Özgür Özel’den Tayyip Erdoğan’a 'Zübük' yanıtı: 'Erdoğan’a bir ayna yollayın'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde hep birlikte Eskişehir’den haykırıyoruz. Medeni Kanuna, kadınların haklarına dokundurtmayız. Kadın demek Cumhuriyet demektir, kadın demek Atatürk devrimleri demektir” ifadelerini kullandı.
“MEDENİ KANUN’A, KADINLARIN HAKLARINA DOKUNDURTMAYIZ. KADIN DEMEK CUMHURİYET DEMEKTİR, ATATÜRK DEVRİMLERİ DEMEKTİR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir’de katıldığı halk buluşmasında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Arkadaşlar diyorlar ki, Tayyip Erdoğan’a bir Türk Dil Kurumu sözlüğü yollayalım. O sözlüğü açsın, zübüğün anlamına baksın. Ben dedim ki, zübüğe bakmak için sözlük yollamaya gerek yok. Tayyip Erdoğan’a bir ayna yollayın, ona baksın, zübüğü orada görür” diye yanıt verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir Odunpazarı Meydanı’nda halk buluşmasına katıldı. Özel, “Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde hep birlikte Eskişehir’den haykırıyoruz. Medeni Kanun’a, kadınların haklarına dokundurtmayız. Kadın demek Cumhuriyet demektir, kadın demek Atatürk devrimleri demektir” ifadelerini kullandı. Özel, şöyle konuştu:
“BOZKIRIN ORTASINDA CENNET YARATTI”
“Bugün 31 Mart seçimlerine 23 gün kala Eskişehir’deyiz. Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kampanyanın içinde bugün bir yerde olacaktık. Buna karar vermemiz gerekiyordu. Oturduk, düşündük, taşındık. Dedik ki, bizim bugün olacağımız yer, bozkırın ortasında bir cennet yaratan Yılmaz Büyükerşen’in, Türkiye’nin en tanınmış, en başarılı efsane yerel yöneticisi Yılmaz Büyükerşen’in ekibinde olan, son 5 yıldır birlikte çalıştıkları, genel sekreterlik görevi ile bütün Eskişehir’in, hem de hangi partiden olduğunu ayırmadan, belediyelerine ayrımsız hizmet götüren genel sekreterin, bir Cumhuriyet kadınının aday olduğu, Yılmaz Hoca’nın 31 Mart’ta bayrağı o Cumhuriyet kadınına gözü arkada kalmadan teslim etmek istediği ve 11 büyükşehrimizden sadece Aydın’da topuklu efemiz varken, bu seçimde 5 büyükşehirde gösterdiğimiz seçilecek adaylardan bir tanesi, genç bir Cumhuriyet kadını Ayşe Ünlüce ve onun destekçisi Eskişehir’in yanında olmak istedik. Eskişehir Cumhuriyet için önemli bir kent. İlk köy enstitüsünün kurulduğu kenttir. Devrim otomobilinin üretildiği kenttir. Demiryolu fabrikasının kurulduğu kenttir. Eskişehir, Yılmaz Büyükerşen ile birlikte bir üniversitenin Türkiye’nin çekim merkezi olduğu, hem örgün öğretimde hem de Türkiye’nin bütün zorluklarına rağmen, gelişen teknolojiyi, televizyonun varlığını görüp, eğitimdeki fırsat eşitsizliğine en temelden müdahale edildiği, açıköğretim uygulaması ile dünyaya örnek bir işin yapıldığı muhteşem bir kentteyiz. Eskişehir’le, Eskişehirlilerle gurur duyuyoruz. Odunpazarı gibi CHP için zor bir bölgede çok önemli işleri Hocamızla dayanışma içinde yapmış, Odunpazarı’nı bambaşka bir görünüme, bambaşka bir vizyona kavuşturmuş Kazım Kurt ile birlikte olmaktan da büyük mutluluk duyuyorum. Eskişehir nüfusunun önemli bir kısmı merkezde yaşıyor. Bir yanda Odunpazarı var, Kazım Başkan var. Diğer tarafta da hepimizin çok sevdiği Ahmet Ataç Başkanım var. Onunla birlikte olmaktan da büyük mutluluk duyuyorum.”
“CHP’NİN ALACAĞI 8 BELEDİYESİ VAR”
“Eskişehir’de 14 belediye ve bir büyükşehir belediyesi var. Bunlardan 7 tanesi şu anda bizde. Yani Eskişehir’de birileri başka hayaller görsün, Eskişehir’de CHP’nin daha alacağı 8 belediyesi var. Eskişehir’de sadece Ayşe Ünlüce ile değil Sevgili Zehra Konakçı’yla, Sevgili Safiye Keskin ile birlikte 3 kadın belediye başkan adayımız, genç arkadaşımız Hakan Karabacak ile birlikte tüm ilçelerde yaptıkları görevleri hakkıyla yaptıkları için yeniden devam eden, bundan sonra Eskişehir’e Yılmaz Hocanın vizyonu ile halkçı belediyecilik vizyonu ile hizmet götürmek isteyen, bugün CHP’de olmadığı halde artık bu hizmeti özleyen, ilçesinde de bir CHP’li belediye başkanı olsun isteyen Eskişehirlilere 15 adayımızın 15’ini de emanet etmeye geldik.”
“MEDENİ KANUN’A, KADINLARIN HAKLARINA DOKUNDURTMAYIZ. KADIN DEMEK CUMHURİYET DEMEKTİR, ATATÜRK DEVRİMLERİ DEMEKTİR”
“Bugün sabah sevgili Yılmaz Hocamız annelere, annelerimize ve kadınlara şükranlarını, minnetlerini sunduğu bir anıtın açılışına bizi çağırdılar. Orada da ifade ettim. Neredeyse 200 yıl önce kadınlar bir grevde hayatlarını kaybetti. O günden bugüne 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de kadın mücadelesi, kadın hakları mücadelesi önemli inişler, çıkışlar yaşıyor. Avrupa Birliği’nin en güçlü ülkelerinden kiminden 40 yıl evvel, kiminden 30 yıl evvel Atatürk’ün büyük vizyonu ve güveniyle, her birisi teker teker bunu hak ederek, Türk kadını seçme ve seçilme hakkını bütün gelişmiş ülkelerden önce aldı. Genç Cumhuriyet kadınlar için çok önemli kazanımları, hem miras hukukunu, hem nafaka hakkını, hem kadınlarla ilgili pek çok eşitlikçi düzenlemeyi hayata geçirdi. Ama geçtiğimiz 20 yıl içinde önce Adalet ve Kalkınma Partisi umut veren, bizim de hemen desteklediğimiz, oy verdiğimiz bir işi yaptı. İlk iş olarak değil ama günü geldiğinde İstanbul’da İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladılar ve Meclis’e yolladılar. Biz o sözleşmeyi hızla, bütün partiler oybirliği ile el birliği ile onayladık. İstanbul Sözleşmesi demek kadına karşı şiddete taviz yok demektir, kadın cinayetlerine en sert cezalar verilecek demektir, kadına karşı ayrımcılık olmayacak demektir. İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı o yıl, Türkiye’de son 15 yılda kadın cinayetlerinin ve kadına karşı şiddetin azaldığı tek yıl oldu. O günden sonra çeşitli uygulamalarla bunun pekiştirilmesi beklenirken AKP önce bu konudaki iştahını kaybetti, sonra durakladı. Sonra söylem olarak geriye gitmeye başladı. En nihayetinde yaşadığımız geçen seçimlerde birileri ile ittifak yapabilmek için, geçmişte Hizbullah terör örgütünden ceza alanları, domuz bağcıları savunan avukatları, onların ceza almış örgüt üyelerinin cezalarını Yargıtay’dan kaldırarak, yasak olan seçilme haklarını vererek, onların önemli kısmını aday yaparak ittifaklarına HÜDA-PAR’ı dahil ettiler. O HÜDA-PAR ki kadınları sokak hayvanları ile eş görüp, ‘bekâr kadınları derhal sahiplendirmek gerekir’ diyebilecek kadar şuurunu kaybetmiş. O HÜDA-PAR ki bunlardan ittifak için bir tek şey istedi. Dedi ki, ‘önce İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırın, ondan sonra kadına karşı şiddet yasasının kaldırın, ondan sonra nafaka hakkını kaldırın, ondan sonra kadınlara miras vermeyin’. Yani o HÜDA-PAR’ın önce İstanbul Sözleşmesi ile Tayyip Erdoğan’dan istediği en büyük şey buydu. İstanbul Sözleşmesi ile surda kadınları koruyan o çağdaş Cumhuriyetin surunda bir gedik açtı. Sonrasında şimdi saldırıyor. Hedefleri Medeni Kanun’dur. Hedefleri kadının mirastan hak almasının önüne geçmektir. Hedefleri kadının nafaka hakkına saldırmaktır. Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde hep birlikte Eskişehir’den haykırıyoruz. Medeni Kanun’a, kadınların haklarına dokundurtmayız. Kadın demek Cumhuriyet demektir, kadın demek Atatürk devrimleri demektir.”
“SİYASİ DÜZENBAZLIĞA KARŞI ESKİŞEHİR DÜRÜSTLÜKTEN ŞAŞMAZ”
“Şimdi bugün Eskişehir’den çok anlamlı bir isteğimiz var. 2 iş yapacaksınız Eskişehir’de bir Cumhuriyet kadınına sahip çıkarak. Bunlardan bir tanesi Atatürk’ün devrimlerine, kadınların Cumhuriyet ile birlikteki kazanımlarına, bir kadın yöneticinin böyle önemli bir görevi layıkıyla yapabileceğine duyduğunuz güvenle bir Cumhuriyet kadınına sahip çıkarak, kadının toplumdaki yerine sahip çıkacaksınız. İkincisi bir siyasi yankesiciliğe, bir siyasi düzenbazlığa karşı Eskişehir dürüstlükten şaşmaz. Milli irade hırsızlığına teslim olmaz demek durumundayız. Malum bundan sadece 8-9 ay önce Eskişehir sandık başına gitti. Eskişehir’in karşısına bütün partiler ve adaylar çıktı. İttifaklar vardı. CHP’nin de ittifak halinde olduğu İYİ Parti’nin de Eskişehir’de bir adayı vardı. Neydi iddiaları? Saraya itiraz. Neydi iddia? MHP’ye itiraz. Neydi iddia? Oyu verin, Millet İttifakı’nı iktidara getirin. Sarayı, saray ittifakını, Cumhur İttifakı’nı yenelim, yönetime biz gelelim diyerek, onları eleştirerek, Eskişehir seçmeninden oy istediler. Eskişehir’de önemli bir miktarda seçmen İYİ Parti’ye oy verdi. Seçimleri Cumhur İttifakı kazandı. Yani İYİ Parti’ye oy verenler o oyunu İYİ Parti’ye sarayın karşısında dursun ve MHP’nin yaptıklarının karşısında dursun, Cumhur İttifakı’na muhalif olsun diye verdiler. O güzel insanlar hala aynı fikirdeler. Verdikleri oyu alan birisi meğer o günlerde, iş insanı olan o birisi bir yandan muhalefetteymiş gibi yapıp, bir yandan AKP’den milyonlarca dolar teşvik alırmış şirketine. Seçim boyunca AKP’ye karşıyım diye Eskişehir’deki iyi insanların oylarını aldı, sonra milli irade hırsızlığı yaptı. Aldığı teşvik karşısında Eskişehir’deki İYİ Partililerin oylarını AK Parti’ye sattı, partisini sattı, taraf değiştirdi ve AK Parti’ye geçti. Bu milli irade hırsızlığıdır, bu siyasi yan kesiciliktir, bu Eskişehir’deki İYİ Partilileri ve Eskişehir’i kandırmaktır. Bu düpedüz para alıp da oyları AKP’ye götüren siyasi kalpazana karşı 31 Mart Pazar günü Eskişehir oyları ile Hanya’yı da gösterecek, Konya’yı da gösterecek.”
“ESKİŞEHİR KAVGA EDENLERİ DEĞİL HİZMET EDENLERİ SEVER”
“Eskişehir dürüstleri sever, Yılmaz Hoca gibi. Eskişehir çalışkanları sever, Yılmaz Hoca gibi. Eskişehir kavga edenleri değil hizmet edenleri sever. Bakıyorum, önüne gelenle kavga ediyor. Ayşe Hanım gibi hanımefendi, hizmet ve çalışma odaklı birisiyle her gün kavga etmek istiyor. Allah muhafaza bu gelse, Eskişehir’deki barış, huzur, refah ortamını bozar. Allah muhafaza gelse her gün bir belediye başkanı, birileriyle kavga eder. Kendini düşüneni değil kentini düşüneni, Ayşe Ünlüce’yi 31 Mart’ta büyükşehir belediye başkanı yapacağız.”
“SEÇİMLERDE REKOR BEKLİYORUM”
“Eskişehir bir yandan kadınların kenti, bir yandan da gençlerin kenti. Yılmaz Hoca’nın üniversiteye yaptıklarıyla, kente yaptıklarıyla birlikte Türkiye’nin en mutlu gençleri Eskişehir’de yaşıyor. Ancak Türkiye’de dört gençten üç tanesi zihninde bavulları çoktan toplamış. Fırsatını bulursam yurtdışına gitmek isterim diyor. İşte bu anlayışı değiştirmek için. Eskişehir Türkiye’nin en mutlu gençlerinin kentiyken, ben Eskişehir’de gençlerden, annelerinden, babalarından, Eskişehir’in bütün güzel insanlarından, gençleri mutlu eden, kadınlara sahip çıkan bu güzel Cumhuriyet kentinde seçimlerde bir rekor bekliyorum.”
“SÖZLÜK YOLLAYALIM DEDİLER”
“Eskişehirliler, bir yandan Tayyip Erdoğan da bir şeyler söylemiş. Dönmüş, bütün muhalefete zübük demiş. Şimdi gazeteciler buna bir yanıt bekliyorlar. Yahu bu lafa nasıl bir yanıt vereceğiz. Ne demek zübük? Açtık, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktık. Zübük demek kendi çıkarı için her yolu mubah sayan demek. Acaba bana oy vermezsen Hatay’a hizmet getirmem diyen zübük olabilir mi? Ordu’ya doğalgaz getirmem diyen zübük olabilir mi? Bir tek seçimi kazanmak için HÜDA-PAR’a taviz veren zübük olabilir mi? İkinci anlamı sözünde durmayan demek. Deprem bölgesine 650 bin konut lazım deyip, sadece 45 bin konutu bir yılın sonunda yapabilen, yüzde 90’ı sokakta bırakan acaba zübük olabilir mi? Üçüncü anlamı egoist. ‘Ben ekonomistim, her şeyi ben bilirim diyen, ben, ben, ben’ diyen egoist acaba zübük olabilir mi? Arkadaşlar diyorlar ki, ‘Tayyip Erdoğan’a bir Türk Dil Kurumu sözlüğü yollayalım. O sözlüğü açsın, zübüğün anlamına baksın’. Ben dedim ki, ‘Zübüğe bakmak için sözlük yollamaya gerek yok. Tayyip Erdoğan’a bir ayna yollayın, ona baksın, zübüğü orada görür’. Eskişehir’de iyi insanların, çalışkan insanların, güzel insanların müthiş bir birlikteliği Eskişehir’i bugüne kadar çok güzelleştirdi. Bu birlikteliği sürdürmeye hazır mıyız? Yılmaz Hoca’nın emanetine sahip çıkmaya hazır mıyız? Eskişehir’de Cumhuriyet kadını Ayşe Ünlüce’ye sahip çıkmaya hazır mıyız? Biz Eskişehirlilere bu güzel, çalışkan ekibi emanet ediyoruz. Onlara sahip çıkın, Eskişehir’e sahip çıkın. Size güveniyorum, size inanıyorum.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları