loading
close
SON DAKİKALAR

Rutkay Aziz: Atatürk düşmanlığını anlayamıyorum

Rutkay Aziz: Atatürk düşmanlığını anlayamıyorum
Tarih: 11.04.2017 - 12:47
Kategori: Söyleşi

Oyuncu Rutkay Aziz gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Rutkay Aziz, 'Yaşananlara dayanamıyorum, içim acıyor, bu Atatürk düşmanlığını anlayamıyorum.'dedi.

Oyuncu Rutkay Aziz, Sözcü'den Yüksel Şengül'e gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Rutkay Aziz, 'Yaşananlara dayanamıyorum, içim acıyor, bu Atatürk düşmanlığını anlayamıyorum.'dedi. AKP iktidarının Atatürk'e düşman politika güttüğünü belirten Rutkay Aziz, buna rağmen halkın hep bir ağızdan İzmir Marşı söylediğine dikkat çekti.

Rutkay Aziz'in Sözcü'deki röportajı şöyle:

– Müdavimi olduğunuz Çiçek Bar…

Anıların olduğu bir mekan burası. Zeki Ökten orada, Tarık Akan ötede, arkamızda Nazım Hikmet… Burası bizim için bar ya da restoran değil, bir buluşma yeridir. Sinemayı, tiyatroyu ülkeyi konuşma yeridir. Çok kötü savrulduk, çok üst üste kayıplar verdik açıkçası. Yaşadıkça onları yaşatıyoruz işte.
– Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı başkanlık göreviniz sürüyor mu?
Elbette, Nazım Hikmet Vakfı başkanlığımız sürüyor, ayrıca biliyorsunuz Ankara Sanat Tiyatrosu'nda 40 küsur yıldır hizmet verdim. Her zaman siyasetin içinde oldum. Bu nedenle demokrasi kavgasını vermek için ille de Meclis'e girmeye gerek yok.

KANLI BİR OYUNUN İÇERİSİNDEYİZ

– Üç yıl önce yaptığımız röportajda şöyle demiştiniz: “Ortadoğu üzerinden oynanan oyunlar her zaman olmuştur. 

Türkiye bu oyunların etkisinden kaçamadı, kaçamayacak ve bedelini de ödeyecektir…”
Ortadoğu üzerinden oynanan oyunlar yıllar yılı sahnede zaten. Bunları söylemiş olmam büyük bir kehanet değil. Bir gün bu kanlı oyunun içine Türkiye'yi de çekecekleri belliydi, zaten sonunda da çektiler.
– Türkiye bedelini ödüyor…
Türkiye, Ortadoğu'daki oyunların içine girdiği için bedelini ödüyor, kim bilir daha ne kadar bedel ödemeye devam edeceğiz.
– Rutkay Aziz'in ülkede yaşananlardan etkilenme ölçüsü nedir?
Size içtenlikle söyleyebilirim, televizyondaki bazı görüntülere bakamıyorum, kaçırıyorum gözlerimi. İçim acıyor, dayanamıyorum. Biz ülkemizi, insanımızı, insanları severek büyüdük. En yüce değerin emek olduğunu öğrendik, bizi öyle büyüttüler. Bizim şanslarımız vardı tabii.

DİZİLER İŞKENCE HALİNİ ALDI

– Neydi o şanslarınız?

Aziz Nesin'i dinledik, Yaşar Kemal'i dinledik, Ruhi Su'yu dinledik. Artık bu tür modeller kalmadı. Artık başka türlü modeller var.
– Mesela…
Mesela, artık döneklik üzerinden, çirkinlik üzerinden gençlere model olanlar var.

– Rutkay Aziz'i ekranda görmek isteyenler çok özlediler, siz de özlemediniz mi?

Diziler ne yazık ki oyuncuları çok fazla yormaya başladı. Diziler işkence halini aldı. Bu nedenle tiyatro benim için hem daha disiplinli hem de daha uygar.
– Kurtuluş (1994) ve Cumhuriyet (1998) filmlerinde Atatürk'ü canlandırdınız…
Kurtuluş ve Cumhuriyet filmleri çok güzel çalışmalardı. Çok büyük bir sorumluluktu, büyük bir korkuydu. Tarihi bir görevdi bu iki film. Kurtuluş, iki yıla yakın bir zamanda büyük emeklerle hazırlandı. Turgut Özakman'ın Ziya Öztan'ın ve herkesin büyük emekleri vardır, çabaları müthiştir. Biliyorsunuz İsmet İnönü'yü oynayan Savaş Dinçel'i de kaybettik.

O FİLMLERİ DEPOYA ATTILAR

– Her iki filminizi de bir zamanlar 29 Ekimler'de 30 Ağustoslar'da ekranda görür, heyecanla izlerdik… Son yıllarda bu gelenek de bozuldu… 

Atatürk'ü oynadığım Kurtuluş ve Cumhuriyet filmlerini sanırım depoya attılar (gülüyor). Bunların Atatürk düşmanlığını anlamakta inanın çok zorlanıyorum. Dünyada örneği olmayan birisidir Atatürk. Bunu nasıl görmezler, anlamak çok zor. Ancak şunu söyleyebilirim, bunların Atatürk düşmanlığı, Atatürk sevdasını büyütüyor bu ülkede. Bakın artık maçlarda tribünler İzmir Marşı'nı söylüyor bir ağızdan, ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa…'

TARIK'I KAYBEDİNCE ÇOK DERİN BİR ACI YAŞADIM, YAŞIYORUM

– Hemen şu duvarda Tarık Akan gülümsüyor… Siz hiç ayrılmazdınız…

Ben Tarık'la 1967'de tanıştım ve o tarihten sonra da hiç ayrılmadık. Nazım Hikmet Vakfı'nda, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği'nde birlikteydik. Onu kaybedince çok derin bir acı yaşadım, yaşıyorum. Yalnız sinemamız değil, Türkiye çok önemli bir değerini kaybetti. Taş Mektep'i açarak, laik ve çağdaş insanların eğitiminde çok önemli rol oynadı.
– Siz Tarık Akan'la Silivri'deki Ergenekon duruşmalarını da izlemeye giderdiniz…
Ergenekon duruşmalarında Silivri'ye sık sık giderdi Tarık. Oradakilere moral verirdi.

TARIK ÇOK İSTEDİ, AMA YAPAMADI

– Üç kişiye toz kondurmazdı…

Evet, Tarık'ın asla toz kondurmadığı üç kişi vardı. İlki Atatürk, diğer ikisi de Nazım Hikmet ile İlhan Selçuk'tu…
– Yarım kalan ya da isteyip de yapamadığı bir çalışması oldu mu?
Nazım'ın ‘Memleketimden İnsan Manzaraları'nı film yapmayı çok istedi Tarık. Ben bunu tiyatroda yapmıştım ama sinema filminin çok zor olacağını söylemiştim ona. Kim bilir, belki birileri bunu hayata geçirir.

MİZAHA BİLE TAHAMMÜLSÜZLÜK VAR

– Bu mutsuzluklarımız ne zaman bitecek?

Bizler gözlemlemeyi severiz. Ben hayatın içinde olmayı, insanlarla iç içe yaşamayı seviyorum. Otobüs bekleyen insanların yüzlerine bakıyorum, hepsinin yüzünde hüzün ve soru işareti görüyorum. Umudu hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Bol bol Nazım Hikmet şiirleri okuyacağız.

– Yaşadığımız şu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Toplum olarak bir korku tünelinden geçiyoruz. Yüreğimizdeki umudun ateşi yolumuzu aydınlatacaktır, buna inanıyorum. 16 Nisan'da da hayırlısıyla ilk adım atılacaktır.

BİR ÇIKIŞ YOLU VAR

– Hiç değilse insanlarımızı güldürecek filmler diziler olsa…

Ne yazık ki mizaha bile tahammülsüzlük var. Her korkunun, baskının, sindirmenin çok yoğun olduğu koşullarda bile, demokrasi ve özgürlük mücadelesi muhakkak kendisine bir yol bulmuştur. Bu umut da beni yaşatan bir şeydir. Oyuna giderken de oyun oynarken de seyirciyle buluşurken de hep bu duyguları yaşıyorum. Bu da benim için mutluluktur.
– Şimdi de ‘Hayır'ı bekliyoruz.
Her dilde bir ‘Hayır' vardır. ‘Hayır' diyorum.

KEŞKE ÜLKEDE ADALET OLSA BİZ BU OYUNU OYNAMASAK

– 12 yıllık bir aradan sonra bu oyunla tiyatroya döndünüz…

Evet, Taner Barlas'la birlikte oynuyoruz ve ‘Adalet Sizsiniz' büyüyen bir ilgiyle izleniyor. Yargının siyasallaştığı üç tarihi olayı anlatıyoruz. Sokrates, Galileo, Sacco ve Vanzetti'nin uğradığı adaletsizliği yansıtıyoruz. Oyun, benim şu sözlerimle sona eriyor: ‘Bu bir adalet savaşıdır yüzlerce yıl süre gelen. Atatürk'ün deyişiyle istikbal ve hürriyet ancak adaletle gerçekleşir. Artık umutsuzluğa ve suskunluğa yer yok.' Muhsin Ertuğrul hocamızın yazılarına ‘Perdeci' imzasını atmasından esinlenerek kurduğumuz Perdeci Oyuncuları tarafından 150. oyuna perde açıyoruz. Oyun, Ümit Denizer tarafından kaleme alındı. Sahne tasarım ve kostümler Metin Deniz'e ait. Anadolu'da her yeri dolaştık, oyunumuzu oynadık. Bir ülkede adalet olmayınca, hukuk olmayınca bizim Adalet Sizsiniz adlı oyunumuza da talep artıyor. Keşke ülkede adalet olsa ve biz de bu oyunu oynamasak.

-Ödülü bol bir oyun oldu…

Bugüne kadar 6 ödül aldı Adalet Sizsiniz. Oyun gösterime girmeden 2012 Melih Cevdet Ödülü'nü kazandı. Bu dünyada ilk oldu.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları