Ormanın altı üstü yağmalanacak!

Ormanları imara açacak olan hükümet, buraları şirketlere ‘ocak açılması ve yeraltında depolama alanı kurulması’ için kiralayacak.

Hükümetin Devlet Su İşleri Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapan ve suların özelleştirilmesinin yolunu açtığı için tepki çeken yasa tasarısında orman yağmasının da önü açılıyor.

Sulama birliklerini lağveden, su kaynaklarının ellerinden alınarak özel şirketlere verilmesi ile köylüyü haciz, iflas ile karşı karşıya bırakan, mülakat yoluyla yeni kadrolaşmanın yolunu açan Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve KHK’lerde değişiklikler yapan tasarının görüşmelerine TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda devam edildi.

Suyun özelleştirilmesine ilişkin hükmü ile kamuoyunda tartışma konusu olan tasarının Orman Yasası’nda değişiklik yapan hükümleri komisyonda görüşülerek kabul edildi. Bu maddelerle ormanların talan edilmesinin yolu açıldı.

BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre; Tasarıda yer alan bir madde ile devlet ormanlarında, arkeoloji k kazı ve restorasyon yapılmasına ve bu alanların kullanımına, tarihi eserlerin restorasyonu ve korunması için gerekli tesislere, odun kömürü, terebentin, katran, sakız gibi işletilmesinde ağaç kullanılan ocakların açılmasına ve yeraltında depolama alanı kurulmasına Orman Genel Müdürlüğünce bedeli alınarak 29 yıla kadar izin verilebilecek. Genel bütçe kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarına bu madde kapsamında verilen izinlerden bedel alınmayacak.

Patates mi atık mı!

Komisyonda düzenlemeyi ı savunan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, arkeolojik kazıya izin verilmezse “kaçak kazı” yapıldığını, bu madde ile resmi izin ve kontrolün yolunu açtıklarını belirtti. Eroğlu, yer altı depolarının kurulmasına izin verilmesinin de çok yararlı olduğunu savundu.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise yer altındaki depoların topraktaki su geçişini engelleyerek ağaçların ölümüne yol açacağı uyarısında bulundu. Bu depolara nükleer atık, çevre kirliliğine neden olacak atıkların da konulabileceğini ifade eden Sarıbal, “Bu tehlikeli karardan vazgeçilmeli” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır da AKP iktidarları döneminde Orman Kanunu’nun 15 kez değiştirildiğini belirterek, “Bu süreçte ne oldu dersek, orman köylülerinin hakları yok edildi ve ormana yabancılaştırıldı. Orman köylülerinin neredeyse ormana girmeleri bile yasaklanır hale geldi. Orman Kanunu’nda öngörülen değişiklikler ormanların idam fermanı gibi” dedi.

İmara açılacak

Tasarı ile “bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan…” tanımıyla ormanlık alanların imara açılmasının koşulları da genişletildi.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bunlar işe yaramıyor, buraları imara açalım, buraları yeni yerleşimlere açalım ya da fiilen olmuş olanları artık buradan çıkarıp başka bir şeye dönüştürelim” denilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Buna yakın gerekçelerle ormanların yağmalandığını, orman içlerine milyarlık villalar yapıldığını anlatan Sarıbal, AKP’lilere “Eğer vicdanınız varsa bu maddenin buradan çıkması gerekiyor” diye seslendi.

Ağaç kesimine tüccar kriteri

Tasarı ile tüccarların kullanımına uygun ağaç teminini olanak sağlamak için “dikili ağaç” kesimine de olanak sağlandı. Muhalefet milletvekilleri, bunun genç ağaçların da kesimine yol açarak ağaç kıyımına neden olacağını dile getirdi.

Göstermelik geri adım

Komisyon Başkanı Mehmet Babaoğlu, su kaynaklarının gerçek ve tüzel kişilere verilerek özelleştirilmesinin yolunu açan maddelerin “tekriri müzakere” yoluyla yeniden görüşüleceğini ve bu maddelerin tasarı metninden çıkartılacağını söyledi. Edinilen bilgiye göre, MHP milletvekillerinin de diğer muhalefet milletvekilleri ile karşı çıktığı bu düzenlemenin seçim öncesi AKP ve MHP’nin kırsaldan gelecek oyları olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle vazgeçildi. CHP’li Orhan Sarıbal, bu maddelerin tasarı metninden çıkartılmasının öngörüldüğünü ancak tasarının içindeki diğer başka düzenlemelerle suyun özelleştirilmesinin mümkün olabildiğine dikkati çekti.

Tasarının sulama birliklerinin lağvedilmesinin de aralarında olduğu diğer maddelerinin görüşmelerine 3 Nisan Salı günü devam edilecek.