek, "Bu gruptaki fiyat artışları, diğer bir çekirdek grup olan temel mallara kıyasla güçlü seyrediyor ve manşet enflasyonu yukarıya çekiyor. Hizmet sektöründe daha yaygın olan zamana bağlı ve geriye dönük fiyatlama davranışları, hizmet enflasyonundaki zayıflamanın gecikmeli ve daha yavaş gerçekleşmesine neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Hizmet sektörü enflasyonunda ataleti besleyen en önemli grubun kira olduğunu bildiren Karahan, yıllık kira enflasyonunun eylül itibarıyla yüzde 117 ile yıllık hizmet enflasyonunun yaklaşık 45 puan üzerinde seyrettiğini ifade etti.
Karahan, öncü göstergelerin bir süredir aşağı yönlü harekete işaret ettiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Gerek çevrim içi kaynaklardan izlediğimiz ilan fiyatları gerekse konut kredisi değerleme raporlarına dayanan göstergelerimiz azalış eğilimlerini sürdürmekte. Perakende Ödeme Sistemi verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranları gerek konut piyasasında süregelen normalleşme gerekse de manşet enflasyondaki düşüşü takiben TÜFE'deki mevcut kira enflasyonunun altında değer almakta. Yılın son çeyreğinde, taşınma ve sözleşme yenileme oranlarında gerçekleşecek düşüşü de dikkate aldığımızda, bu durum önümüzdeki aylarda kira enflasyonunun zayıflayacağını ima ediyor."
- "Manşet enflasyondaki düşüşle tüm sektörlerin beklentilerin gerileyeceğini öngörüyoruz"
Dezenflasyon dönemlerinde, temel mal enflasyonunun daha hızlı ve daha belirgin şekilde yavaşladığına dikkati çeken Karahan, parasal sıkılaşma dönemlerinde döviz kurunda sağlanan istikrar ve talepteki dengelenmenin bu olgunun temel nedenlerinden olduğunu belirtti.
Karahan, bu dönemde, söz konusu faktörlerin desteğiyle, dayanıklı mallar öncülüğünde temel mal grubunda fiyat artışlarının sınırlı gerçekleştiğini ifade ederek, haziranda firma ve hane halkı enflasyon beklentilerini kamuoyu ile paylaşmaya başladıklarını anımsattı.
Karahan, şunları kaydetti:
"Enflasyon beklentilerini incelediğimizde, firmaların ve özellikle tüketicilerin beklentilerinin piyasa katılımcılarına göre yüksek seyri göze çarpıyor. Bu durum enflasyonun düşük olduğu dönemlerde dahi gözleniyor. Tüketiciler beklentilerini şekillendirirken temel ihtiyaç maddelerine daha büyük önem atfediyorlar. Örneğin, temmuz ve ağustos aylarında yönetilen ve yönlendirilen enerji kalemlerinde yapılan tarife güncellemelerini takiben tüketici beklentilerinin söz konusu aylarda diğer ekonomik birimlerden farklılaşan bir dinamik sergilediğini gözledik. Manşet enflasyondaki düşüşün devamıyla birlikte, tüm sektörlerin beklentilerinin gerileyeceğini öngörüyoruz. Nitekim eylül ayı verileri tüm birimlerin enflasyon beklentilerinin aşağı yönlü güncellendiğine işaret ediyor."
- "Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması dezenflasyon açısından kritik"
Karahan, enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsamasının, dezenflasyon açısından kritik önemde olduğuna dikkati çekerek, yakın dönem enflasyon görünümünün de etkisiyle, piyasa katılımcıları beklentilerinin her vadede aşağı yönde hareket etmeye devam ettiğini anlattı.
Karahan, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerindeki dağılımın iyileşme eğiliminin sürdüğünü gösterdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Ayrıca, beklenti dağılımında çoklu zirve yapısının da ortadan kalkmakta olduğunu gözlüyoruz. Beklentilerde gerileme gerçekleşmesine rağmen piyasa katılımcılarının 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi son Enflasyon Raporu'nda sunulan tahmin aralığının üst noktasının bir miktar üzerinde değer alıyor ve hedeflerimize birkaç ay gecikmeyle ulaşacağımızı ima ediyor. Sıkı para politikası duruşumuzla, beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız."
- "Makro ihtiyati politikaları uygulamaya devam ediyoruz"
Karahan, geçen yıl haziran ayında sıkılaşma döngüsünü başlattıklarını ve politika faizini yüzde 50'ye çıkardıklarını anımsatarak, ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla, makro ihtiyati politikaları uygulamaya devam ettiklerini bildirdi.
Sıkı parasal duruşlarını desteklemek üzere kullandıkları makro ihtiyati tedbirleri 3 ana grupta özetleyen Karahan, şunları kaydetti:
"Bunlardan ilki mevduata yönelik düzenlemeler. Bu kapsamda programımızın temel unsurlarından olan bankacılık sektöründe TL mevduatın payını artırmak ve (KKM'yi de (kur korumalı mevduat) kademeli olarak azaltmak amacıyla uyguladığımız tedbirler bulunuyor. İkinci olarak kredilere yönelik düzenlemeler. TL ve yabancı para kredilere aylık büyüme sınırı getirerek finansal koşullardaki sıkılığı artırıp, kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçtik. Kredi piyasasında sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek amacıyla da ticari kredi azami erken ödeme ücretlerini güncelledik. Son olarak likidite yönetimi kapsamında zorunlu karşılıklar ve TL depo ihaleleri gibi likidite araçlarını etkin olarak kullanıyoruz. Bu araçlar ile parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve finansal istikrarı gözetiyoruz."
Karahan, geçen aylarda likidite fazlasının etkin sterilizasyonunu sağlamak amacıyla araç setlerini çeşitlendirdiklerini anlatarak, "Dönemsel olarak ortaya çıkan likidite fazlasını zorunlu karşılıklar ve mevcut araç setimizi kullanarak sterilize ediyoruz. Likidite koşullarını, muhtemel gelişmeleri göz önünde bulundurarak yakından izliyoruz. Sterilizasyon araçlarını etkili şekilde kullanmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
- "Mevduat faizleri yataya yakın hareket ediyor"
Karahan, ticari kredi faizlerinin yüzde 55, mevduat faizinin bileşikte yüzde 60 ve tüketici kredilerinin ise yüzde 68 civarında fiyatlandığını bildirdi.
Mevduat faizlerinde, politika faizi, piyasadaki likidite ve makro ihtiyati politikaların yanı sıra enflasyon ve kur beklentilerinin de belirleyici olduğunu ifade eden Karahan, şu değerlendirmede bulundu:
"Uyguladığımız politikaların bir sonucu olarak, likidite koşullarındaki değişimlere rağmen son dönemde mevduat faizleri yataya yakın hareket ediyor. Para politikası duruşumuz ve makro ihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk lirasına geçişi sürdürecek ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak. Beklentilerdeki iyileşmenin devam etmesi, fiyatlama davranışını dezenflasyon patikamız ile uyumlu hale getiriyor."
Karahan, dezenflasyon beklentilerinin güçlenmesiyle özellikle uzun vadeli Türk lirası finansman maliyetlerinin de azalmaya başladığını son aylarda gözlemlediklerini söyledi.
Beklentilerdeki iyileşmenin devam etmesiyle bu eğilimin önümüzdeki dönemde de artarak devam edebileceğine dikkati çeken Karahan, tüketici kredilerinin, iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek bir hızda seyretmesinin kritik önemde olduğunu bildirdi.
Karahan, bu yılın ilk çeyreğinde kredi talebinin hızlanmasının tüketici kredi büyümesinin kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kaynaklı artmasına neden olduğunu kaydetti.
- "Türk lirası mevduatın payı yüzde 54 seviyesine ulaştı"
Alınan makro ihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşlarıyla takip eden 2 çeyreklik dönemde tüketici kredilerinde büyümenin zayıfladığını ifade eden Karahan, sözlerine şöyle devam etti:
"Son 2 çeyrekte tüketici kredisi büyümesi ılımlı bir patikada hareket ediyor. Türk lirası ticari kredi büyümesinde mart ayında daha bağlayıcı hale getirdiğimiz aylık büyüme sınırları oldukça etkili olmuştu. Yabancı para cinsi kredilere mayıs ayında getirdiğimiz aylık büyüme sınırını, temmuz ayında daha da düşürmüştük. Bu sınırlamaların etkisiyle yabancı para kredilerdeki büyüme, hedeflerle uyumlu bir patikada seyretmekte. Ticari kredilerde aylık büyüme gerçekleşmeleri enflasyon beklentilerindeki iyileşme ile uyumlu. Kararlılıkla sürdürdüğümüz sıkı parasal duruşumuz ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk lirası varlıklara olan ilginin arttığı görülüyor. Mevduat gelişmeleri, Türk lirasına güvenin yeniden inşa edilmekte olduğunu teyit ediyor. Türk lirası mevduatın payı yükselerek yüzde 50'yi de aştı ve son verilere göre yüzde 54 seviyesine ulaştı. Kur korumalı mevduatın payı yüzde 8'li seviyelere geriledi."
- "KKM'nin bakiyesi 45 milyar doların altına geriledi"
Karahan, KKM hesaplarının toplamının 2023 Ağustos'ta 140 milyar doların üzerine yükseldiğini anımsattı. Şu anda KKM'nin bakiyesinin 45 milyar doların altına gerilediğini ifade eden Karahan, bakiyenin azalmasının parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdiğini kaydetti.
Karahan, TL mevduat payındaki kademeli ve istikrarlı artışın dezenflasyon patikasının önemli unsuru olmaya devam edeceğini öngördüklerini bildirdi. Mevcut politikaların ülkenin risk priminin düşüş sürecini desteklediğini vurgulayan Karahan, uyguladıkları politikalara olan güvenin arttığını ve rezerv görünümünün iyileştiğini söyledi.
Karahan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarının da dış finansman görünümünü desteklediğini dile getirdi.
Son dönemde Türkiye'ye yönelik sermaye hareketlerinin ılımlı seyrettiğinin gözlemlendiğini ifade eden Karahan, gelecek dönemde sermaye girişlerinin jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebileceğini bildirdi.
Karahan, son dönemde, yurt içi ve dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin arttığını ve bu durumun rezervlere olumlu yansıdığını belirtti.
- "TCMB taraflı swap bakiyesini sıfıra indirdik"
Karahan, 31 Temmuz itibarıyla TCMB taraflı swap bakiyesini sıfıra indirdiklerine işaret ederek, sonrasında, sterilizasyon amaçlı ters yönde swap işlemlerine başladıklarını ifade etti.
22 Mart ile 27 Eylül tarihlerinde, brüt rezervlerin 33,5 milyar dolar artış gösterdiğini bildiren Karahan, swap hariç net döviz pozisyonunun da 97,4 milyar dolar iyileştiğini belirtti. Karahan, 27 Eylül itibarıyla brüt rezervin 157 milyar doların üzerine çıktığını dile getirerek, swap hariç net rezervlerin 32,9 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Para politikasındaki kararlı duruş, yurt içi talepteki dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimin düşmeye devam edeceğini anlatan Karahan, şunları söyledi:
"Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, enflasyonun yılın kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Finansal koşullardaki sıkılaşmayla beraber talep koşullarında görülen dengelenmenin önümüzdeki dönemde daha da belirginleşeceğini tahmin ediyoruz. Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek. Para ve maliye politikalarının eş güdümü de bu sürece katkı sağlayacak. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz."
- "Dezenflasyon sürecinde ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz"
Karahan, para politikasında sıkılığı korumaya devam edeceklerini belirterek, "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarımızı etkili şekilde kullanacağız." dedi. Karahan, fiyat istikrarının sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşul olduğunun altını çizdi.
Karahan, haziranda başlayan dezenflasyon sürecinde, enflasyonu belirledikleri ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan'ın Bankanın faaliyetlerine ilişkin sunum yaptığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekilleri görüş, öneri ve eleştirilerini dile getirdi, Karahan'a çeşitli sorular yöneltti.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, yeni yasama döneminde torba kanun düzenlemesine karşı olduklarını, konusuna ilişkin tek bir kanun düzenlemesinin Meclis'e getirilmesini istedi. TCMB'nin kuruluşunun 93'üncü yılını kutlayan Türeli, Bankanın Türkiye'nin nadide kurumları arasında yer aldığını anlattı.
Geçen yıllarda uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle Türkiye'nin 5 yılını kaybettiğini öne süren Türeli, "İstihdamı ve büyümeyi artırma önceliği, ithalata olan bağımlılığı azaltmak, dolaysız vergilere ağırlık verme, yoksulluğu ortadan kaldırma hedefi Orta Vadeli Program'da yok. OVP'deki bu büyüme planıyla enflasyon düşürülemez." diye konuştu.
Türeli, Türkiye'deki işsizlik oranlarının yüzde 9-10 düzeyinde olmadığını, yüzde 30'lar seviyesinde işsizlik yaşandığını savundu.
Ekonominin yapısal problemlerinin devam ettiğini ileri süren Türeli, "Türkiye, Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük bölüşüm şokunu yaşıyor. Bu rakamların artık gizlenmesi mümkün değil. Çok ciddi bir gelir dağılımı bozukluğu var." dedi.
Faizlerin, kasım ve aralık ayında düşürüleceği yönünde beklenti olduğunu söyleyen Türeli, şu soruları yöneltti:
"Bundan sonra faizler inecek mi? Yüksek faiz, düşük kur politikası devam edecek mi? Sıcak paraya dayalı model devam edecek mi? Rezervlerdeki artış ne kadar daha devam edecek? KKM sistemi ne olacak? 2024'te KKM'nin Merkez Bankasına olan yükü ne kadardır?"
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, TÜİK'in verilerini eleştirdi. TÜİK'in verilerinin halkın yanı sıra TCMB'yi de yanılttığını öne süren Oluç, "Her şey zamlanırken enflasyonun düştüğü tek ülke Türkiye. OECD'de gıda enflasyonunda ilk sıradayız hala. Keşke TÜİK hissedilen enflasyonun ne olduğunu açıklasa." dedi.
Savaşın Türkiye'nin çok yakınına geldiğinin altını çizen Oluç, "Savaş kapımıza kadar geliyor bu alanda, 'iç barışın, toplumsal barışın sağlanması önemlidir' gibi değerlendirme yapılmaya başlandı. Elbette bunu önemli ve değerli buluyoruz ama keşke bu kapımıza kadar gelmeden düşünülseydi." ifadelerini kullandı.
- "Bugünkü kadar sorunlu bir dönemden geçtiğini görmedim"
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, makro göstergelerde iyileşme olduğunu belirtti. "Merkez Bankasının itibarı" konusunu Merkez Bankacıların kendilerinden daha az önemsediğini anlatan Usta, "Türkiye'nin bugünkü kadar sorunlu bir dönemden geçtiğini görmedim. İnsanlar açlık sınırının altında yaşarken nasıl ücretlerinden kısacaksınız? Bu zorluklar içindeyken nasıl bir politika yürüteceksiniz?" diye sordu.
Usta, Karahan'ın yaptığı sunumu beğenmediğini anlatarak, "Bize piyasa sunumu yapıyorsunuz. Bankacılara yaptığınız sunumu yapıyorsunuz. Mahremiyetle ilgili bir şey varsa bu değerlendirilir ama bize daha farklı bir sunum yapmanız gerekirdi." diye konuştu.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, TCMB'nin döviz alım ve satımlarının kamuoyuyla paylaşması gerektiğini söyledi. Temurci, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TCMB'nin vatandaşın nezdinde hiç iyi algılanmadığını savunarak, bu alandaki problemi çözülmesi gerektiğini vurguladı.
"Enflasyonda bütün hedeflemelerde battık diye bir durum yok." diyen Temurci, TCMB'nin 2025 enflasyon hedefini sordu.
Muhalefet partisi milletvekilleri, 500 ve 1000 TL'lik banknot basılmasının gündemde olup olmadığını da sordu.
- "Ekonomi ekibine inanıyoruz"
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türkiye'nin 14 yıldır kesintisiz büyüyen bir ülke olduğunu kaydetti. Enflasyona ilişkin tedbirlerin sonuç vermeye başladığını söyleyen Aksu, "Türkiye'nin risk primi düşüyor. Rezervlerimiz artıyor. TL mevduatı yükseliyor. TL değerleniyor. Bütün bunlar da yine uygulanan programın sağlığı açısından önemli veriler. Etrafımızdaki ateş çemberini de görmek lazım. İçerisinde bulunduğumuz ortamın bu şartlarda Türkiye'nin bir huzur adası olmasının sağlanması da önemli. Önümüzdeki dönemde Türkiye birlik içerisinde, milli birliğini güçlendirerek, gelecek hedeflerine, kalkınma hedeflerine yürümek durumundadır." diye konuştu.
AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Türkiye'nin savaşların ve krizlerin tam ortasında olduğunu vurguladı.
Enflasyonun ateşinin düştüğünü kaydeden Erdem, "Merkez Bankasına, ekonomi ekibine bu noktada inanıyoruz. Çünkü kredi risk puanlarındaki düşüş, cari açığı azaltacak etkiler, turizmde yüzde 12 artış, Merkez Bankası rezervlerin geldiği nokta tekrar iyileşmelerin olduğunu gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Bankanın rezerv konusunda uluslararası yeterlilik düzeylerini takip ettiklerini belirterek, "Piyasa şartlarını ve kurun dengesini bozmayacak, dezenflasyon hedefine engel olmayacak şekilde, rezerv biriktirmeye, piyasa şartları el verdiğince devam edeceğiz." dedi.
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
"Carry trade"in faiz oranı belli olan bir para olduğunu ifade eden Karahan, "Yabancı gelir, yurt dışından dövizini bozdurur, belli bir vadesi vardır. Kazancı aradaki kur hareketine de bağlıdır. Herhangi bir şekilde kur garantisi vermemiz zaten söz konusu değil. Orada görülen faiz yabancının karı olarak düşünülmemeli. Swap bakiyesi hiçbir zaman 20 milyar doları geçmedi. 16 milyar 17 milyar dolar civarında geziyor." diye konuştu.
Rezerv seviyesinin 157 milyar dolar olduğunu, swap bakiyesinin burada küçük rakam olarak kaldığını dile getiren Karahan, cari açığın da bir sonraki ay 15 milyar dolara inmesinin beklendiğini, yıl sonunda 20 milyar doların altında olacağını söyledi. Karahan, cari açığın geçen seneye oranla oldukça düştüğüne işaret ederek, "Ekonominin çevrilmesi için sıcak para ihtiyacı kesinlikle söz konusu değil." dedi.
Merkez Bankasına yapılan atamalara ilişkin soru üzerine Karahan, "Liyakat bizim için her şeyden önemli. Atanan arkadaşlarımızın birçoğu daha önce yöneticilik yapan banka mensupları. Biz atarken kişilerin ne görüşünü ne siyasi eğilimini biliyoruz. Sadece performanslarına göre değerlendiriyoruz." yanıtını verdi.
Karahan, bağımsızlıkla ilgili sorulara da yaptıkları işlerin en güzel işaret olduğuna dikkati çekti. Bugüne kadar ciddi sıkılaşma yaptıklarını, enflasyon görünümüne göre hareket ettiklerini dile getiren Karahan, "Fiyat istikrarı kalıcı refah artışı için oldukça önemli. Bunu sağlamak için de bize verilen kanuni yetki çerçevesinde para politikası araçlarını en doğru şekilde kullanmaya gayret ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bizim işimiz enflasyon yüzde 5'e gidene kadar bitmeyecek"
Haziranda dezenflasyon sürecinin başladığını, bundan sonra da ara hedeflere uyumlu olarak enflasyonu düşürmek için ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Karahan, manşet enflasyonun düşmeyi sürdüreceğini dile getirdi. Dönem dönem enflasyon dinamiğini gözden geçirdiklerini anlatan Karahan, "Bizim işimiz enflasyon yüzde 5'e gidene kadar bitmeyecek. Ondan sonra da zaten Merkez Bankalarının görevi fiyat istikrarının devamını sağlamaktır." şeklinde konuştu.
Karahan, Kur Korumalı Mevduatın (KKM) Ağustos 2023'ten bu yana yaklaşık 100 milyar dolar azaldığının altını çizerek, sürecin kademeli olmasının önemine değindi. Bunun için düzenlemeler ve ince ayarlar yaptıklarını anlatan Karahan, "Bugüne kadar da makro finansal istikrarı bozmadan, hatta tam tersine güçlendirerek, bir taraftan rezerv biriktirirken bir taraftan da KKM bakiyesini, bunları doğru oranda Türk lirasına çevirerek gerçekleştirdik." dedi.
KKM hesaplarının neden kapatılmadığına ilişkin soru üzerine Karahan, "Bu aşama için doğru bulmuyoruz. Biraz daha azalması gerekiyor. Süreci biraz daha yönettikten sonra değerlendirmemizi yeniden yapacağız, bir süre daha düzenlemeler devam edecek. KKM bir süre daha bakiyesi azalarak gelişmeler çerçevesinde devam edecek." cevabını verdi.
Eylül ayı enflasyon verilerini değerlendiren Karahan, burada hizmet ve işlenmemiş gıda fiyatlarının öne çıktığını ifade etti. Genel görünüme bakılması gerektiğini anlatan Karahan, enflasyon seviyesi yüksekken oynaklığın arttığını, bunun dünyanın her yerinde böyle olduğunu belirtti. Karahan, "Enflasyon birkaç aydır beklentilerle tutarlı gidiyordu, bu ay da beklentinin üstünde gelmiş oldu. Yukarı yönlü riskler var, aşağı yönlü risklere göre daha belirgin. Merkez Bankası olarak enflasyonun yüksek olduğu dönemde dikkatli, ihtiyatlı olmak durumundayız." dedi.
- Dezenflasyon sürecinde kamu kurumlarıyla eş güdüm önemli
Karahan, Merkez Bankasının 2023 yılı zararının bilançoda bulunan geçmiş yıllar zararı kaleminde izlendiğini söyledi. 2022 yılı karından ayrılan ihtiyat akçesinin tamamının bu zarardan mahsup edildiğini ifade eden Karahan, kalan zararının kapanmasına kadar kar ve ihtiyat akçesi dağıtılmayacağını bildirdi.
Karahan, merkez bankasının bilançosunda bulunan değerleme hesabıyla alakalı, "Değerleme hesabındaki değişiklikler KKM bakiyesiyle veya kur fark ödemeleriyle alakalı değil. Bunun (hesabın) değişim göstermesi kur değişimlerinden ve piyasa işlemlerinden kaynaklanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Karahan, dezenflasyon sürecinde kamu kurumlarıyla eş güdümün önemine değinerek, bunun üst düzeyde olduğuna vurgu yaptı. Bu süreçte eş güdümü devam ettirerek enflasyonu birlikte düşüreceklerini ifade eden Karahan, şöyle devam etti:
"Merkez Bankası olarak fiyat istikrarını sağlama hedefimiz doğrultusunda politikamızı ve araçlarımızı kendimiz belirliyoruz. Kamu maliyesi tarafına baktığımızda da aslında OVP'ye bakmak lazım. Önümüzdeki sene bütçe açığının ciddi bir azalma göstereceği tahmini var. Biz de bunun gerçekleşeceğini düşünüyoruz."
Bütçe açığının azalarak dezenflasyon sürecinde kendilerine destek olacağını ifade eden Karahan, yönetilen, yönlendirilen fiyatlara yapılan ayarlamaların belirlenmesinde de Merkez Bankasının hedefinin gözetildiğini bildirdi.
- "Enflasyondaki ana eğilimdeki düşüşe bağlı olarak para politikası duruşumuzu belirliyoruz"
Karahan, faiz oranlarının nasıl belirlendiğine ilişkin de bilgi verdi. Sürece ilişkin net bir sözlü yönlendirme yaptıklarını vurgulayan Karahan, "Enflasyon görünümüne ve enflasyon beklentilerine bakıyoruz. Enflasyondaki ana eğilimdeki düşüşe bağlı olarak para politikası duruşumuzu belirliyoruz. Yurt içi talepteki yavaşlama da enflasyon görünümünde önemli. Fiyatlama davranışlarını takip ediyoruz. Dolayısıyla oldukça fazla sayıda veriyi gözden geçirerek kararlarımızı alıyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde de para politikası duruşunu belirlerken burada yaşanacak belirgin ve kalıcı bir düşüşten emin olmak istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Karahan, OVP'de yer alan yıl sonu yüzde 41,5 enflasyon tahminin Merkez Bankasının hedef bandının içinde yer aldığını söyledi. Enflasyonun yüksek olduğu dönemde, enflasyonu sene başında tahmin etmenin zor olduğunu ifade eden Karahan, enflasyon beklentileriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Üç kesimin beklentisine bakıyoruz. Piyasa katılımcıları makro analiz doğrultusunda yaptıkları için para politikası ve tabii ki maliye politikası duruşuna göre hem bu sene için hem de ilerisi için bir tahmin belirliyorlar. Reel sektörün beklentileri de iyileşme eğiliminde. Birkaç aydır iyileşiyor. Hane halkı beklentisi oldukça yüksek. Enflasyon beklentileri vatandaşın daha çok görünen fiyatlarla alakalı. Beklentiden ziyade gerçekleşmeden şekilleniyor. Enflasyon geçmişte yüksek olduğunda da gelecek enflasyon beklentisi yüksek oluyor. Bunun kırılması zaman meselesi. İnandırıcılıktan da ziyade enflasyon düştükçe beklentiler iyileşecek. Vatandaş öncelikle enflasyonun düştüğünü görmek istiyor ki düşeceğine inansın."
Karahan, enflasyonda uzun vadede de beklentilerin kendi beklentilerinin üzerinde olduğunu belirterek, 1-2 sene içinde ciddi mesafe kat etmeleri durumunda bu beklentilerinde iyileşeceğini bildirdi.
- "Yöntem farklı"
Enflasyon ölçümlerinde TÜİK, İTO ve ENAG’ın arasındaki farklar hakkında da bilgi veren Karahan, "Bu endekslerin ölçtüğü şeyler, topladığı fiyatlar ve bölgeler farklı. İTO sadece İstanbul'da, TÜİK ise daha genel topluyor. Yöntem farklı. Mesela ENAG çevrimiçi (online) topluyor." dedi.
Karahan, kalıcı fiyat istikrarının sağlanması durumunda ücretlerin reel olarak artacağını bildirdi.
Merkez Bankasının rezervleri hakkında da değerlendirme yapan Karahan, rezervlerde nisan ayından bu yana ciddi bir süreç yaşandığına dikkati çekti. Merkez Bankası Başkanı Karahan, politikaların olumlu sonuçlar vermeye devam ettikçe güvenin de artacağını bildirdi. Rezerv konusunda uluslararası yeterlilik düzeylerini takip ettiklerini ifade eden Karahan, "Piyasa şartlarını ve kurun dengesini bozmayacak, dezenflasyon hedefine engel olmayacak şekilde, rezerv biriktirmeye, piyasa şartları el verdiğince devam edeceğiz." dedi.
- Kararlar BDDK ile koordinasyon içinde alınıyor
Karahan, TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) koordinasyonuna ilişkin soruya, "Burada alınan kararlar kesinlikle BDDK ile koordinasyon içinde alınıyor. Finansal İstikrar Kurulu çerçevesinde bir araya geliyoruz. Finansal istikrar çerçevesinde bazı kararları alıyoruz ve bu kararları da zamanı geldiğinde yürürlüğe koyuyoruz." diye konuştu.
Kurumların eylül ayı içerisinde aldıkları kararların hatırlatılması üzerine Karahan, BDDK'nın bankaların sermaye yeterliliği hesaplamalarında teknik değişikliklere gittiğini ifade etti. Karahan, kararın normalleşme adımı olduğunu ve birlikte alındığına dikkati çekti.
Karahan, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi'ne (YTAK) yönelik soruya, bu programın geçen yıl sonu itibarıyla yenilendiğini ve yıllık 100 milyar liralık bir limit belirlediklerini anımsattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının firmalara teknoloji strateji puanı verdiğini belirten Karahan, "Bize gelen başvurular tamamlanınca da burada tahsis yapılacak. Ama şu anda yapılan herhangi bir tahsis yok." dedi.
- Bankacılığı zora sokmayacak şekilde zorunlu karşılık oranlarını artırıyoruz
Zorunlu karşılıkların artırılmasının sorulması üzerine Karahan, şu değerlendirmede bulundu:
"Amaç kuru yönetmek değil. Daha çok para politikasını desteklemek. Neden? Çünkü bizde talebin seviyesi oldukça yüksek, arzın oldukça üstünde. Dolayısıyla talebin biraz dengelenmesi gerekiyor. Yaptığımız politikalarda bu doğrultuda. Burada da mevduat faizi oldukça önemli. Hem talebin kısılması, tasarrufun artması anlamında. Hane halkı tasarruf oranında benzer ülkelerin altındayız. Burada biraz mesafe almamız gerekiyor ama esas olarak o amaçla yapmıyoruz."
Karahan, Türk lirasına geçiş açısından mevduat faizlerinin seviyesinin önemine dikkati çekerek, "Likidite fazlası oluştuğunda bunu dönem dönem bankacılığı da zora sokmayacak şekilde, zorunlu karşılık oranlarını artırarak yönetiyoruz." dedi.
Cari açıktaki düşüşün kalıcı olup olmadığına ve çevrimsel etkilerden arındığında cari açığın durumuna ilişkin soruya Karahan, "Bunu biz hesaplıyoruz ve takip ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyrek itibarıyla çevrimsel etkilerden arındırılmış, yıllıklandırılmış cari açık şu anki manşetin bir miktar üzerinde ama ilk ve ikinci çeyrekte o da azalış gösteriyor. Orada tam tersi bir durum söz konusu değil." diye konuştu.
- "Şu anda üst kupür çalışması yok"
Karahan, kupür (banknot) emisyonuna yönelik soruya, "Bankalar ne talep ediyorsa emisyon işlemi çerçevesinde bunu kesintisiz olarak sağlıyoruz. Bankalar ATM'lere kendi tercihleri doğrultusunda ve piyasa ihtiyaçları doğrultusunda kupür yüklemesini yapıyorlar." dedi.
Tedavüldeki kupür kompozisyonun sorulması üzerine Karahan, "Nakit dışı ödeme araçlarındaki gelişmeleri de değerlendirerek karar aldık ve şu anda üst kupür çalışması yok. Mevcut kupürlerle devam ediyoruz ama dönem dönem değerlendirmeler yapıyoruz." ifadesini kullandı.
Karahan, ihracatçıların döviz bozma zorunluluğuna ilişkin soruya, burada normalleşme adımına gittiklerini yüzde 40 olan gereksinimi yüzde 30'a düşürdüklerini anımsattı. Dönem dönem söz konusu zorunluluğu göz önünde bulundurduklarına işaret eden Karahan, ihracat bedeli satışlarında firmalara yüzde 2 prim desteği sağlandığını ve bunun şartları olduğunu ifade etti.
- Enflasyon indikçe sürdürülebilir büyüme sağlanacak
Karahan, reel sektörde yavaşlamaya yönelik soruya, "2024'te büyümede bir miktar yavaşlama olmasını bekliyoruz. Bu sene büyüme potansiyel büyümenin bir miktar altında gerçekleşecek. Bunun yanında OVP'de belirtildiği gibi, enflasyon indikçe, kalıcı fiyat istikrarı sağlandıkça sürdürülebilir büyüme sağlanacak." dedi.
Firmaların konkordatoda bulunmasına ilişkin soruya ise Karahan, "Finansal stres altındaki firmalar faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek için konkordato talebinde bulunabiliyor. Bütün verilerin tarihsel ortalamaların oldukça altında olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları