TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Irak'ın Uludere sınırına yakın kesiminde meydana gelen olaya ilişkin, ''Neticede böyle bir hata olduysa bunu yok farz etmek doğru değil. Olay inceleniyor'' dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek,
Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu ''Başkent Kulisi'' adlı programda soruları yanıtladı. Yeni yılın tüm insanlara barış, huzur ve esenlik getirmesini dileğinde bulunan Çiçek, ''2011 yılı içerisinde üzüldüğümüz olaylar oldu, sevindiğimiz gelişmeler oldu. Acısıyla tatlısıyla geride kaldı bir yıl. Mesele, 2012'yi daha verimli hale getirmek'' diye konuştu. Geçen yıl kendilerini en çok üzen olayların başında Van'da ve Simav'da meydana gelen depremler olduğunu belirten Çiçek, devletin halen bu acıları sarmakla meşgul olduğunu söyledi. Terör olaylarının da milletin canını yakmaya devam ettiğini ifade eden Çiçek, siyaset kurumu açısından ise son milletvekili seçiminin önemli olduğunu ifade etti.
Çiçek, son seçimin hem ülke içerisinde hem de dış dünyada önemli yankıları olduğunu belirterek, ''Hoş olmayan bir gelişme, güzel bir seçimin arkasından yaşanan yemin krizidir'' dedi. TBMM Başkanı Çiçek, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan gelişmelerin de önemli olduğunu ifade etti. Muhafız ve Tören Taburu'nun Meclisten ayrılmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Çiçek, kurumlar ve kuruluşların ihtiyaçların ürünü olduğuna işaret etti.
Çiçek, şöyle devam etti: ''Bir kuruma ihtiyaç olmadığı zaman başka bir yönden o ihtiyaç karşılanıyor. Taburun geçmişine bakıldığında epey değişiklikler olmuş. Takım olarak başlamış, tabur olmuş, alay olmuş, böylece devam etmiş. Savaşlara katılmış, şehit vermiş, gazileri olan bir tabur. Kuruluşunda Ankara'da başkaca güvenlik gücü olmadığı için o günün şartlarında böyle bir ihtiyaçtan kaynaklanmış. Meseleyi bağlamı dışında taşırmak da uygun olmaz. Biz kendilerine müteşekkiriz, şükranlarımızı ifade ediyoruz. Görevlerini şanla, şerefle yapmışlardır.''
Irak sınırında meydana gelen olay
Çiçek, Irak'ın Uludere sınırına yakın kesiminde meydana gelen olaya ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, ''Bu türlü olayları değerlendirirken ayaküstü, alelacele açıklamalar yapmak beraberinde başkaca sıkıntılar da getirir'' ifadesini kullandı.
Konunun çok yönlü olarak araştırıldığına dair açıklamalar yapıldığını anımsatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Belki bunu biraz beklemekte fayda var. Ankara'dan bazı şeyleri değerlendirmek kolay oluyor. İlk önce o araziyi bilmek, bu olaydan evvelki olayları, yaşananları bilmek önemli. Geçmişte bazı olaylar da o bölgede cereyan etti. 'Neden tedbir alınmadı?' diye soruldu. Karakol baskınlarında da aynı şekilde bu olay üzücüdür tabi. Hayatını kaybedenler de bizim insanlarımızdır, insan olarak üzülürüz. Geçmişteki olaylarda üzüldüğümüz gibi ama olayı değerlendirirken sağlıklı bilgilere ihtiyaç var. Terör sebebiyle o bölgede yaşananların hepsini birlikte değerledirerek. Oradaki psikolojiyi, oradaki arazi şartlarını iyi bilmek lazım. Sınır ötesi operasyon yetkisini verdi bu Meclis. Meclis bu yetkiyi neden verdi? 'Bu yetki neden verilmiyor?' diye hükümetlerin de suçlandığını düşünün. Çünkü, Türkiye'yi rahatsız eden terör olaylarının tamamı Kuzey
Irak ile bağlantılıydı. Maalesef bu örgütünün halen orada eğitim kampları var. Sınırımıza yakın yerde var, sınırımızdan uzak yerde var. Kandil'den planlandığını biliyoruz. Oradan temin ettiği insanlarla, oradan temin ettiği patlayıcılarla sınırdan geçiyor.''
Terör örgütü üyelerinin sınırdan katırlarla, binek hayvanlarla geçtiğine dikkati çeken Çiçek, bu yolla ülkeye patlayıcıların, ağır silahların sokulduğunu anlattı. Terör örgütü üyelerinin daha sonra, bu malzemeleri kullanarak, sınır karakollarını bastığını belirten Çiçek, şöyle konuştu: ''Sonra biz dedik ki 'Devletin orada güvenlik güçleri yok mu eli kolu yok mu, nasıl oluyor da bunları fark edemiyor?' 'Biz bunu hayvan zannettik, kaçakçı zannettik' denildiğinde ise 'Nasıl olur da siz bunu böyle zannedersiniz? Sonra bu kadar vatan evladı şehit oldu' türü suçlamalar da yapıldı. Onun için son olay üzücü tabiatıyla. Onda hiç tereddüt yok. Bir hata varsa onu da kabul etmek gerekir ama oradaki insanların psikolojisini de görmek lazım. Son olay üzücü, onda tereddüt yok.''
12 Haziran seçimlerinden sonra terör olaylarında ciddi bir artış olduğuna dikkati çeken Çiçek, ''Yeni bir anayasa çalışmasına 4 parti, 'evet' dediği gün birçok askerimiz şehit oldu. Anayasa hazırlık çalışmalarını ilk başladığımız gün 'siftah, bismillah' dedik. Sabahleyin geldiğimizde 24 askerimiz şehit edilmişti. Terör olaylarında giderek bir tırmanış var. Bu tırmanış tabiatıyla ister istemez güvenlik güçlerinde tedirginlikleri meydana getiriyor. Bununla bir şeyi savunmak gibi bir niyetim olmaz ama sadece bu olay değil de geçmişte olanlara bakmak gerekiyor. 12 Nisan 2007'de yapılan açıklamalara bir bakın'' diye konuştu.
'Başındaki belayı...'
Sınır ötesi operasyon yetkisinin verilme nedeninin ortada olduğunu belirten Çiçek, devletin elindeki imkanları kullanarak, başındaki belayı ülkesinden defetmeye çalıştığını ifade etti. Türkiye'nin bugüne kadar birçok sınır ötesi operasyon yaptığını hatırlatan Çiçek, şunları kaydetti: ''TSK, bu operasyonlarda, sivillere zarar vermemek için her türlü hassasiyeti gösterdi. Bu kadar çok operasyona rağmen sivil can kaybı olmadı. Bize verilen bilgilerde, terör örgütü dışında siviller yaşamıyor o bölgede. Yerleşim bölgelerinin dışına yapılmış operasyon. Bu yetki kullanıldığından beri, bu bölgede hava kuvvetleri de kara kuvvetleri de operasyon yaptı. Bugüne kadar sivillere zarar vermeme noktasında devlet olarak ve güvenlik güçleri olarak azami hassasiyet gösterildi. Demek ki başlangıçtan bakıldığında o bölgede terör örgütü esas itibarıyla faaliyet gösteriyor. Neticede böyle bir hata olduysa bunu yok farz etmek doğru değil. İnceleme konusu yapıldı. Onun için ayaküstü bir değerledirme yapmak yerine biraz daha sükunetle sabırla, soğukkanlıca değerledirmek ve olayın her tarafını ortaya koyarak değerlendirme yapmak doğru olur.''
Türkiye'de herkesin birbirine biraz önyargıyla baktığını ifade eden Çiçek, bu türlü tartışmaların içerisinde bulunmamak adına daha objektif bakabilmek adına görüşlerini dile getirdiğini ifade etti. Söz konusu olayın terör örgütünün verdiği bir başka zarar olduğunu dile getiren Çiçek, ''Terör örgütünün görevi adam öldürmek. Bu beraberinde pek çok sıkıntıyı getiriyor'' dedi.
''Burada bir kaza varsa, bu tespit edilirse devlet özür dilemeli mi?'' sorusuna Çiçek, şu yanıtı verdi: ''İncelemenin sonucu bir ortaya çıksın. Tabiatıyla ölen kişiler bizim vatandaşlarımız. Ne olursa olsun. İster kaçakçı, ister şudur, budur. Devlet kendi vatandaşının hukukunu korur. Varsa kendi eliyle yaptığı bir sıkıntı, bir zarar bir şekliyle telafi etmeye çalışır. Bunda tereddüt yok ama olay sıcaklığını koruyor, incelemesini yaptırmak lazım. Türkiye, neden Kuzey
Irak meselesi üzerinde duruyor? İşin o kısmına da biraz bakmamız lazım. Kendimi hükümetin yerine koyarak 'şu olsun', 'bu olsun' diyemem. Bu tür olaylarda şarta bağlı açıklama yapmak doğru değil. İncelemenin sonucunu bekleyelim.''
''Bu olayın ardından operasyonların devamı sıkıntıya girer mi?'' sorusuna da Çiçek, ''Bu olay ayrı, öbür taraf ayrıdır. Burada bir yanlışlık yapıldıysa bu işi ayrı tutarsınız. Geçen sefer Gediktepe zannediyorum, 'Nasıl oldu da siz bunları görmediniz? Bunlar bu kadar ağır silahları buradan geçirmiş' tarzında suçlamaların da yapıldığını iyi hatırlayın. Bunları yan yana getirin. Bu olayın vahametini ortadan kaldırmaz ama öbür taraftaki psikolojiyi birlikte ortala koymak gerekir'' cevabını verdi.
Milletvekili maaşlarına yapılan zam
''Milletvekili maaşlarına yapılan zamma dönük yoğun eleştiriler yapıldığının ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ilgili maddenin bir kez daha görüşülmek üzere Meclise iade edildiğinin'' anımsatılması üzerine Çiçek, ''Sayın Cumhurbaşkanı orada bu türlü bir düzenlemenin aykırılığından bahsetmiyor sadece, ''zam oranının yüksek olduğunu' ifade ediyor'' diye konuştu. Konunun kendi sınırları içerisinde tartışılması gerektiğini belirten Çiçek, milletvekilliğinin külfetinin yüksek olduğunu ifade etti.
Milletvekili maaşlarının, 1924'ten beri ne zaman gündeme gelse tartışma konusu olduğuna dikkati çeken Çiçek, ''Bunu herkes talep etti. Sürekli, 'Meclis kendi hukukunu koruyamıyor' diye eleştiriler yapıldı. Bu türlü konuşmaları yapanların Özal döneminde çıkan yasadan faydalanarak emekli olduklarını unutmamak gerekir'' şeklinde konuştu.
Milletvekili maaşlarıyla, asgari ücreti mukayese etmenin yanlış olduğunu savunan Çiçek, şöyle devam etti: ''Bu konuda en rahat olan kişi benim. Neden? Meclis Başkanları ile ilgili düzenleme önceden yapılmış, bana getirdiği bir şey yok. Ben sadece siyaset kurumunun çektiği sıkıntıyı biliyorum ama bunu farklı değerlendirenler, anlayanlar oluyor. Kişisel kanaatim, madem ki bu konu bu kadar tartışma konusu oldu. Bana kalırsa emeklilik kanunundaki milletvekilleriyle ilgili tüm düzenlemeleri çıkaralım. Bugünkü haliyle nereye kadar gidiyorsa gitsin. 'Gece yapıldı' deniliyor. 'Gece yapıldı' tabiri tam yerine oturmuyor. Şimdi Meclis TV yayınları 14.00-19.00 saatleri arasında. Meclis açıldığı günden beri 14.00 ile 19.00 saatleri hemen hemen hiç kanun görüşülemiyor. Kanunların görüşülmesi saat 19.00'dan sonraya kalıyor. Evveliyatı olan bir şey. Bunun üzerinde epey çalışıldı. Tüm gruplar geldi. Madem ki rahatsızlık meydana getirdi, madem ki vatandaşımız bize bunları çok görüyor o maddeleri çıkaralım. Ben muhatap olduğum için söylüyorum. Yoksa fikir beyan etmem. Asgari ücretle mukayese ne kadar sağlıklı. Şimdi yüzde 42'yi uygun görüyor Sayın Cumhurbaşkanı, bu da kıyaslanabilir.''
'Yarı yolda bırakanlar...'
Milletvekili maaşlarıyla ilgili düzenleme ne zaman gündeme gelse ''kıyamet koparıldığını'' ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Madem ki bu türlü şeyler doğru bulunmuyor, infial yaratıyor. O zaman tümünü çıkaralım. Bu kanun sadece bu düzenlemeden ibaret değil. 'Birileri bu yasayı çıkarsın', 'Biz başlangıçta bağırıp, çağıralım, halkın beğenisini kazanalım, sonra o maaşı almaya devam edelim' şeklinde fırsatçılığı da bu ülke yaşadı zamanında fazlasıyla. Maaşı birileri alacak, küfrü hakareti birileri çekecek. Geçmişte böyle oldu. Olmaz böyle. 'Siz öncülük edin, bir çözüm bulun' diyen kendileri. Sonra yarı yolda bırakanlar kendileri. Bu kanunda milletvekili lafı geçen tüm maddeler çıkarılsın. Bundan sonra bu tür düzenlemelere hiç tevessül etmemek gerekiyor.''
Yeni anayasa çalışmaları konusundaki soruları da yanıtlayan Çiçek, komisyonda bulunan milletvekillerinin tümünün katkı vermeye çalıştığını anlattı. Çalışmalarda ''çatı kuruluş'' olarak tabir edilen kurumların yeteri kadar katkı sunmadığından yakınan Çiçek, çalışmaların ardından hazırlanacak taslak metnin de kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti. Çiçek, ''Bu anayasanın yapılması gerekli. Şu maaşlar konusunda tepki gösteren vatandaşımız, bu anayasayı değiştirmediğimiz takdirde de siyaset kurumuna bu tepkiyi göstersin'' diye konuştu.