Özgür Özel; 10 kişiden üçü evinde, yedisi konteynerde ya da gurbette. Bunları görmek, hatırlatmak, söylemek bizim boynumuzun borcu!
![Özgür Özel; 10 kişiden üçü evinde, yedisi konteynerde ya da gurbette. Bunları görmek, hatırlatmak, söylemek bizim boynumuzun borcu! Özgür Özel; 10 kişiden üçü evinde, yedisi konteynerde ya da gurbette. Bunları görmek, hatırlatmak, söylemek bizim boynumuzun borcu!](https://www.istanbulgercegi.com/uploaded/bilgilendirme/2025/buyuk/ozgur-ozel-10-kisiden-ucu-evinde-yedisi-konteynerd-1738870593.jpg)
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Milletimiz Bu Tarihi Hatayı Asla Unutmayacak.”
“KAÇIŞ YOK, SANDIK GELECEK, ONLAR GİDECEK”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Şubat depremlerinin ikinci yılında Kahramanmaraş Pazarcık Belediyesini ziyaret etti. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başakanı Özgür Özel, “Pazarcık’ın alnı açık, başı dik, yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk sevgisi olan güzel insanları. Bugün büyük bir acının yıldönümünde birlikteyiz. İki yıl önce öğle saatlerinde yaşanan ikinci büyük depremin merkez üssü Pazarcık idi. Hepimizi derinden yaralayan, 11 ilimizi etkileyen o büyük felaketten sonra bugün burada birlikteyiz” dedi.
Özgür Özel şöyle devam etti:
“AYLARCA KALIP KAHRAMANMARAŞIMIZA SAHİP ÇIKTIK”
“Ancak sizler çok yakinen biliyorsunuz ki Cumhuriyet Halk Partisi o facianın gerçekleşmesiyle bütün milletvekilleriyle, büyükşehir belediye başkanlarıyla, ilçe belediye başkanlarıyla birlikte seferber olmuş ve facianın üzerinden daha 10-12 saat geçmeden tüm deprem illerine ulaşmış, elinden geldiği kadar sizin sesinizi Türkiye’ye ve dünyaya duyurmuş, belediyelerin imkânları ile o imkânlar sınırında önce ilk sıcak çorbaları, sonra ilk ekmeği, ardından seyyar mutfaklarla yemek dağıtmayı, dünyadan, Türkiye’den ulaştırılan yardımları, Narlı’da adeta bir lojistik üssüne dönüşen yerde milletvekillerimizin aylarca kalarak çalışmaları sonucunda Pazarcık’a ve Kahramanmaraşımıza sahip çıkmaya çalışmıştık.”
“‘BU İŞ BİZİM İŞİMİZ, BİZE GÜVENİN, EVİNİZE GİRİN’ DEDİLER”
“O dönemlerde ve bugün milletimiz, ülkeyi yöneten iktidarın, bir düdükle yatağından fırlamaya hazır, genç, eğitimli, teçhizatı olan, iş makinaları olan ordunun neden üç gün süreyle kışladan çıkarılmadığını halen daha sorguluyor ve bu tarihi hatayı asla ve asla unutmayacak. İki yıl sonra da bu üç günlük gecikmenin bize nelere mal olduğunu bir kez daha hatırlamak, bir kez daha ifade etmek hepimizin boynunun borcudur. O günden bugüne malum Türkiye siyaseti çok şeyler yaşadı. Bunlardan ilki, depremden üç ay sonra yapılacak genel seçimlerdi. Deprem 6 Şubat Pazartesi günü gerçekleşti. Sayın Erdoğan o genel seçimlere yönelik olarak 8 Şubat Çarşamba ve 10 Şubat Cuma günlerinde, daha enkazların altında insanlar varken, sesler geliyorken, yardım kurtarma faaliyetleri henüz dört dörtlük koordine dahi edilememişken, çıktı ve dedi ki, ‘Kimse endişe etmesin. 650 bin konut yıkıldı. Biz bunları bir yıl içinde yapıp, sizlere teslim edeceğiz.’ 14-28 Mayıs seçimlerinin propagandasını, ‘İktidar değişirse yeni, acemi bir iktidar gelir. Bu konutları yapamaz, sokakta kalırsınız, bir yıl içinde evinize giremezsiniz. Biz bunu yapabilecek güçteyiz. 22 yıldır iktidardayız. En çok bildiğimiz iş de inşaatçılık işi. Bu iş, bizim işimiz. Bize güvenin, evinize girin’ diye kampanyayı sürdürdü. Geçen sene ben yine Pazarcık’taydım biliyorsunuz. Geçen sene maalesef belediye elimizde değildi. Haydar Başkanımız adayımızdı. Büyükşehir adayımız yanımızdaydı. Geçen sene burada hatırlattım. Dedim ki, ‘650 bin konut yapacaktı. Şu ana kadar verdiği sözün sadece yüzde 2,7’sini gerçekleştirdi. 18 bin 19 tane konut verdi.’ Yani 100 depremzedenin 97’si çadırda, konteynerde ya da gurbet ellerde. Başkasının yanında, eşin, dostun, akrabanın yanında. Başka şehirlerde…”
“İNSAN GERÇEKTEN HAYRET EDİYOR”
“Zaten kentin rakamları; cep telefonu sinyallerinden, su kullanımından, çöp atığından şimdi dahi Kahramanmaraş’ın nasıl bir kayıpta olduğunu ve eski günlerine ulaşmak için daha zamana ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi ikinci yılındayız. Erdoğan geçen sene böyle bir şey demedi ama bu sene bir de üstüne buraya, ‘Depremzedelere verdiğim sözleri tutmanın mutluluğu içindeyim kürsüye çıkarken’ diye İstanbul’da, Bursa’da, Samsun’da, Manisa’da, İzmir’de, Aydın’da konuştu. İnsan gerçekten hayret ediyor. O söylemeye utanmıyor, ben dinlemeye utanıyorum. Dönüp baktık. Kendi ağzıyla söylüyor: ‘201 bin konut teslim ettik.’ 650 bin konut var. Sen yüzde 30’unu teslim etmişsin. ‘Sözü tuttum’ diyor. Oysaki söz tutulmadı. Bakın ‘Birinci yılda geçeceğiz evlere’ diyordu. Şu an; ikinci yılda oran yüzde 30. 10 depremzededen yine yedisi ya konteynerde ya gurbet ellerde. Dün Adıyaman’da konteyner kentleri gezdim. Bir dokun, bin ah işit. Çocuklar zaten konteyner okullarda okuyor. Bütün sınıflar birleştirilmiş. Sanki 50 yıl, 60 yıl geriye gitmişiz. Şartlar kötü. Öbür taraftan akşam eve geliyor, yine konteyner. Herkes birden yazın klima açtığında elektrikler gidiyordu. Şimdi ısıtıcı açtığında elektrikler gidiyor. Öbür taraftan internetleri olmayan, tabletleri olmayan ciddi sayıda çocuğun şikayetlerini, serzenişlerini bir kez daha dinledik. Anneler mutsuz, babalar mutsuz. Psikolojiler bozuk. Sosyal yaşam bozuk.”
“GERÇEK DIŞI TUTUM SEÇİM SONUCUNA ETKİ ETTİ”
“Şu anda da ‘Bir sene daha sabredin, konutlar bitecek’ diyorlar. Bitsin artık müsaadenizle. Yani ‘Bir yılda geçeceksin’ deyip oy alıyorsun. Hem de ilk turda seçimi kazanacak oyu alamayan, ikinci turda da yüzde 1,5 farkla yüzde 50’yi geçen -yüzde 51,5 alan- çok oyu alan zaten alıyor. Kullanılan oyların 51,5’ini alıp seçilen kişi bunu nereye söyledi? Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Gaziantep gibi kendisine çok oy veren yerlere söyledi. Yani seçim sonucuna etki etti bu gerçek dışı tutum. Ama maalesef, bu haldeyiz. Kahramanmaraş’ta nasıl? 22 gün sonra depremden; 28 Şubat’ta Elbistan’da Erdoğan demiş ki, ‘Bir yıl müsaade istiyorum. 112 bin 414 konut yapacağım.’ Bugün bir değil, ikinci yıldayız. Teslim ettikleri konut sayısı 34 bin 600. Yani yine oran aynı; yüzde 30. 10 kişiden üçü evinde, yedisi konteynerde ya da gurbette. Bunları görmek, hatırlatmak, söylemek bizim boynumuzun borcu.”
“UZMAN DOKTOR VE SAĞLIĞA ERİŞİM SORUNU VAR”
“Bu seçimden sonra tabii ki zorlu bir süreç başladı. Zaman zaman sizi üzen gelişmeler oldu. Örneğin mücbir sebep uygulaması bitiyor, yalvar yakar uzuyor. Bu sefer kapsamı daraltılarak 31 Mayıs’a kadar uzatıldı. Milletvekilimiz, milletvekillerimiz çokça söylediler. Mücbir sebep Van depreminde 5,5 yıl uygulanmışken burada iki yıl dolmadan bitirilmeye çalışıldı. En son şimdi 25’inci ayında bitirilmek istendi. Depremzede esnaf daha konteynerde kendine ekmek kazanacak kadar bir ciroyu yapmaya çalışırken, çorap satıp geçinmeye çalışırken, ekmek satıp geçinmeye çalışırken, bu esnafa ‘Beyanname ver, vergi ver’ diyorlar. Bu kesinlikle doğru değil. Pazarcık’ta da Kahramanmaraş’ta da uzman doktor sorunu var. Sağlığa erişim sorunu var. Maalesef bu süreçler iyiye gitmesi gereken sağlık sistemini daha da kötüye götürmüş durumda. Bu sorunları doğrudan yaşıyoruz.”
“BİR OMZUNDA EKREM, DİĞERİNDE MANSUR BAŞKANIN ELİ VAR”
“Tabii bir seçim daha yaşadınız. O seçimde Pazarcık, Pazarcık’ın güzel insanları, can insanları şunu yaptılar. Kendini unutanla, kendini unutmayanı birbirine karıştırmadılar. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, Milliyetçi Hareket Partisi’ne, depremde söz verip de tutmayanlarla her gün yanında olanları ayrı ayrı değerlendirdiler. Geçmişte uğradığımız haksızlıklar, adaletsizlikler bir yana adayımız Haydar İkizler seçimi kazandı. Ona güvendiniz, biz de ona güvendik. Hepinize onu seçtiğiniz için yürekten teşekkür ediyorum. Kendisi söyledi. İl başkanımızın, milletvekilimizin, Sayın Gökan Zeybek’in gayretleriyle, bizim de kendilerine destek vermemizle 50 bin metrekare kilit taşı döşedi. İlçe merkezinde ve kırsal bölgelerde 15 kilometrelik yol yapmayı başardı. Belediyenin hizmet filosuna iki tane yeni araç kazandırdı. Türkiye Belediyeler Birliği’nden çöp kamyonu, damperli kamyon ve kepçe. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden 397 tane çöp konteyneri. İhtiyaç sahiplerine sosyal yardımlar. Kısıtlı imkânlara rağmen canla, başla çalıştı, koşturdu, gayret etti. O zaman da söylemiştim. ‘Biz ona güvendik. Siz de güveneceksiniz. Bir omzunda Ekrem Başkanımızın eli, bir omzunda Mansur Başkanımızın eli, biz de dimdik arkasında duracağız’ dedik.”
“PAZARCIK HAKKINI ALACAK”
“Öyle ki belediyelerimizden her ay öyle bin lira değil, milyon değil, milyar lira paramıza el koyuyorlar. Geçmişte harcamışlar, biriktirmişler, faizleri katlanmış. Şimdi Tayyip Bey ‘Silkeleyin bunları’ diyor. Paralarımıza el koyuyorlar. Bu kıt kanaat durumda, elimizden geldiğini bu söylediklerimle Haydar Başkan belediyeyi bu noktaya getirmiş durumda. İnşallah belediyelerin borçları azalacak, bitecek, daha fazlasını yapacağız. Ama esas önümüzdeki genel seçimlerde artık bu zengini sevip, yoksulu görmeyenler, bakan evlatlarını kollayıp, vatan evlatlarını unutanlar ve emeklimizi, asgari ücretlimizi açlık sınırının altına maaşlara mahkûm edenler. Geldiklerinde sekiz çeyrek altın alan en düşük emekli maaşını üç çeyrek altına düşürenler. Ayda beş çeyrek altını emeklimizin cebinden çalanlar. Aynı şekilde 7,5 çeyrek altın alan asgari ücreti, 4,5 çeyrek altına indirenler. Her gün enflasyona sizi ezdirenler. Gençlerimizin umutlarını tüketenler, ‘Yurtdışına gitmek istiyorum’ diye onlara söyletenler. İşsizlerimizi her geçen gün buhrana sürükleyenler… Artık kaçış yolu yok. Sandık gelecek, onlar gidecekler. Başka çaresi yoktur. Onlar gittiğinde bu ülkede bakanlık imkânları, devletin imkânları partizanca değil hakça, adilce dağıtılacak. Pazarcık gibi ihmal edilen ilçeler haklarını alacak. Açıkçası kısa çöp, uzun çöpten hakkını alacak. Her şey çok daha güzel olacak. Hepinize söz veriyoruz. Buradan ilçe başkanımıza, il başkanımıza, belediye başkanımıza, milletvekilimize verdikleri zorlu mücadele için onların şahsında bütün örgütümüze ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayına oy veren, sadece ve sadece sosyal demokratlara değil, Pazarcık’ın bütün demokratlarına çok teşekkür ediyorum. Güzel günlerde, acısız günlerde, ölümsüz günlerde hep beraber olmayı, varlık içinde, birlik içinde, dirlik içinde olacağımız yarınlarda birlikte olmayı ümit ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları