Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, ''Yahudilerin ciddi şekilde Türkiye’den kaçmaya çalıştığını görüyorum. Bir ülkede Yahudi nüfusu azalırsa o memleketin istikbali kararır. Medeniyeti taşıyan kavimdir Yahudiler'' dedi.
Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazı İşleri programına konuk oldu.
Doksat’ın konuşmalarından satırbaşları şöyle:
“Kanal İstanbul Projesi’ne kimler imza atacaksa tarih önünde çok büyük veballeri olacak. Bu proje sonucunda tektonik hareketler bozulacak, Karadeniz’in asit - baz dengesi değişecek, köpekbalıklarının sayısı artacak, yunusların sayısında azalma olacak.
Türkiye’de şu anda toplu hipnozla, bir iki kanal hariç beyinler yıkanıyor. Toplum bir paranoya tablosu içine sokuluyor, kimse kimseye güvenemiyor. Ülkede ciddi antidemokratik bir sistem var. Türkiye’de güvenlik ihtiyacı karşılanamaz hale gelmiştir.
İncirlik üssünde atom bombası hatta hidrojen bombası var. Bizim en büyük düşmanımız Amerika’dır. Amerika yapacağı her şeyi önceden planlar, filmini çeker ve sonra uygular. Neyse ki Amerika hep mağlup olmuştur. Vietnam’da, Kore Savaşı’nda rezil olmuştur.
ABD’nin yeni başkanı ciddi kişilik sorunları olan birisidir ve her şey bu adamın iki dudağının arasında.
Türkiye yeniden kaotik bir dönem giriyor. En büyük temennim Türkiye’nin bu dönemden en az yara ve bölünmeyle çıkmasıdır.
İktidarın karşısında ‘ya biat edeceksin ya da bu memleketten gideceksin’ haline sokulduk. Maalesef benim tanıdığım birçok “beyaz Türk” Türkiye’den kaçtı ve başka ülkelere yerleşti. Ama başka bir Türkiye yok.
Türkiye iyi bir yere gitmiyor. Ordunun ciddi bir kısmını tasfiye ettiler. İmam hatipleri tekrar gündeme getirdiler. Bir imam hatip mezununun bilimsel ve teknolojik konularda yeterince bilgi ve donanım sahibi olması mümkün değil.
Cumhurbaşkanı’nın sürekli kullandığı “onlar” lafı bir ötekileştirmedir. Kendisinden de biz diye bahsediyor. Ulusal veya milli fark etmiyor bu paranoyadır, aşırı şüpheciliktir.
Türkiye’nin bir an evvel Atatürk İlke ve Devrimlerini yeniden başlatacak bir sürece girmesi lazım. Bunun için halkımızın aklıselimine güveneceğiz. Bu millet, büyük millettir, çok badireler atlatmıştır. Türk halkı bir şekilde bu işin içinden de çıkacaktır.
Rahmetli Bölükbaşı’nın çok güzel bir lafı vardı: Bu memlekette en büyük ticaret din ticaretidir. Şu anda Türkiye’de iki tane sünni unsur arasındaki mücadelenin devam ettiğini görüyoruz. Ama insanların ömrü kısa. Sonuç olarak herkes ölecek ve Türkiye bir gün düzlüğe çıkacak, buna inanıyorum.
Toplumsal bir paranoyanın getirdiği travmayı yaşıyor insanlar. Maddi menfaatleri AKP’li olmayı gerektirdiği için AKP’den yana tavır alan ama rakısını, şarabını içen insanları tanıyorum.
Yahudilerin ciddi şekilde Türkiye’den kaçmaya çalıştığını görüyorum. Bir ülkede Yahudi nüfusu azalırsa o memleketin istikbali kararır. Medeniyeti taşıyan kavimdir Yahudiler. Dünya tarihine imza atmış pek çok büyük bilim adamı Yahudidir. Bugün Türkiye’deki Yahudilerden yurt dışına ve İsrail’e göç var.
Türkiye hala genel olarak feodaliteyi aşamamış bir ülkedir. Feodaliteyi ne kadar içinizde yaşıyorsanız o kadar çok ensest vakası yaşarsınız. Ensesti engellemek yasalarla bir yere kadar mümkün olabilir.
Türkiye Araplaştırılmaya, Suriyeleştirilmeye başlandı ve bu çok bilinçli olarak yapılıyor. Türkiye yeniden bir Milli Mücadele ve Kuvayi Milliye ruhuyla idare edilebilir hale gelirse ve vakti gelen de bu dünyadan göçüp giderse bu memleket düze çıkar.”