Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sağlık kontrolleri… Bunlar sağlıklı yaşamın olmazsa olmazları. Ancak ruhsal rahatlık olmadan bedenin tam anlamıyla sağlık bulamayacağı unutulmamalı
Sağlıklı bir fiziksel bedinin ilk şartının sağlıklı bir ruh yapısı olduğu herkesin malumu.
Yeni bir yıla başladığımız bu günlerde sağlıklı yaşamak için yapılması gerekenleri sıralayan Dahiliye Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu da bu nedenle olsa gerek, ruhsal sağlığı ilk sıraya yerleştiriyor. İşte Dr. Karagözoğlu’nun sağlıklı bir yıl için önerdiği başlıklar:
“Eğer ruhumuz sıkıntıdaysa bedenimiz ve sosyal hayatımız da sıkıntıya girer. Ruh sağlımızı dün, bugün ve yarın ile ilgili kaygılarla olumsuz etkilememeye özen göstermemiz gerekir. Düzeltemeyeceğimiz durumları kafamıza taktığımızda moralimiz ve beden sağlığımız bozulabilir. Tecrübelerimizi unutmadan isteklerimizi, yeteneklerimizi, elimizdekileri doğru değerlendirmemiz gerekir. Elimizden geleni yaptıktan sonra, gerisini izleyip her türlü duruma uyum sağlamamız faydalı olacaktır.
Kaç kilosunuz, boyunuz kaç santim, idrar-dışkı özellikleriniz neler?. Bedeninizin farkına varın, vücudunuzu iyi tanıyın. Ortaya çıkacak değişiklikleri erken fark ederseniz, hastalık ne olursa olsun, tıp ve doktorlar sizlere daha faydalı olacaktır.
Beden tıpkı bir otomobil gibi bütün olarak çalışır. Eğer lastiklerden birinde bozulma olursa otomobilin çeşitli parçaları arka arkaya bozulacaktır. Günlük beden aktivitelerinin en önemlilerinden biri
yemek yemektir. “Yemek için yaşamak ya da yaşamak için yemek” hangisini seçeceğimize karar vermek önemlidir.
Aslında küçük bir ayarlamayla her ikisi de mümkün olabilir. Yemekten keyif aldığınız gıdaları az az yerseniz ve beraberinde mecburi gereksinimleri de karşılarsanız doğru yoldasınız demektir. Örneğin hamurlu gıdaları seviyorsanız ara ara tadımlık olarak yerken, yanında salataları eksik etmezseniz uygun bir
beslenme davranışı sergilemiş olursunuz. Bir de doktorlarınız hastalıklarınız nedeniyle mecburen sakınmanızı önerdikleri gıdalar var ki, bu tavsiyelere uyduğunuz kadar sağlıklı kalacağınızı unutmayın.
Başta damar sertliği olmak üzere pek çok hastalığın zemininde gereksiz ve fazla tuz tüketimi yatmaktadır. Zaten yüksek gerilimin bitmediği hayatımızda hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarına giden basamakları hızla tırmandırtan tuzdan sakınmak önemlidir. Yemeklerin lezzetini saklayan tuzu bıraktığınızda gerçek tatların farkına varacağınızı bilmeniz gerekir.
Değişen dış ortam bizim de değişmemizi gerektirir. Bir Alman atasözüne göre “Kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır”. Bu nedenle hava durumunu yakından takip etmek gerekir. Kışın iyi giyinmek adına terletecek kıyafetler seçilmemelidir. Bir şemsiye bir reçete dolusu ilaçtan daha faydalı olabilir. Mevsim sebze ve meyvelerini mutlaka yeterince tüketmek de sağlığınızı koruyacaktır.
Günde en az 8-10 bardak su için. Pilav ayarı gibi, bedene az su girerse ayarı ayrı, çok su girerse ayarı ayrı olur. Gerektiği kadar su içmek, bedenin yeterince iyi çalışmasına ortam hazırlar.
“Harekette bereket vardır”, ”İşleyen demir ışıldar” gibi atasözlerini doğrularcasına beden hareket etmek üzere planlanmış bir yapıdır. Fiziksel aktivitelerimize dikkat etmek ve gün içinde hareketli olmak sağlığın önemli kriterlerinden biridir.
Yeterince ve kaliteli uyumaya çalışın. Aynı pilin şarj edilmesi gibi, beden gece kendini yeniler.
“Bak doktor amca iğne yapar” diye büyütülen bir toplumun fertleri olarak yeni yılda bu korkunuzu yenin. Şikayetleriniz daha da ağırlaşmadan doktorlara başvurursanız en az tetkik, en az tedavi ve en az zamanla size sıkıntı veren hastalıkların üstesinden gelebiliriz.