Bağcıklarını otomatik olarak bağlayabilen ayakkabı geliştiren Nike, HyperAdapt 1.0 adını verdiği ürününü resmen duyurdu.
Bağcıklarını otomatik olarak bağlayabilen ayakkabı geliştiren Nike, HyperAdapt 1.0 adını verdiği ürününü resmen duyurdu. 2016 yılının yaz aylarında piyasaya çıkacağı söylenen ayakkabı üç farklı renkte olacak.
İşlevsel açıdan sadelik, sporcuların tipik endişelerini, dikkat dağınıklığını azaltıyor. Nike, Inc İş Geliştirme Müdürü ve projenin teknik lideri Tiffany Beers, “Ayakkabıyı giydiğinizde, topuğunuz bir sensöre değiyor ve sistem otomatik olarak ayağı sarıyor. Ardından yandaki iki düğmeyle daraltıp gevşetebiliyorsunuz. Kusursuz olana kadar ayarlayabilirsiniz” diyerek yeni tasarımlarını açıklıyor.
Hatfield’a göre bu yenilik, bir başka süregelen sporcu, ekipman çelişkisi olan çok çabuk ince ayarlar yapabilmeye de çözüm buluyor. Çok sıkı bağlayınca ortaya çıkan baskı, gevşek bağlayınca oluşan bol gelme hissi artık geçmişte kalıyor. Tasarlanan yeni teknolojiyle net, dayanıklı, kişiye özel bir bağlama ayarı artık yapılabilecek. Hatfield, “Bu önemli bir adım, çünkü yarışlar sırasında ayaklara büyük bir stres ve baskı yükleniyor” diyerek yeni teknolojik özelliğin altını çiziyor.
Beers, otomatik bağlamayı gerçeğe dönüştürmenin hayalini kuran Hatfield ile görüştükten sonra işin mekanik tarafına kafa yormaya başladı. Hatfield, ondan, var olan fikrin bir replikasını değil ama çalışmayı “daha seçkin bir noktaya varmak için atılan ilk adım” olarak düşünmesini istedi. Proje, tasarıma rehberlik etmede yardımcı olan üçüncü bir kişinin daha dikkatini çekti: Nike, Inc Başkanı ve CEO’su Mark Parker.
Beers, süreci başlatmak için teorilerini denemeye hazır bir grup mühendisle beyin fırtınası yapıtı. İlk başta harici jeneratörlü bir snowboard ayakkabısıyla geldiler. Hedefledikleri tasarımla birebir olmamasına rağmen Beers ve Hatfield’ın asıl amacına giden yolun ilk çıkış noktası oldu: Tasarımın vücutla beraber hareket ettiği ve sporcunun karşılaştığı darbeyi emebilecek, teknolojik parçaların toplantısı küçük bir alan.
2013 yılı içinde, Hatfield ve Beers bir sürü yeni sisteme öncülük ettiler. Ayağın altından bir bağlama sistemine varan bir dolu prototip ve deneme yöntemleri uyguladılar. Nisan 2015’de Beers’e, kendi kendini bağlayabilen Nike Mag’ı tasarlama görevi veriliyor, bu ikonun ilk lanse edildiği tarihi olan 21 Ekim’i anmak sebebeiyle çalışıyor. Bu tasarım, Nike’ın yeni ayarlanabilir teknolojisinin sessiz bir başlangıcı sayılıyor. Kısa süre sonra, en başta düşündükleri daha teknik, spor versiyon olan Nike HyperAdapt 1.0’ın tamamlanması, mekanizmanın gücünü gözler önüne seriyor.
“Bu bir platform,” diyor Beers, “Sporcu değişirken ürünün de değiştiği bir dünya düşünmeye olanak veren bir tasarım” Hatfield “Ayarlanabilir bağlamanın sporcuya sağladığı yarar çok fazla çünkü o ana özel, kişiye özel bir hizmet sağlıyor” diye ekliyor. “Vücudun o sırada neye ihtiyacı olduğunu saptayabilen bir ayakkabı düşünmek müthiş. Bu zihinsel yorgunluk da dahil, dikkat dağıtan birçok unsuru devre dışı bırakarak performansı gerçekten arttırır. Gelecekte o sırada gevşekliğe mi sıkılığa mı ihtiyacınız olduğunu sezebilen bir ayakkabı olması harika olmaz mı? Daha hızlı manevra için normalde ayarladığınızdan çok daha sıkı bir kavrayışa ihtiyacınız olduğunu saptayıp ona göre sıkılaşabilmesi... Varmak istediğimiz nokta bu. Gelecekte bu ürün gerçek olacak” diye açıklıyor.
DHA