Nurettin Veren: 'AK Parti ile FETÖ masa altından el mi sıkışıyor?' diyenler var

Bir dönem Fethullah Gülen'in en yakınındaki isimlerden biri olan Akit yazarı Nurettin Veren, RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programında ilginç açıklamalarda bulundu.
Akit yazarı Nurettin Veren, RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk oldu. "Milletimiz üst üste sayın Cumhurbaşkanı'na çok gönül bağladı" diyen Veren, "Lüzumundan fazla umut bağladı. Başkanlık sistemine geçilmesi ısrarına halk bu teklife canı yürekten evet dedi. Vatandaşımızın bu sevgiyle vermeyeceği bir şey kalmadı" ifadelerini kullandı. Veren, "AK Parti'nin başkanlık sisteminin beklentilere cevap vereceğini bekliyoruz ama tam tersiyle karşı karşıyayız. Atamalarda nerdeyse özellikle FETÖ iltisaklı olanlar tercih ediliyor" dedi.
"Bu davranışların AK Parti'yi yıprattığını, adeta ana direklerini sarstığını söylüyorum" diyen Veren, şu ifadeleri de kullandı:
"Hatta 'AK Parti ile FETÖ masa altından el mi sıkışıyor?' diyenler var. Ben de bunu söylüyorum, yazdım. Çünkü dost acı söyler. Bu ülke bizim bu ülke Cumhurbaşkanı'nın çiftliği değil. Biz direkten döndük. 15 Temmuz'u yaşadık. 251 şehit verdik. Ülkemiz az kalsın batma durumuna geldi. Bizim ikinci defa hata yapma lüksümüz yok.
Mücadele var ama ana damarlar kesilmiyor. FETÖ ile omuz omuza fotoğraf çektirmiş, el etek öpmüş insanları üstün mertebeler vererek ödüllendiriyor."
AKP’nin 17-25 Aralık'tan sonra FETÖ'yle ilişiğin kesilmesinin bir milat olarak değerlendirmesine de değinen Veren şöyle konuştu:
"17-25 bana göre çizgiyle çizilmiş bir milat değil. Gülen'le ilişkisi 20 yıldır devam eden birinin 17-25'ten sonra tertemiz olduğunu düşünemeyiz. Aklayacağımız ve müdafaa edemeyeceğimiz isimleri o görevlere getiremeyiz. Beril Dedeoğlu 2016'ya kadar Abant toplantılarında başkan yardımcısı olarak FETÖ'nün safında yer almış ve tahminen 9 sene Zaman gazetesinde üst üste yazı yazmış. Diğer Abant toplantısına katılanların müebbetle yargılandığı bir yerde sadece onun dokunulmaz olması bilinçli bir anlaşma varmış gibi hissettiriyor.
Yapılan atamalarda da AK Parti'ye zarar verecek şaibeli isimlerin görevlere getirilmesi FETÖ ile mücadeleyi sulandırıyor.
Almanya ve Hollanda'da FETÖ'nün terör örgütü kabul edilmesi istendi. Oradakiler de bunun kardeşi şu anda hapishanenizde terör örgütünden hapiste kardeşini buraya büyükelçi olarak gönderiyorsunuz, demezler mi?
FETÖ örgütünün yol haritasını, psikolojik davranışlarını, stratejilerini uzun uzadıya yazdım kitaplarımda. Bu örgütte biri suç işlediğinde öbürleri tertemiz demek diye bir şey yok. Bütün örgüt üyeleri için söylüyorum. Adil Öksüz'ün eşi, kardeşi, baldızı hepsi FETÖ'cü. Örgüt örümcek ağı gibi ailenin tamamını bu işin içine çekiyor.
Örgüt içinde onu suçlu poziyona getirmeden yola devam etmezler. Kardeşi böyle olur da kendisi olmaz diye bir şey yok. Araştırmalarda görülüyor ki bu kişilerin yakın akrabaları FETÖ ile iltisaklı. Eşi yakalnırsa bayrağı kardeşine, biri diğerine devrediyor. Bu kadar tehlikeli durumda tedbir alarak iltisaklı olanlardan uzak kalmak gerek. Toplumun en çok rahatsız olacağı insanlar terfi ettiriliyor. Acaba hükümet bunlara karşı minnet altında mı, mecburiyet mi var diye düşünürler. Yakında AK Parti hükümetini bunlar etkileyecek.
Bugünkü yazım da (9 Ekim 2018) sansürlendi. Yazımın yarısını yayınlamadılar. Hükümetin sıkıntıya gireceğini muhalefetin eline koz geçeceğini düşündüler."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları