İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı. Erez, KHK ile ihraç edilen akademisyenlerin sahneye koyduğu 'Timsah' oyunu hakkında açıklamada bulundu.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına katıldı. Erez, KHK ile ihraç edilen akademisyenlerin sahneye koyduğu 'Timsah' oyunu hakkında açıklamada bulundu.
Erez'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"1960'ta biz sokakta yürüyorduk. Polisler bu kadar çok hırpalamıyordu. Askeri yönetim 100 öğretim üyesini attı, biri de babamdı. (Atılanlar için) Kimisi eşcinsel kimisi komünistti dediler. Ben babamın 2 sene her sabah işe gidecek gibi hazırlanıp gidemeyeceğini anlayıp çöktüğünü gördüm. Sonra düzeldi. 2 sene sonra geri göndüler. Arkasından 1402'likler geldi. Şimdi de bunlar.
Kamudan ya da kamu dışından birileri atıldığında babamı hatırlıyorum. Bir memlekette demokrasi olmazsa insanlar kendilerini mutlu hissetmezlerse sağlık olmaz. Barış istiyoruz. Bunu istediğimizde gaz yiyoruz. (Seslerini duyurmak için) Daha farklı bir yöntem bulalım dedik. Haldun Taner'in bu amaçla oluşturduğu bir oyun vardı. Dostoyevski Timsah diye oyun yazmış, Haldun Taner bunu değiştirdi, geliştirdi, üniversiteden atılan adamın ruh halini gösteren bir oyun yaptı. Bütün hususi tiyatrolar o zaman sustular. Haldun Taner'in oyunu kısa radyo piyesi olarak takdim edildi. Haldun Taner'in eşine gittim. Haldun Taner'in Timsah'ında Dostoyevski'den hangi tarafları almış, hangilerinin almamış detaylarını biliyorum. Onu sahneye uyarladım. Meslektaşlarımızın üniversitenin dışına itilmesinden sonra arkadaşlarıma hadi bunu oynayalım, bunu Orhan Alkaya yapar, dedim. Bunu gündeme alacaktı, oynatacaktı. Kendisi de 1402'liklerle şehir tiyatrosunun dışına itilmiş. Orhan Alkaya bunu okuma tiyatrosu şeklinde yapacağım, dedi. Bu oyundan ücret almıyoruz. Basit bir oyun değil, barış isteğini dile getiriyoruz.
-(Adalet Yürüyüşü) CHP bu yürüyüşle çok daha aktif siyasete adım atmış oluyor. Uzun yürüyüş kısalardan çok farklı. İnsanlar yürüdüklerinde düşünme fırsatı buluyor. Bundan sonra ne yapsam iyi olur, diyor.
Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Havza'ya doğru giderken dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar, diyor. Aklı ve bilimi kendine referans gösteren 1. cumhurbaşkanımızdan esinlenmeyeceğiz de kimden esinleneceğiz. Tıbbi olarak böyle yürüyüşe alışkın olmayan insanların ayakları da patlar başına güneş de geçer.
-ABD'de zenci haklarını savunan Martin Luther King uzun yürüyüşler yapıyordu. Vardığı yerde yaptığı açıklamada 'çok yorulduk, canımız çıktı ama zararı yok, kendimizi çok iyi hissediyoruz' diyor.
-Tıbbın imkanlarından istifade etmek hükümetin iddia ettiği gibi masrafsız değil.
Asistanlar eğitimden şikayetçiler. Hastalardan sürekli MR isteniyor.
-Muayene yaptırmışsın, borcunu ödememişsin bir daha ilaç alamıyorsun. Vatandaşın bedava olacağını zannettiği sağlık hizmetinin bedeli giderek artıyor."