Okul kantinlerinde yüksek kalorili besinlerin yasaklanması gibi önlemlere rağmen çocuklarda obezitenin hızı kesilmiyor
Çocuklardaki obezitenin alarm verdiğini söyleyen ve çocuk nüfusumuzun dörtte birinin ciddi tehdit altında olduğunu vurgulayan Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği Genel Sekreteri, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Bumin Dündar, obezite oranlarındaki artışa dikkat çekti.
Çocuklarda obezite görülme oranının, 10 yılda yüzde 4’ten, yüzde 15’e yükseldiğini vurgulayan Prof. Dündar, “Bu oranlara obez olmayan ancak obez olma riski yüksek fazla kilolu çocukları da katarsak, çocuk nüfusumuzun dörtte biri çok ciddi tehlike altında!” uyarısında bulunuyor. Erişkin dönemde obez olanların üçte birinde obezite çocuk¬luk çağında başlıyor. Uzmanlar, obezitenin bu hızla artmaya devam etmesi durumunda, gelecek yıllarda diyabet ve kalp hastalığı sıklığında büyük bir patlama olacağı görüşünde birleşiyor” dedi.
Obezite ile mücadelede atılacak her adımın son derece önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Dündar, “Çocukluk çağı obezitesinde; genetik ve çevresel faktörlerle, beslenme yanlışlıkları en önemli nedenleri oluşturuyor. Kişide obeziteye yatkınlık oluşturan genetik faktörlere yapılacak fazla bir şey yok ama hareketsiz yaşam gibi çevresel faktörlerle ve beslenme ile ilgili yanlışlıklarla mücadele, çocuklarda obezitenin önlenmesinde son derece önemli” diye konuştu.
Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının,
okul kantinlerinde obeziteyi önleme amaçlı aldığı önlemlerin son derece önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dündar, Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği olarak bu kampanyayı ve önlemleri desteklediklerini söyledi.
Özellikle gazlı içeceklerin yasaklanması önemli bir gelişme olarak değerlendiren Prof. Dr. Dündar, “Gazlı içecekler, içerdikleri yüksek fosfat nedeniyle kemik sağlığını olumsuz etkilediği gibi, yüksek kalori içerikleri ile çocuklarda obezitenin başlıca sebebi. Bu birçok bilimsel çalışmada gösterilmiştir. Yine gazlı içeceklerle insulin direnci ve diyabet gelişimi arasında yakın ilişki bulunmuştur. Fakat şu anda satılmasına izin verilen hazır meyve suları ve benzeri içecekler de yüksek şeker ve karbonhidrat içeriyor.
Bazen çocuklar günlük alması gereken kalorinin neredeyse yarısını bu tür içeceklerden alıyor. Bu tür içecekler de yasaklanmalıdır. Yine
okul kantinlerinde satılan çikolata ve bisküvi gibi yiyeceklerin de, yasaklanan cipsler ve gazlı içecekler gibi glisemik indeksleri yüksektir” ifadesini kullandı.
Okul kantinlerinde, daha doğal gıdaların satılmasını öneren Prof. Dr. Bümin Dündar, “Örneğin gazlı içecekler ve hazır meyve sularının yerine süt ve ülkemize özel içeceğimiz ayranı özendirmek gerekir. Süt kemik gelişimi için de son derece önemlidir. Ayran hem glisemik indeksi düşük, hem kalorisi yüksek olmayan, hem de içerdiği yararlı bakterilerle bağışıklık sistemimizi güçlendiren oldukça faydalı bir içecektir. Taze meyve ve taze sıkılmış meyve suları satılabilir.
Tatlı olarak sütlü tatlılara ağırlık verilebilir” dedi ve önerilerine şöyle devam etti:
1- Okullarda mutlaka öğün saatlerinde normal yemek çıkarılmalı ve mümkünse ücretsiz olarak öğrencilerin normal öğünde diyetisyen kontrolünde hazırlanmış, sağlıklı ve dengeli yiyeceklerden oluşan menülerle yemek yemeleri sağlanmalı.
2- Çocuklar için en önemli öğün olan kahvaltı mutlaka yaptırılmalı, öğün atlanmamalı.
3- Çocuklar mutlaka spor yapmaya teşvik edilmeli, bilgisayar ve televizyon başında fazla vakit geçirmelerine izin verilmemeli. Bu amaçla okullarda beden eğitimi ders saatlerinin artırılması gerekli.
4- Obezite ile mücadelede yasaklar elbette önemli ama en önemlisi toplumdaki farkındalık artırılmalı.
5- Toplumumuzdaki “şişman çocuk sağlıklı çocuktur” algısı kırılmalı, obezitenin mutlaka doktora danışılması ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu bilinmeli.