Beyazların zulmüne karşı son nefesine kadar mücadele eden 19. yüzyılın ünlü Kızılderili liderlerinden Oturan Boğa’nın saçından alınan bir örnek, günümüzde yaşayan torunun bulunmasını sağladı.
Oturan Boğa'nın saç örneği, Güney Dakotalı bir adamın ünlü 19. yüzyıl Kızılderili liderinin büyük torunu olduğunu doğrulamalarına yardımcı oldu. Bilim insanları uzun zaman önce ölmüş olan Oturan Boğa’nın DNA parçalarını analiz etmek için yeni bir yöntem kullandı.
Araştırmacılar Washington'daki Smithsonian Enstitüsü'nde saklanan saçtan elde edilen DNA'nın, 1890'da ölen Oturan Boğa ile 73 yaşındaki Ernie LaPointe arasındaki akraba ilişkisini doğruladığını söyledi.
Bununla birlikte LaPointe, ABD’nin New Mexico eyaletinde yer alan terk edilmiş uranyum madeninin tehlikesine dikkat çekmek için yıllardır protesto gösterileri yapan yerliler arasında yer alıyor.
"BİZİ BAŞ BELASI OLARAK GÖRÜYORLAR"
Üç kız kardeşi olan LaPointe, "Bu DNA araştırmasının, sadece genetik olarak değil, büyük dedemle olan soysal ilişkimi kanıtladığını hissediyorum. Eylemimize karşı çıkanlar, atalarımızla olan ilişkimizi sorguluyorlar. Bizi baş belası olarak görüyorlar. Ancak, çabamızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
YENİ BİR YÖNTEM KULLANILDI
Bununla birlikte çalışmada, uzun zaman önce ölmüş bir insandan alınan DNA'nın, yaşayan bir birey ile arasındaki ailesel bir ilişkiyi göstermek için ilk kez kullanıldı.
Yeni yöntem, Cambridge Üniversitesi'ndeki Lundbeck Vakfı Genetik Merkezi'nin yöneticisi Eske Willerslev liderliğindeki bilim insanları tarafından geliştirildi.
DNA ÖRNEĞİNİN ÇIKARILMASI 14 YIL SÜRDÜ
Araştırmacıların, 2007'de LaPointe ve kız kardeşlerine teslim edilmeden önce, Smithsonian Enstitüsü’nde oda sıcaklığında saklandıktan sonra bozulan saçtan kullanılabilir DNA çıkarmanın bir yolunu keşfetmeleri 14 yıl sürdü.
Willerslev, bir dergide Smithsonian'ın Oturan Boğa'nın saç derisindeki bir tutam saçı ters çevirdiğini ve LaPointe'ye ulaştığını okuduğunu söyledi.
Science Advances'te yayınlanan araştırmanın kıdemli yazarı Willerslev, "LaPointe benden DNA çıkarmamı ve ilişki kurmak için kendi DNA'sıyla karşılaştırmamı istedi. Elimizde çok az saçı çok sınırlı DNA vardı. Sınırlı antik DNA'ya dayanan bir yöntemi geliştirmemiz uzun zaman aldı” dedi.
Yeni teknik, saçtan çıkarılan genetik fragmanlarda otozomal DNA olarak bilinen şeye odaklandı. Geleneksel analiz, erkek soyundan geçen Y kromozomundaki spesifik DNA'yı veya mitokondrideki spesifik DNA'yı (bir hücrenin güç merkezleri) annelerden çocuklara geçen spesifik DNA'yı içeriyor. Ancak, otozomal DNA cinsiyete özgü değil.
Willerslev, "Daha önce de belirli yöntemler vardı. Ancak, bunlar için çok miktarda DNA gerekiyor ve sadece 3 kuşak ileri gidebiliyorsunuz. Yeni yöntem ile küçük miktarlarda DNA kullanarak daha geniş zamanlı aile ilişkilerini ortaya çıkarmak mümkün" dedi.
Lakotaca adı Tatanka-Iyotanka olan Oturan Boğa, Büyük Ovaların Siyu kabilelerini, kabile topraklarını alan beyaz yerleşimcilere ve Yerli Amerikalıları topraklarından çıkarmaya çalışan ABD askeri güçlerine karşı bir araya getirmeye yardımcı oldu. ABD'nin Montana eyaletinde gerçekleşen 1876 Little Bighorn Savaşı'nda George Custer liderliğindeki federal birlikleri yok eden Kızılderili savaşçılarına liderlik etti.
Soykırım korkusuyla kabilesini Kanada'ya göç ettirdi ve 1881'e kadar orada yaşadı. Montana'daki bir ABD birliğine saldırınca yakalandı, ancak Amerikan hükümetince bağışlandı.
Yaşamının geri kalan bölümünü, Vahşi Batı Sirki ile dolaşarak geçirdi. Büyük ilgi odağı olan Oturan Boğa, izleyicilere kendi dilinde söverken, halk kendisine güldü.
BEYAZLARIN ZULMÜNE SÜREKLİ KARŞI ÇIKTI
Aslında ilgisi olmamasına karşın Hayalet Dansı hareketinin önderliği ile suçlandı ve kendisini tutuklamaya gelen polislerle çatışırken öldü. İronik bir şekilde, tutuklamaya gelen polisler, zamanında Oturan Boğa'yla birlikte beyazlara karşı savaşan, ancak sonradan beyazların yönetimine girerek yerli polisi olan Kızılderililerdi.
Oturan Boğa'nın beyazların zulmü üzerine yaptığı bir konuşmada şunları söyledi:
“Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağımızın kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar. Toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Beyazlar baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor.”
Kaynak : NTV Haber
ETİKETLER : İstanbul Gerçeği , Kanal İstanbul , COVİD19 , en son haber , gündem , gerçek , haber , son haber , son dakika haber , istanbul , korona Turkey , Oturan Boğa’nın torunu yeni bir DNA tekniği kullanılarak bulundu