Devlet eski Bakanı Önay Alpago: Bir ülkenin Cumhurbaşkanı işçilerin sesi çıkmasın diye işverene OHAL’i sizin için kullanıyoruz, diyorsa yazıklar olsun.
Devlet eski Bakanı Önay Alpago, Can Ataklı’nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı.
Devlet eski Bakanı Önay Alpago, 'Bir ülkenin Cumhurbaşkanı işçilerin sesi çıkmasın diye işverene OHAL’i sizin için kullanıyoruz, diyorsa yazıklar olsun' dedi.
Alpago’nun açıklamaları şöyle:
“(Adalet Mitingi) 1983’ten beri siyasetçiyim böyle bir miting görmedim. (Yürüyüş nedeniyle) Kılıçdaroğlu’na büyük bir saygı duyuldu. Oraya geliş bir anlamda teşekkürdü. Türkiye’de yapılan en kalabalık mitingdi. Mitinge katılanlara para verilmedi, sucuk-ekmek dağıtılmadı, çalıştıkları kurumlardan baskı yapılmadı. Bir heyecanın paydaşı olarak oraya geldiler. Nasıl ki referandumda herkesin bir hayır gerekçesi var idiyse adalet için gerekçeler vardı. Kılıçdaroğlu’nun yol boyu hiçbir provokasyona izin vermemesi ya da provokasyona gelmemesi mitingin de güvenlik içinde yapılacağı duygusunu vermişti insanlara. 25 gün boyunca bir şey olmadıysa mitingde de olmayacaktı.
Türkiye adalet endeksinde 99’uncu sırada. İnsanlar bu isyanla geldiler. Büyük bir umut ve coşkuyla geldiler. Böyle bir yürüyüş, bir miting Kılıçdaroğlu’nu yüceltti. Umutları boşa çıkartmamak gerekiyor. Umut umutsuzluğa dönüşürse toparlamak çok zor.
(Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik ‘sokak diyenler sokağa çıkamaz hale gelirler’ sözleri) Sana şiddeti ben uygularım, diyor. Bu hayati tehlikenin olduğunu gösteriyor. Açık söyleyeyim diyor 2 kere. Çok tehlikeli bir sözcük. Partili siyasi kimliğinin ötesinde bir Cumhurbaşkanının ana muhalefetin genel başkanı için sokağa çıkınca hayatın tehlikeye girer demesi dehşet verici. Kemal bey sokağa çıkınca ne yapacak? Vandal ne demek, yakan yıkan amaçsız insanlar demek. Yürüyüş de, miting de kimseye zarar vermedi. Bu yürüyüş ezber bozdu, bu arada da sinirleri bozdu. Bu bir Cumhurbaşkanı dili değil diktatör dilidir.
Bu yürüyüş kimsenin lütfü değil, Cumhurbaşkanının lütuf verme hakkı da yok. Gösteriler izin almadan yapılması anayasal hak. ‘Yolları teröristler yürümesin diye yaptık’ dediler. Bu yollar hepimizin parası ile yapıldı. Kaldı ki o yolları onlar yapmadı, eski yollar. Yürüyenler terörist ne demek. O zaman ülkenin yarısı terörist.
(Darbe Komisyonu raporuna ekleme yapılması) AKP çoğunluğuyla rapor yazıldı. CHP muhalefet şerhi koydu. Rapor o şerhlerle birlikte bitti. Herkes dağıtılmasını beklerken raporun bitmediği anlaşıldı. Komisyon başkanına bu eksiği tamamla, demişler. 2 eksik vardı. Birisi, komisyonun mutlaka dinlenmesi gereken isimler dinlenmemişti. İkincisi siyasi ayak ortaya çıkarılamamıştı. FETÖ benim için de terör örgütüdür. Yargıya, üniversiteye, bürokrasiye sızmış olması da bir takım siyasetçilerin imzasıyla olmuş. Siyasi ayak o. Orduya sızanların atamalarını imzalayan siyaset ayağıdır. O zaman siyasi ayak nerde, dedik. Dün gördük ki siyasi ayak CHP imiş.
Valiliğin 'mitinge katılım 175 bin kişi katıldı’ demesi de rapora ek de sinir bozukluğunun göstergesi. Doğru bulmuşlar. 14 yıldır ülkeyi CHP yönetiyor. Yargıyı, öğretmenleri, bürokratları hepsini CHP atadı. Buyurun siyasi ayak dediler.
‘Erdoğan ne yaparsa doğru yapar, ne söylerse doğru söyler’ kabulünün sosyolojik açıklaması olması gerekiyor. Bence 2 nedeni var. Bir grup var ki bir büyük üstün güç olarak görerek tapınma gibi bağlılık içindeler. Bir kısmı da böyle olmadığı halde çeşitli menfaat beklentisi nedeniyle böyle davranıyor. Kendi içlerinde bile bu doğru değil demek için cesaret göstermeleri lazım. Kapının önüne konmayı göze almak lazım. Bunu kimse göze almıyor. (Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 15 Temmuz afişleri) Sokağa çıkan insanlar büyük bir vatanseverlik gösterdiler ama darbeyi önleyen Mustafa Kemal’in ordusudur. Ordumuzu böyle göstermek onlara yapılabilecek en büyük ayıptır. İnsan kendi ordusunu bu kadar aşağılayabilir mi?
Dış politikamız çok gergin. Yunanlar 18 adamızı işgal etti, diyoruz bu resmi gören Yunanlar ne 18’i hepsini alalım, der.
‘Birkaç sene evvel darbe ihtimaline ilişkin raporlar hazırladık, Başbakana sunduk’ dediler. Bu raporu hazırlayan insanların unvanları, orduda geçmişleri var hiç mi önlem alınmaz? MİT müsteşarı nasıl istifa etmez. Cumhurbaşkanı eniştemden öğrendim diyorsa istifa etmesi gereken komutanlar neden hala görevde?
Evrim müfredattan çıkarılıyor. Okullara mescit zorunluluğu getiriliyor, okula şeriat dersleri getirilecek. Kadın- erkek toplumun bir arada yaşamasını ortadan kaldırıyorlar.
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı işçilerin en temel hakkı olan insan onuruna yakışır ücret için yasalardaki hakkı OHAL’in kendine verdiği hak görüp bir tarafın rahatı için araca dönüştürüyorsa yazıklar olsun. OHAL’i ilan ederken Cumhurbaşkanı millete karşı eğil devlete karşı ilan ediyoruz, demişti. İşçiler millet değil. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı işçilerin sesi çıkmasın diye işverene OHAL’i sizin için kullanıyoruz, diyorsa yazıklar olsun. Önümüzdeki yıl seçim olabileceğini öngörüyorum. Biz ve bizim gibi ülkelerde iktidarı belirleyen ekonomi oluyor. Ekonomi düzeltilemezse sonuç iktidar değişikliğidir. Türkiye üretim yapamaz halde. Tarımını kendi eliyle bitirdi. İstihdam yaratamıyor. İşsiz sayısı 7 milyonu buldu. Çoğu da üniversiteli nitelikli insanlar. İhracat ithalatın altında. Ekonomiyi 2 sene boyunca taşıyabileceğini sanmıyorum.”