Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nde uzmanlık yapan 15 Temmuz darbe girişimini önceden haber veren Michael Rubin, kendisi hakkında dava açan Cumhurbaşkanı Erdoğan için 'Türk vatandaşı değilim ve Türkiye’de değilsem, Türk yasaları bana uygulanamaz.' dedi.
Türk basını geçen Cuma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerikalı Ortadoğu uzmanı Michael Rubin hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu. Anadolu Ajansı’na göre, Rubin hakkında, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “örgüt adına suç işlemek” gibi suç iddialarını içeren dokuz sayfalık bir dilekçe Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu.
Halen Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nde (AEI) uzmanlık yapan ve geçmişte de Pentagon için çalışmış olan Michael Rubin Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı. Sorular ve cevaplar karşılıklı ve yazılı olarak iletildi. Michael Rubin’in Amerika’nın Sesi'ne şu açıklamalarda bulundu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yolsuzluk iddialarınız var. Bu iddialarınızı destekleyecek herhangi bir kanıtınız var mı? Varsa neler?Michael Rubin: Önce, duruma bağlı kanıtlar bulunuyor. Erdoğan mütevazı olanaklara sahip biriyken multimilyarder biri haline geldi. Bu para nereden geldi, pek açıklanmadı. Hala bunun tatmin edici bir açıklaması yok.
Wikileaks tarafından açıklanan Amerikan diplomatik belgelerinde AKP’nin üyeleri bile Erdoğan’ın yosuzluğundan ve muhtemelen son on yıllık dönemde büyüyen İsviçre banka hesaplarından söz ediyor.
Diğer yandan 2014’te sızdırılan Erdoğan’ın telefon kayıtları var. Burada, evine polis baskını yapılacağını düşünen Erdoğan, evindeki paranın nasıl saklanacağını konuşuyor. Erdoğan bu kayıtlarla ilgili olarak sahte deyip geçiştirebilir. Ancak, yine o zamanda hem kendisinin hem de ailesinin davranış biçimleri tam tersi bir düşünceye işaret ediyor. Türkiye dışındaki diplomatlar ve istihbarat uzmanlarının çoğunluğu, bu kayıtların doğru olduğu yolunda değerlendirme yapıyor.
Son olarak, Ceyhan’dan ihraç edilen petrolün kaleme alınan kayıtlarıyla okunduğunda boru hatlarındaki saatlerin sunduğu rakamlar çelişiyor. Irak Enerji Bakanlığı yetkilileri aradaki çelişkiyi Barzani ve Erdoğan arasında yapılan daha farklı bir işin sonucu olarak açıklıyorlar.
Neden size karşı hakaret suçlaması var? Türk Cumhurbaşkanı’na hakarette bulundunuz mu?
Rubin: Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık, eleştiriyi, sorgulayıcı olmayı ve hakareti birbirine karıştırıyor. Bu nedenledir ki, o kadar çok gazeteci bugün Türkiye’de cezaevlerinde. Ben yolsuzlukları ve görevi kötüye kullanımını ve geçen yaz yapılan darbe girişimiyle ilgili anlatımı hakkındaki bir dizi soru işaretini yazdım. Benim sorularıma cevap vermek yerine beni kişisel olarak lekelemek Erdoğan için çok daha kolay. Bana karşı suç duyurusunda bulunma yoluna başvurmasını, kendi anlatımlarını kesen sorulardan ve kanıtlardan kaçınmanın nedeni olarak görüyorum.
Erdoğan istediği suçlamayı yapabilir. Ben bir Türk vatandaşı değilim ve Türkiye’de değilsem, Türk yasaları bana uygulanamaz.
'Tarihin Erdoğan için hoş şeyler söyleyeceğini düşünmüyorum'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türkiye halkına karşı nefret ve öfke duygularınız var mı?
Rubin: Hayır. İstanbul dünyada en çok sevdiğim şehirdir. Yirmi yıl kadar geriye gidersek, Türkiye’yi herhalde 30 kere ziyaret etmişimdir. Harvard Üniversitesi’nde doktora yaparken bir sömestr Osmanlı tarihi çalıştım. “Midle East Quarterly” dergisinin editörüyken Türk yazarların yazılarının yayınlanması sağlayarak Türk tarihçileri ve diplomatlarının Türkiye için endişe verici sayılan konularda seslerinin duyulması için çalıştım. Paşabahçe cam ürünleri biriktiriyorum. Daha açık söyleyeyim, farklı kesimlerden gelen çok sayıdaki Türk arkadaşım olmasa ki buna AKP içindekiler de dahildir, bu kadar iyi anlayarak ve etkili bir biçimde yazamazdım. Türkiye’ye dönüp bir yıl içinde Türkçe’yi öğrenmenin rüyalarını görüyorum. Farsça’yı İran’da ve Arapça’yı da Yemen’de bu şekilde eğitim çalışmaları yaparak öğrendim.
Hayır, Erdoğan’dan nefret etmiyorum. Kendisini bir kişi olarak tanımıyorum. Sadece demokratik bir lider olmadığını ve Türkiye’yi kolayca onarıp çıkamayacağı bir yola doğru götürdüğüne inanıyorum.
Belki Türkler’in yarısı benim gibi düşünüyor. Tarihin Erdoğan için hoş şeyler söyleyeceğini düşünmüyorum.
'Gülen’e ABD’de ikamet hakkı verilmesine daha baştan karşı çıktım'
Fethullah Gülen yapılanmasını destekliyor musunuz? Fethullah Gülen yapılanması için veya hiç bu yapılanma ile birlikte çalıştınız mı? Sizce, Fethullah Gülen Türkiye’ye iade edilmeli mi edilmemeli mi? Neden iade edilmeli veya edilmemeli?Rubin: Hayır, Fethullah Gülen örgütünü desteklemiyorum. Bir kere ben bir savunucu değil analistim. Amerikan olmayan hiçbir yapılanma için veya böyle bir yapılanma ile birlikte çalışmıyorum. Fethullah Gülen’i desteklemiyorum. AKP’yi desteklemiyorum. HDP’yi desteklemiyorum. MHP’yi desteklemiyorum. CHP’yi de desteklemiyorum.
Mesele Türkiye olunca, din ve inancın siyasette içtenlikten yoksun biçimde kullanılmasının, hem din hem de siyaset üzerinde çarpıtıcı bir etkisinin olduğuna inanıyorum. Ayrıca, Atatürk’ün büyük bir vizyona sahip olduğuna inanıyorum. Daha sonra gelen liderler haklı olarak onun bıraktığı sistemi demokratize etmeye çalıştı.
Ben, Fethullah Gülen’e ABD’de ikamet hakkı verilmesine daha baştan karşı çıktım. Ancak, Erdoğan arzu ediyor diye bu durum değişmemelidir. İki nedenden dolayı Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesinden yana değilim. Birincisi, Erdoğan ne derse desin Türk hükümeti Fethullah Gülen’in darbe girişimiyle bağlantısını gösterecek ikna edici bir kanıt sunamadı. İkincisi ise, kim Erdoğan’a ödün verirse, Erdoğan daha fazlasını ister. Ama, ödün verilmezse, talepleri ve gürültüsüne rağmen sonuçta yolunu değiştirir. Gazze üzerinde abluka kalkmayıncaya kadar ve ebediyyen İsrail’i izole edeceğini Erdoğan söylemedi mi?
“Cumhurbaşkanı Erdoğan toplumu siyasi ve ideolojik muhaliflerden temizlemek istiyor” derken ne demek istiyorsunuz? Açıklarmısınız.
Rubin: Bu belli. Erdoğan’ın kendi gündeminden farklı düşünen herkesi öfkeli komplo teorileriyle bir kenara itmek ve hapse atmak gibi bir geçmişi var. Bundan dolayı ki Türkiye gazeteciler için dünyadaki en kötü ünün sahibi bir hapishane haline geldi. Ergenekon ve Balyoz ve şimdi de FETÖ ile birçok masum kişi sahte kanıtlarla kendilerini hapishanede buldu. Birçok işadamı, Erdoğan’ın bir zamanlar teknokratik olan TMSF’yi ve diğer kurumları, kendisine destek vermeyenleri veya CHP gibi muhalif partileri destekleyenleri cezalandırmak amacı için kullandığını söylüyor.
“Reza Sarraf davasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rubin: Sarraf, Erdoğan rejiminin yolsuzluklarını ve çıkarlarını gösteren bir pencere.
Bildiğiniz kadarıyla, özellikle son Washington ziyaretinden sonra, Trump Yönetimi’nin Erdoğan ile ilgili düşünceleri ve algılamaları neler?
Rubin: ABD’nin politikası açık. Erdoğan’ın öncelikleri YPG’ye Amerikan yardımını durdurmak ve Gülen’in iadesini sağlamak idi. Her ikisinde de Erdoğan başarılı olamadı. Erdoğan’ın koruma görevlilerinin hareketleri ise, onun ciddi bir lider değil utandırıcı olduğu yolundaki Washington’da var olan duyguları teyit etti.
Sizce Türk-Amerikan ilişkileri nereye gidiyor?
Rubin: İyimser biri, ilişkilerin Johnson mektubundan sonraki gibi çok kötü olduğunu söyleyebilir. Karamsar biri ise gelecek birkaç yılda herşeyin çok daha kötü olabileceğine işaret edebilir.
Açıkçası, Edoğan, Türiye’nin geleceğini Rusya ile birlikte görme kararını vermiş görünüyor. Bu kendisi için ve ailesinin Putin ile iş bağlantıları açısından yararlı olabilir. Ama uzun vadede Türkiye’yi batırır.