loading
close
SON DAKİKALAR

Platform kardeşlik köprüsü olmalı

Platform kardeşlik köprüsü olmalı
Tarih: 12.02.2012 - 17:45
Kategori: Sendika

Sendikal güç birliği’nin Diyarbakır toplantısında işçilerin isteği...

Türk-İş’e bağlı 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformunun 6. toplantısı Diyarbakır’da yapıldı.
Toplantıyı yöneten Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, ilk hedeflerinin 8 Aralık’taki Türk-İş kongresinde mevcut yönetimi devirmek olduğunu söyledi. Toplantıda söz alan Adıyaman, Diyarbakır ve Batmanlı işçiler ise platformun Kürt sorunun çözümü için mücadele etmesi çağrısı yaparak, taşeron işçilerin örgütlenmesi, bölgesel asgari ücret, ödünç işçi uygulaması ve kıdem tazminatına yönelik sorular sordular.

İşçiler, Sendikal Güç Birliği Platformunun Doğu ile batı arasında kardeşlik köprüsü olması gerektiğini ifade ettiler.  Cegerxwin Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya başta Diyarbakır, Adıyaman ve Batman’dan olmak üzere yaklaşık 300 işçi katıldı. Eğitim Sen, SES, Tüm Bel-Sen ve DİSK temsilcileri ile Yol-İş 1 No’lu Şube başkan ve yöneticileri de toplantıda yer aldı.

Toplantıya katılan TGS merkez yöneticileri üzerinde “gazetecilik için ayağa kalk” yazılı dövizler açarak tutuklu bulanan 64 gazetecinin durumuna dikkat çeken kampanyalarını duyurdular.

Kürt sorunu tüm ülkeyi yakıyor

Toplantıyı yöneten ve açılış konuşmasını yapan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Diyarbakır ve bölgenin 30 yıldır şiddetin ve acıların gölgesinde yaşadığını hatırlatarak buna neden olan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için adımlar atılacağına hükümetin daha önce denenmiş ve başarısız olmuş yöntemleri kullanarak, şiddet politikasıyla sorunu çözmeye çalışmasının, Kürt sorununu tüm ülkeyi yakan bir duruma getirdiğini söyledi. Bölgenin seçilmiş ve meşru temsilcilerinin, politikacılarının tutuklandığına, sorunun demokratik çözümünün önünü tıkadığına vurgu yapan Öztaşkın, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü yönündeki taleplerin aynı zamanda işçi sınıfının talepleri olduğunu belirterek “TEKEL direnişindeki sınıf dayanışması Kürt sorunun çözümü konusunda yol göstericidir” dedi.

‘Türk-iş’i değiştireceğiz’

Sendikal hareketin bir tıkanıklık yaşadığını ve sorunlara çözüm bulamadığını söyleyen Öztaşkın “Sendikalar küçülüyor, etkisizleşiyor, en önemlisi ise itibarsızlaşıyor. Biz bu duruma müdahale etmek istiyoruz. Türk-İş yönetimi bu sorunlara çare bulmaktan uzak bir konumda. Bizim bu yürüyüşümüzün ile ilk hedefi 8 Aralık’taki kongrede Türk-İş yönetimini değiştirmektir. 8 Aralık’ta Türkiye emek hareketi için bir merkez olabileceğimizi herkese göstereceğiz” diye konuştu. Oluşturdukları Sendikal Güç Birliği Platformunun emek talepleri yanında Kürt sorununun demokratik çözümüne de katkı koyacağını söyleyen Öztaşkın, “Biz hükümetin tüm şiddet yanlısı politikalarına karşı sınıfın tavrını ortaya koyacak ve barışı savunacağız” dedi.

Hükümet mevcutu destekliyor

Adıyaman’dan gelen İşyeri temsilcisi Ensari Bektaş platformun bölgesel asgari ücret, kıdem tazminatının kaldırılması ve Yol-İş’in bu platforma katılıp katılmadığına ilişkin sorularına Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel şöyle cevap verdi: “Bugün hükümet bölgesel asgari ücret, ödünç işçilik, kıdem tazminatı gibi işçi sınıfına yönelik uygulamaları hayata geçirmemesinin tek nedeni 8 Aralık’taki kongrede mevcut Türk-İş yönetimini zora sokmamak içindir. 9 Aralık’ta mevcut yönetim tekrar seçildiğinde bilinmelidir ki bu uygulamaları daha rahat hayata geçirecekler. Ama biz diyoruz ki 9 Aralık’ta Türkiye eski Türkiye olmayacaktır emek hareketi açısından. Biz DİSK, KESK ve hatta varsa Kamu-Sen ile birlikte bu saldırılara karşı ortak mücadele edeceğiz ve mücadeleyi ülke sathına yayacağız.”

“En son Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı tutuklandı. Nedim Şener, Ahmet Şık, Zarakolu, Vedat Kurşun. Gazeteciler cezaevinde. Belediye başkanları, meclis üyeleri, sendikacılar, dernek yöneticileri yani barış isteyen herkesi bir sürek avı ile cezaevine atıyorlar. Türkiye bir toplu mezarı, cezaevini andırıyor. Ama emek örgütleri bunlara karşı suskun. Sendikal Güç Birliği Kürt sorunu başta olmak üzere nasıl bir eylem ve söylem birliği sağlayacağını ortaya koymalı. Sendikal Güç Birliği ülkenin doğusu ve batısı arasında bir kardeşlik köprüsü olabilir. Bu bölgedeki anadil gibi talepleri batıdaki emekçilere taşıyabilir. Kürtlerin en temel hakları ve demokrasi taleplerini batı illerinde açıkça savunmalı” diyen Petrol-İş Batman Şube Başkanı Mustafa Mesut Tekik, Özel İstihdam büroları, kiralık işçilik kıdem tazminatı ve taşeron işçilerin örgütlenmesine yönelik çalışmalarda yapılmasını istedi.

Bölgede savaş var

Belediye-İş Diyarbakır Şube Başkanı Vezir Perişan, Türk-İş’in değişmesi için yüzünü kitlelere dönmesi gerektiğini belirterek platformun “Önce yönetime geleceğiz sonra mücadele edeceğiz” anlayışında olmaması gerektiğini vurguladı. Perişan, “Türk-İş Kürt sorununun çözümü için sürece katkı sunmalı, müdahil olmalı” dedi.

KESK adına konuşan Veysel Özekti ise platformu desteklediğini belirterek Kürt sorununun ülkenin en önemli sorunu olduğunu, platformun Kürt halkının mücadelesini desteklemesini istedi.

Belediye-İş Diyarbakır şubesi üyesi Sait Demir ise bölgedeki olayların bir çatışma değil bir savaş olduğunu belirterek “Tankla topla çatışma olmaz. 400 bin askerle çatışma olmaz. Bölgede yaşanan düpedüz bir savaştır” dedi. Bu savaşta Türk emekçilerinin çocuklarının asker olarak öldüğünü, ancak karşı tarafta ölenlerinde Kürt emekçilerin çocukları olan gerillalar olduğunun da bilinmesi gerektiğini vurgulayan Demir, “Sadece bir tarafın ölümlerini söylememek lazım ikisini birlikte söylemek gerek. Hakkari’de 14 gerillanın napalm bombalarıyla, vahşice öldürüldü. Malatya morgunda aileler cenazelerini tanıyamadı. Bu bir vahşettir. Buna dur demek lazım” diye konuştu.

Çözüm ortak mücadelede

Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi ise “Ülkedeki sorunların çözümünün anadilde eğitim mücadelesi veren Kürt halkı ile sendikal hakları, örgütlenme hakları için mücadele eden işçilerin birleşmesinden geçer” dedi. Bir çok ilde işçilerin anayasal hakkı olan sendikalı olma hakkını kullandığı için baskı gördüğünü, gözaltına alındığını, tutuklandığını belirten Servi, “Aynı baskıları daha ağır bir biçimde anadili, kültürü için mücadele edenlerde yaşıyor” diye konuştu. Hükümetin bölgede de, sendikal harekette de kendisi gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımadığını vurgulayan Servi, işçi sınıfı olarak baskılara karşı durmak gerektiğini yoksa yaşam hakkı tanınmadığını kaydetti.

İzmir’den gelen ve Basın-İş üyesi olan Cengiz Denli ise “Billur Tuz, Savranoğlu işçilerinden kardeş Diyarbakır işçilerine selam getirdim” dedi.  Sermayenin emekçileri sömürürken din, dil ve ırk ayrımı yapmadığını belirten Denli, “Biz de işçiler olarak din, dil ve ırk ayrımı yapmadan birleşerek mücadele etmeliyiz” dedi.

Diyarbakır TEKEL işçisi Cüneyt Karakuş 90’lı yıllarda Türk-İş’in hükümet deviren eylemler yaptığını hatırlatarak “Bugün ise Hükümetin yanında yer alıyor. TEKEL direnişinde bize destek olmadı. Şuan kalan 1500 TEKEL işçisi 100’er 100’er işten atılıyor. Güçbirliği buna karşı ne yapabilir. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordu.

Demokratik anayasa için mücadele

Adıyaman Petrol-İş İşyeri Temsilcisi Mustafa korkmaz ise yeni sendika yasası ile ilgili olarak Türk-İş’in hükümetle görüştüğünü ve “sendikalar kazançlı” çıktı açıklamasını yaptığını hatırlatarak güç birliğinin bu konudaki görüşlerini merak ettiğini söyledi.

Petrol-İş Batman İşyeri Temsilcisi Mehmet Akbel, Türk-İş’in TİS  sürecindeki pasifliğini ve sessizliğini eleştirdi. Adıyaman Petrol-İş İşyeri Temsilcisi Mehmet Dönmez Kürtlerin sadece dilini kullanmak ve özgürce yaşamak istediğini belirterek, bu mücadeleye katkı sunulmasını istedi.

Batman Petrol-İş üyesi Şeyhmus Çiçek ise Kürt sorununu 30 yıllık bir savaşa, 400 milyar dolara, 17 bin faili meçhul ve 100 bin insanın ölümüne neden olduğunu hatırlatarak, platformun yeni anayasa konusunda üst kimlikten arındırılmış demokratik bir anayasa için mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.

TGS Disiplin Kurulu üyesi ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Sultan Özer, Diyarbakır’a TGS yönetimi olarak hem tutuklu gazetecilerle görüşmeye hem de güç birliğini desteklemeye geldiklerini söyledi. Zarakolu ile birlikte tutuklu gazeteci sayısının 64’e ulaştığını hatırlatan Özer, “Yarın kimin hangi gerekçeyle tutuklanacağını kestiremez hale geldik. Bizler kalemimizi barışın hizmetine adadığımız için hedefteyiz” dedi. Türk-İş’i değiştirecek gücün Sendikal Güç Birliği Platformu olduğunu söyleyen Özer, “Şuan 10 sendika var. Bunu 20, 30’a çıkarmak gerek. Her işçi bir Türk-İş delegesini ikna etmeli. Mevcut yönetim devam ederse 9 Aralık’ta ne iş güvencesi kalacak ne de kıdem tazminatı” diye konuştu. Özer’in konuşması işçiler tarafından alkışlarla destek buldu. (Diyarbakır/EVRENSEL)

'Gazeteciler işçi sınıfının parçası'

TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi basın emekçilerinin de işçi sınıfının bir parçası olduğunu dile getirdi. Bu mücadelenin kamuoyuna duyurulmasında işçi sınıfına destek verdiklerini dile getiren İpekçi, mücadelenin birleştirilmesi gerektiğini söyledi.  Basın emekçileri olarak ayrıca basın ve ifade özgürlüğü mücadelesi de verdiklerini belirten İpekçi, Ragıp Zarakolu ile birlikte 94 meslektaşlarının cezaevinde olduğunu, buna karşı Gazetecilere Özgürlük Platformu olarak 2010 yılından bu yana Kürt-Sosyalist-Türk ayrımı yapmadan konuşma ve basın özgürlüğünü savunmak için birlik oluşturdaklarını söyledi. Avrupa Gazeteciler Federasyonun 5 Kasım'ı "gazeteciler için ayağa kalk" günü ilan ettiğini aktaran İpekçi, "O gün Avrupadaki gazeteci örgütlerinin Türkiye'deki meslektaşlarının sorunlarına dikkat çekecekler. 4 Kasım'da İstanbul'da da saat 14.00'de Galatasay Lisesi önünde yapılacak eyleme herkesi davet ediyoruz" diye konuştu. İpekçi, gazetecileri ve işçileri  baş kaldırmaya çağırdı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları