Mithat Sancar: 'Öyle 'asrın depremi' diyerek geçiştirilecek, üzeri örtülecek, sıradanlaştırılacak bir durum yok'
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, bölgedeki tabloyu kelimelerle ifade etmenin çok güç olduğunu belirterek, "Depremde yıkılmayan bir ülke olmak, deprem olduktan sonra doğrusunu yapmanın yollarını bulmak, iktidar medyasının, yandaşlarının depremden sonra yaptıklarını yapmamak, iktidarın toplumun dayanışma ve yardımlaşma enerjisini etkisizleştirmesinin önüne geçmek için sorgulamak ve daha fazla konuşmak zorundayız." diye konuştu.
Sancar, iktidarın, toplumun enerjisini etkisizleştirme ve bastırma gayretinin yeni olmadığını, bu tutumunu büyük felaketin ortasında bile kaba bir şekilde sürdürdüğünü öne sürdü.
Toplumun dayanışma enerjisinin doğru yönlendirilmesi durumunda belki binlerce vatandaşın daha hayatının kurtarılacağını kaydeden Sancar, "Ancak bunu engelleyen bir iktidar ve devletle karşı karşıyayız. Amaç belli, 'toplum kendi enerjisiyle ayağa kalktı' şeklinde bir manzara oluşmasın diye yaptılar. Devlet ve iktidar tarafından ayağa kalkmış bir toplum manzarası oluşturmak istediler." ifadelerini kullandı.
Sancar, depremin hemen ardından partisinin, sahada vatandaşlara destek için büyük çaba içerisinde olduğunu, yüz binlerce kişinin de aynı duygularla hareket ettiğini anlattı.
"Bu kadar ağır bir yıkım, felaket neden yaşandı?" sorusunu yönelten Sancar, şöyle devam etti:
"Öyle 'asrın depremi' diyerek geçiştirilecek, üzeri örtülecek, sıradanlaştırılacak bir durum yok. Maraş bölgesinin deprem kuşağı olduğu biliniyor. Uzmanlar, devlet kurumları, meslek kuruluşları bu gerçeği biliyor. Bilim adamlarının uyarıları neden dikkate alınmadı, tedbir alınmadı? Tehlike arz eden binalar için neden çalışma yapılmadı? İtirazlarımıza rağmen imar aflarıyla bölgedeki yıkıma ve kıyıma adeta davetiye çıkartıldı. Yıkılan binaların çürük olduğu ortada. Bu iktidarın en büyük icraatı her alandaki denetimi ortadan kaldırmak ve keyfiliği yaymak oldu. İnşaat yapan müteahhitlere denetim şirketleri kurma imkanı verildi. Denge ve denetlemeyi sağlayan kurumlara savaş açtılar, keyfilik bu rejimin temel amacı oldu. Bunun sonuçlarını büyük kayıplar vererek yaşıyoruz."
AFAD başta olmak üzere birçok ilgili kurumun Kahramanmaraş için raporlar hazırladığını aktaran Sancar, raporlardaki önlem ve önerilerin dikkate alınmadığını, gereğinin yapılmadığını savundu.
Mimar ve mühendislerin yapı denetimi sürecinden dışlandığını, denetimlerin özel sektöre havale edildiğini ileri süren Sancar, "İktidar ve liyakatsizlikle yönettiği devlet kurumları da çürük binalar gibi çöktü ama halkın, ülkenin üzerine çöktü. Büyük binalar, yollar, havaalanlarıyla övünüyorlar ama bunların hepsi halkın üstüne çöktü. 20 yıldır bilimden uzak, yaşamı hiçe sayan bir anlayış ile durmadan beton döktüler. Bunu da kamuoyuna şatafatlı törenlerle 'hizmet' diye sundular." şeklinde konuştu.
Devlet organlarının deprem sonrası organize olamadığını iddia eden Sancar, "Neden hızlı harekete geçilmedi? Bunun önündeki engel neydi? Devlet kurumlarının imkan ve kapasitesi neden anında devreye sokulmadı? Sivil ve resmi arama ekiplerinin acilen bölgeye sevki neden gerçekleşmedi? Kamu ve özel sektörün elindeki kurtarma araçları, iş makinaları, vinçler neden devreye sokulmadı? Neden 72 saat geç kalındı? Ne beklendi? " diye sordu.
Sancar, "Uzmanlar gerekli hazırlıkların zamanında yapılmış olması durumunda harekete geçmek için 4 saatin yeterli olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere sorumlu herkesin bu sorulara cevap vermesi gerekiyor. Sadece cevap değil hesap da vermeleri lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin bu soruları tehditler savurarak geçiştirmeye çalıştığını ileri süren Sancar, şöyle devam etti:
"Sivil dayanışmaya kayyum atarken, yardımları engellerken, gerek yokken OHAL ilan ederken, sosyal medyayı yasaklarken, 'devlet nerede?' diye tweet atanları gözaltına alırken, 72 saat boyunca vinçleri, kepçeleri, yardım tırlarını yollarda bekletirken hiç karışıklık yaşamadınız. Ama insan hayatı söz konusu olduğu alanlarda neden karışıklık oldu. Askeri kurumların envanterinde 400'ü aşkın taşıma maksatlı helikopter mevcut. Bu helikopterlerle Hatay'a en geç 8 saat içinde ve tam donanımlı en az 4 bin kişilik arama kurtarma ekibi gönderilebilirdi, neden yapılmadı? Arama kurtarmada en fazla deneyime sahip ve bölgeye gitmek isteyen madenciler neden bekletildi? Ölümlerin sorumlusu bellidir. Bu çürük ve yozlaşmış enkaz zihniyettir."
"Türkiye Tek Yürek" adıyla yayımlanan ortak yardım kampanyasına değinen Sancar, "20 yıllık iktidarınızda ne yaptınız? Hiçbir şey yapmadınız? İmar affıyla bu çürük binaların yasallaşmasını sağladınız. Deprem vergilerini nereye harcadınız? Bu yardımlar ne kadar ve nereye harcandı? Tek tek açıklamak zorundasınız. Artçı depremlerin olduğu biliniyor, herkes çadır istiyor, çadır bile göndermediniz." ifadelerini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, depremin ardından sorumluluk makamında oturan kimsenin istifa etmediğini, depremde çıkan sonuçların sorumluluğunun sadece müteahhitlere bağlanmasının yanlış olduğunu, ihmali olan herkesin hesap vermesi gerektiğini belirtti.
Sancar, "10 kent, ilçe ve köyleriyle birlikte bir suç mahallidir. Buralar birer cinayet mahallidir. Enkaz kaldırma konusunda bunun dikkate alınması gerekir. İktidarı uyarıyoruz, insanların cenazesi enkaz altındayken enkaz kaldırma çalışmalarını sürdüremezsiniz. Önce cenazeler çıkacak. Onlara ulaşılmadan enkaz kaldırmak insana, yasaya, ölüye ve geride kalanlara saygısızlıktır, hakarettir, suçtur. İnsanların gömülme, yas tutma hakkı var. Bu hakkı hiç kimse ihlal edemez. İnsanlar yakınlarını gömmeden yas sürecini yaşayamazlar. Bu travma nesiller boyunca devam eder. Bunu yapamazsınız. Yaptırmayacağız, yaparsanız de hesabını soracağız." diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, toplantı başında herkesi bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları