Nihat Matkap: Türkiye’nin 11 Eylül’ü

Eski Hatay milletvekili olan CHP’li Nihat Matkap, “11 Eylül’ün ardından da çok sayıda komplolar kuruldu. Şimdi de aynı durum var” dedi...

Reyhanlı’daki patlamalardan sonra bölgeye giden CHP’li heyetin başında bulunan Genel Başkan Yardımcısı, Hatay eski Milletvekili Nihat Matkap, VATAN’ın sorularını yanıtladı.

- Sizce neden böyle bir saldırı Reyhanlı’da yapıldı?

Hatay; tarihiyle, bereketli topraklarıyla, her etnik kimliğin, her inanç yapısının kardeşçe yaşadığı, çağdaş, modern bir ilimizdir. Bombalama olayı Hatay’la ilgili birçok tereddüdü ve soru işaretlerini de beraberinde getirmiştir. Irak’ın parçalanmasına neden olan ABD askeri müdahalesi ve sonrasında Ortadoğu’da yaşananlar, ardından Arap Baharı diye tanımlanan rejim değişiklikleri amaçlı hareketlenmeler, en son Suriye’deki iç savaşın bir Egemen Güçler projesi, tertibi olduğu konusunda kuşku bırakmadı.

- Başbakan “İstihbarat zafiyeti yok, kopukluk olabilir” dedi...

‘İktidar engellemedi’

Demek ki kopma olmasa 51 insan ölmeyecekti. Bu olay engellenebilirdi, ancak iktidar engellemedi. İstihbarat var ve engelleyemiyorsanız, ölenlerin sorumlusu olursunuz. Bu olay Türkiye’nin 11 Eylül’ü.

- 11 Eylül ile benzerliği nedir?

11 Eylül Amerika için nasıl bir kara gün ise, Reyhanlı’nın vurulması, ülkemiz için bir kara gündür. Bu olay aynı zamanda tarihimizin en kanlı terör saldırısıdır. Bu proje doğrultusunda yeni devletlerin kurulmasının, bazı devletlerin sınırlarının genişletilmesinin, bazı ülkelerin bölünmesinin gerçekleşeceği de yazılıp çizilmektedir. 11 Eylül’ün ardından da çok sayıda komplolar kuruldu. Şimdi de aynı durum var. Patlama olduğu gün Suriyeliler sokakta yok. İstihbarat var ama ulaşmıyor... Bunları üst üste koyunca bir tertip akla geliyor.

‘Alevileri ayırdılar, böldüler’

“Büyükşehir Yasası zamanında bir konu gündeme getirdim. Hatay’ın ilçeleri bölünürken, öyle bir bölündü ki, 4 büyük Alevi mahallesi birbirine bağlanıp, tek bir Alevi ilçesi yaratıldı. Alevileri ayırdılar, böldüler. O zaman uyardık, “Hatay’ın geleceği Alevilerin, Sünnilerin, tüm din ve etnik kökenden olanların bir arada yaşamasına bağlı” dedim. Ancak o dönem dikkate alınmadı ve şehir bölündü. Tüm bu olayların hepsinin birbiri ile bağlantısı olduğunu düşünüyorum.”