Taksim Dayanışması Sözcüsü Mimar Mücella Yapıcı, Gezi direnişi için, 'Hiçbir maddi çıkarı olmadan, insandan, doğadan yana, barışı, kardeşliği, yaşam alanını savunanlar bir araya geldi' dedi.
Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı.
Taksim Dayanışması Sözcüsü Mimar Mücella Yapıcı, Gezi direnişi için, 'Hiçbir maddi çıkarı olmadan, insandan, doğadan yana, barışı, kardeşliği, yaşam alanını savunanlar bir araya geldi' ifadelerini kullandı. Yapıcı, her fırsatta Gezi'yi hedef alan açıklamalar yapan iktidara da "İnsanları sokağa yardımaçağırmayı bile Gezi'den aldınız" dedi.
Mücella Yapıcı'nın açıklamaları şöyle:
"Taksim Meydanı kutlamaların yapıldığı bir meydandır. Hatta depremde toplanmak için önemlidir. Buranın yasaklanması çok büyük bir hukuksuzluktur. Bu kadar keyfilik olamaz. 1 Mayıs'ta işçiye, halka kapatacaksınız, Gezi'den aldığınız ilhamla darbeyi önleyebilmek için halkı o meydana çağıracaksınız. Meydanın meşrulaştıran devletin başından meydana yapılan çağrılardır.
Taksim Dayanışması 15 Mart 2012'de kuruldu. Şu andaki AKP Genel Başkanı şu anki Cumhurbaşkanlığı yürüten Recep Tayyip Erdoğan tarafından Taksim ve Gezi Parkı'na ilişkin bir hayali projesi açıklandı, Topçu Kışlası yapacağız diye. Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası olarak bunun hukuka aykırı olduğuna ilişkin çalışmalara başladık. Taksim Meydanı'na plan değişikliği yapıldı. Burası SİT alanıdır ve ciddi koruma altındadır. Mimarlar Odası olarak açık çağrı yaptık, dava açacağız, gelin birlikte tartışalım herkes sözünü söylesin, dedik. 58 kurum ya da kuruluş 15 Şubat 2012'de ilk toplantıya geldi. Dava açmaya karar verdik. O gün adı konuldu.
İtirazlarımızı tek tek yaptık, yüz binlerce ıslak imza topladık. Anıtlar Kurulu da bizim doğrultumuzda karar aldı, Cumhuriyet Caddesini kabul etti. Topçu Kışlası'nın ihyasını kabul etmedi. Yerinde olmayan kayıp eserin ihya edilmesi için o esere dair yeterli bilgi belge olması lazım. Bu belgelere sahipsiniz diyelim, bu ihya edilecek yapının Türkiye tarihinde çok önemli ve vazgeçilemez bir anıya sahip olması lazım. Bu da tamam diyelim o alanın hala boş olması gerekir. Oraya canlandırmak istedikleri kışlanın yerinde Gezi Parkı. Gezi Parkı cumhuriyet döneminde yapılmış ve kentin o parka ihtiyacı var. Aylarca nöbet tuttuk. Gezi direnişi yoktu o zaman daha. İdarecinin bir uzman kurumun kararını tanımıyorum demesiyle ilk kez karşılaştık. 27 Mayıs akşamı 'Parktaki ağaçları söküyorlar' haberi geldi. Projede dahi bu yok. Parka gittik. Birden 30 kadar kişi belirdi. İzniniz var mı, dedik, engellemeye başladılar. Birden bire gaz sıktılar. Herkes dozerin önüne geçti. Milletvekillerini çağırdık ve durdurduk. O zaman burada bekleyelim, dedik. Çocuklar da küçük çadırlar kurdular. Sabaha karşı birden bire çocukların üzerine gazlarla gelindi. O şiddetle gelinmesi bütün itirazları büyüttü. Gezi direnişi öyle ortaya çıktı. Binlerce kişinin o gazın altında birleşmeleri, o mizahla bir arada kalmaları inanılmazdı. Müthiş bir itiraz hareketiydi. 34 kişi gözünü kaybetti. Ethem'i, Ali İsmail'i döve döve öldürdüler. Bunlar itirazı yükseltti. Bir yandan kadınlar üzerinde gerici bir baskı vardı, bir yandan eğitim sistemi değişikliği, yaşam tarzına müdahale vardı. Hukuken, insan olarak haklıyız. Dünyanın en ilham verici itirazıydı. Taleplerimiz çok acıktı.
-Bir anayasa değişikliğinden çıktık. Toplumun neredeyse yarısından fazlasının hayır dediği anayasada bir madde var. 'Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır, partinin başı olabilir' ve 'birlik ve bütünlüğü korur'. (Erdoğan'ın '15 Temmuz'da sokağa çıkanlar Gezi gençliği değildi' sözü) O gençler vatansever değildi bunlar vatansever cümlesini ben kullansam suç. Tanımadığı insan için canını veren, gözünü kaybetmiş, özgürlüğünü feda edebilen insanları nasıl vatan haini ilan edersiniz?
Hiçbir maddi çıkarı olmadan, insandan, doğadan, barıştan, kardeşlik için yaşam alanını savunanlar bir araya geldi. İnsanları sokağa yardımaçağırmayı bile Gezi'den aldınız.
-Bütün iktidarlar özellikle baskıcı iktidarlar mekan üzerinde damga vurmak ister, kitlelerin hafızasını silip yeni bellek için çalışırlar. Taksim, emeğin ve demokrasinin meydanı. Ne yaparsanız yapın bu böyle. Üstüne Gezi direnişi de geldi. Siz şimdi ne yapacaksınız, yok edeceksiniz.
Gezi'ye katıldığı için pişman olanı gördünüz mü?
Şu anda Gezi Parkı'nı da AKM'yi de çöküntüye bıraktılar. AKP bunu başarıyor.
-Gezi için hala tutuklamalar var. Gözaltılara, çıplak aramalara varan eziyetler gördük. Yaşamları altüst olmuş arkadaşlarımız var, ortam öyle bir hale geldi ki bu cezasızlık toplum tarafından kabullenmeye başlandı. Asıl korkutucu olan bu.
Alternatif medya türetti Gezi. Gezi ile başa çıkılamamasının nedeni bu. Tutsak olmayan gazeteci kadı mı? FETÖ dediklerini, bu ülkenin aydınları, sosyalistleri söylemedi mi? Ahmet Şık içeride.
-Gezi müthiş bir empatiydi. Batı Güneydoğuyu bilmezdi, barıştılar. Herkes kardeşlik içinde birbirini tutarak gidiyordu.
-(Gezi direnişi sırasında iktidarla görüşme) Randevuyu Taksim Dayanışması istedi. 'Gazı yasaklayın. Gazı kullananları yargılayın, gözaltıları serbest bırakın'... Talepler bunlardı. Vali kuş çiçek derken gençlerin üzerine gazla gidiliyordu.
-Dünyaya ilham olan en barışçıl direnişin 4. yılındayız. Bu değerlere sahip çıkılması lazım.
-Baskıcı faşist rejimlerin toplumsal tabana dayanması gerekir. Bu noktada iktidarı 15 yıl yürüten bir partinin halkı modere, modifiye etmek, değer yargılarını değiştirmek konusunda başarılı olduğunu düşünüyorum.
-Ahlaki değerlerin sarsıldığı bir değer yargısı giydirilmeye çalışılıyor topluma."