Sabahattin Ali'nin katledilmesinin 75. yıl dönümü
Şair ve yazar Sabahattin Ali, 75 yıl önce bugün katledildi.
İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf gibi önemli eserlere imza atan unutulmaz yazar ve şair Sabahattin Ali'nin katledilmesinin üzerinden 73 yıl geçti.
Konya’da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk’ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla 1932'de tutuklanan Sabahattin Ali, bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yattı. Ali, Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla 1933'te özgürlüğüne kavuştu. Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara’ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı’na başvurarak yeniden göreve alınmasını istedi. Dönemin bakanı Hikmet Bayur’un ‘eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini’ istemesi üzerine Varlık dergisinde ‘Benim Aşkım’ adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk’e bağlılığını göstermeye çalışan Ali, aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü’ne alındı, Ankara II. Ortaokul’da öğretmenlik yaptı.
16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenen Sabahattin Ali, 1936’da askere alındı, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya geldi. Ali, yedek subay olarak askerliğini Eskişehir’de tamamladı, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi’nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başladı. 1940 yılında tekrar askere alınan usta yazar, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı’nda Almanca öğretmenliği yaptı.
Sabahattin Ali'nin yazdığı, ‘İçimizdeki Şeytan’ romanı milliyetçi kesimde büyük tepki topladı. Nihal Atsız’ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açtı. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamadı. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınan Sabahattin Ali, 1945 yılında İstanbul’a giderek gazetecilik yapmaya başladı. Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kaldı, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkardı. Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaştı, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle ‘Milli Şef’ İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatıldı, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açıldı.
Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yattı. Karşılaştığı baskılardan bunalan Ali, Ali Baba dergisinde yayımladığı ‘Ne Zor Şeymiş’ başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlattı:
"Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi.
Bir başka dava nedeni ile 1948’de Paşakapısı cezaevinde üç ay yattı. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlayan Sabahattin Ali, işsiz kalıp, yazacak yer bulamadı. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istedi ancak alamadı. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı bulamayan Ali, Bulgaristan’a kaçmaya karar verdi fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde 2 Nisan 1948 yılında öldürüldü.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları