91 yıl önce yürürlüğe giren Medeni Kanun ile birlikte kadının boşanma hakkı, mal paylaşımı, nafaka hakkı gibi hakları güvence altına alınmıştı. Getirilmek istenen yeni yasa tasarısı ise kadınların bu haklarını tehdit ediyor.
Müftülüklere nikah kıyma yetkisinin de verildiği 'Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na tepkiler dinmek bilmiyor. TBMM komisyonlarında görüşülen yasa tasarısı, kadınların yıllardır mücadele verdiği evlilik, miras, boşanma gibi haklarına saldırı olarak nitelendiriliyor.
Hükümet, değişikliğin evlendirme işlemlerini kolaylaştıracağını savunuyor. Muhalefet ve kadın örgütleri ise laiklik ilkesine ve kadın haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle tasarıya karşı çıkıyor ve hükümete tasarıyı geri çekmesi için çağrı yapıyor.
'Müftülerin nikah kıymasının imam nikahını azaltacağına inanmıyoruz'
Müftülere nikah kıyma yetkisi getiren ve mağdur hakları yasa tasarılarına 'Bu yasalar böyle geçmez’ diyen kadınlar, Meclis bahçesinde basın açıklaması düzenledi. Ankara Kadın Platformu üyesi Rüya Kurtuluş, burada yaptığı açıklamada Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen kadınların kendilerine destek verdiğini ifade ederek, “Müftü nikahı kadın erkek eşitliğini temel almayan, dini referanslarla hayatı düzenleyen, boşanmayı engellemeye çalışan Diyanet İşleri Başkanlığının medeni hukuk alanında işi yoktur. Müftülerin nikah kıymasının imam nikahını azaltacağına inanmıyoruz. Türkiye’de imam nikahlılar ya ikinci eş ya da küçük yaşta evlilik. Çocuğun nüfusa kaydında sözlü beyanı esas gören hükümlerde var. Daha önceki yasada da bu vardı, yasalar daha ileri gitmek zorundadır. Sözlü beyanla çocuğu nüfusa kayıt ettirirseniz, çocuk yaşta evlendirme sonucu doğan çocukları, tecavüz sonucu doğan çocukları kayıt altına alamazsınız. Çocuk yaşta evliliğin üzerini örtmüş olursunuz” dedi.
Siyasi partilerin kadın vekilleri de tasarıya tepki göstererek açıklamalar yaptı.
'Nikah memurları ve belediyeler bu talepleri karşılamada yetersiz mi kalmaktadır?'
Daha önce konuyla ilgili bir soru önergesi veren CHP Ankara milletvekili Şenal Sarıhan, “Böylesine bir yetki devri hangi ihtiyaçtan doğmaktadır? Nikah memurları ve belediyeler bu talepleri karşılamada yetersiz mi kalmaktadır? Bu değişiklik ile ortaya çıkacak koşullarda, Türkiye’de zaten yeterince yaygın olan, büyük bir toplumsal sorun ve hak ihlali oluşturan küçük yaşta çocukların “evlilik”, “imam nikahlı eş” konumları altında sürekli bir cinsel taciz ve sömürü altında yaşamak zorunda bırakılmalarının önüne geçilmesi için ne yapılması planlanmaktadır?” diye konuşmuştu.
'Laiklik ilkesini her dakika ihlal etmenin bir başka boyutu'
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da, “Tasarı daha önce de gündeme gelmiş ve uzmanlar tarafından uygulamanın çocuk evliliklerini yaygınlaştıracağı belirtilmişti. Bu düzenleme ile erken yaştaki evliliklerin yaygınlaşacağı endişesini taşıyoruz. Kadınların ‘imam nikâhlı eş' olma dezavantajı, bu düzenlemeyle daha da artacak” demişti.
CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer ise tasarıyı 'laiklik ilkesini her dakika ihlal etmenin bir başka boyutu' olarak değerlendirerek, şöyle konuşmuştu: "Müftülere nikâh kıyma yetkisi, hem Medeni Kanun'un başka bir şekle dönüştürülmesi hem de Anayasa'nın 'Devlet, bütün vatandaşlarına eşit mesafededir, hiçbir şekilde ırk, mezhep ayrımı yapmaz' ilkesine aykırıdır.”
İçişleri Komisyonundan alt komisyona gönderilen yasa taslağı, dün muhalefetin itirazlarına rağmen oylandı ve müftülere nikah yetkisi veren madde kabul edildi. Taslak, bugün tekrar İçişleri Komisyonunda gündeme gelecek ve burada da oylanınca Meclis Genel Kuruluna gönderilecek.
Peki tasarı neler getiriyor?
- Kadınların Medeni Kanun’la elde ettiği hakların ortadan kaldırılmasının; evlilik, miras, boşanma haklarında güvencesiz bırakılmasının önünü açıyor.
- Çocuk yaşta evliliklerin ve erkeklerin çokeşliliğinin önü açılıyor.
- Medeni hakların din görevlilerine devredilmesi medeni kanunun laiklik ilkesine aykırı. Laikliğin olmadığı yerde en çok kadınların hakları yok sayılır.
- Kız çocuklarının yaptıkları doğumların bildirimine ilişkin zorunluluk ortadan kalkıyor. Böylece kız çocuklarını hamile bırakan istismarcılar tespit edilemeyecek ve dava açılamayacak. Çocuk istismarı aklanacak, istismarcılar devlet eliyle ödüllendirilecek.
***
Türk Kanunu Medenisi, Türkiye'de 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM'de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı kanundur. 1 Ocak 2002 kabul tarihli Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır.
Türk Kanunu Medenisi'nin getirdikleri:
-Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.
-Evlilikte resmî nikâh zorunluluğu getirildi.
-Tek eşle evlilik esası getirildi.
-Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.
-Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi.
-Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.
Medeni hukuk, şahıslar arasındaki ilişkileri düzenleyen, şahısların doğumdan (tüzel kişilerde kuruluşundan) ölümüne (tüzel kişilerde sona ermesine) ilişkilerini düzenleyen özel hukuk dalıdır. Kişiler hukuku, aile hukuku, eşya hukuku, miras hukuku medeni hukuk kapsamında yer alır ve medeni kanunla düzenlenirler. Borçlar hukuku ve ticaret hukuku da aslında medeni hukukun uzantısıdır. Medeni hukuk salt bir hukuk dalı olmaktan öte hukukun özüdür.
Türkiye'de Medeni Kanun, İsviçre Medeni Kanunundan iktibas edilmiştir. Kazuistik metoda sahip Prusya Kanunu ile devrimci bir felsefeye sahip katı Fransız Kanunu arasında kalarak ortalama bir yol izlemiştir. Kanuna öncelik tanımakla birlikte hakime takdir hakkı da tanımaktadır. 1 Ocak 2002 tarihinde tümüyle yenilenmiş Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesiyle yürürlüğü son buldu.
Vişne Haber Ajansı