Uzmanlar, normal doğumda gelişebilecek komplikasyon riskinin sezaryene oranla daha az olduğunu ve zorunlu olmadıkça sezaryenden kaçınılması gerektiğini belirtiyor
Cerrahi bir müdahale olan sezaryenle doğum, komplikasyon riskini 3 kat artırıyor. Sezaryen, normal doğuma oranla hem bebek hem anne adayı için risk taşıyor ve ameliyatta karın içi organ yaralanmaları, kanama, kesi yerinde kanama, kanama veya başka sorunlara bağlı rahmin alınması olasılığı,
doğum sonrasında enfeksiyon oranı, anestezi komplikasyonları, hastanede uzun kalma oranı artıyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ümit Korucuoğlu, en sağlıklı doğumun ne olduğuna ilişkin tartışmaların yıllardır yaşandığını, ancak vajinal doğumun standart
doğum şekli olduğunu söyledi.
Teknoloji ve bilimdeki gelişmelere paralel değişen bireysel tercihlerin değişebildiğini belirten Korucuoğlu, cerrahi teknik ve malzemelerdeki gelişmelerin yanı sıra anestezi tekniğindeki ilerlemelerin de
sezaryen doğumu kolay ve kabul edilebilir hale getirdiğini ifade etti.
Korucuoğlu, bir yandan tıbbi bir neden olmaksızın annenin isteği ile sezaryenin etik olup olmadığının, bir yandan normal ve
sezaryen doğumun anne ve bebek üzerine etkilerinin araştırıldığını dile getirerek, ''Bugün için elde edilen sonuçlar, vajinal doğumun anne ve bebek için daha az komplikasyona neden olduğu yönündedir ve yapılması gereken bu bilgiyi tarafsız olarak, doğru bir şekilde
doğum yapacak anne adayı ile paylaşmaktır'' dedi.
Günümüzde birçok anne adayının doğal seyri ne zaman biteceğini bilmedikleri, birkaç hafta içinde değişebilen bir
doğum beklentisini katlanılmaz bulabildiğini dile getiren Korucuoğlu, şunları söyledi:
''Normal doğumun zor olan doğası gereği, hayatlarını planlama imkânı veren
sezaryen doğumu tercih edebiliyor. Burada hekimler de aynı avantaja sahip oluyor. Beklentiler ve hayat şartları, tıbbı malzeme, ilaç ve anestezide gelişmeler, başta hekim olmak üzere
sezaryen doğuma yönelimi hızlandırmıştır. Sağlıklı kadınlarda planlı
sezaryen oranları da çok az bir risk artışı olduğu ya da hiç risk taşımadığı gibi bir inanışla gittikçe artmaya başlamıştır. Fakat araştırmalar bunun böyle olmadığını göstermektedir. Planlı olarak sezaryene alınan düşük riskli kadınlar ile normal
doğum yapan kadınları karşılaştırdıklarında
sezaryen grubundaki anne, cerrahi müdahalenin ve anesteziye bağlı olarak daha fazla risk altında kalmaktadır ve herhangi bir sorunla karşılaşma riski yaklaşık 3 kat artmaktadır.
Sezaryen grubunda ameliyat esnasında karın içi organ yaralanmaları, kanama, kardiyak arrest, kesi yerinde kanama, kanama veya başka sorunlara bağlı rahmin alınması olasılığı,
doğum sonrasında enfeksiyon oranı, anestezi kompikasyonları, venoz tromboemboli, hastanede uzun kalma oranı artmaktadır. Bunun yanı sıra
sezaryen doğumda cerrahi girişimin ve anestezinin riskleri doğumun risklerine eklenmektedir. Anne ile ilgili olarak karın içi organ yaralanmaları da ek sorunlar doğurabilir. Bunlar
sezaryen anı ve hemen sonrasında ortaya çıkacak komplikasyonlardır.
Ayrıca geçirilmiş sezaryene bağlı uzun dönem veya sonrasında da sorunlar karşımıza çıkabilir. Geçirilmiş
sezaryen olgularında eşin önde gelmesi, eşin uterus duvarına anormal olarak yapışması, eşin (doğumdan önce) vaktinden önce tutunduğu yerden ayrılması, uterusun yırtılması ve tüm bunlara bağlı rahmin alınmasının ve yeniden
sezaryen ile
doğum gerekliliği artar. Bu komplikasyonlar hem anneyi hem de fetusu tehlikeye sokacak şiddette komplikasyonlardır. Yine son araştırmalar
sezaryen sonrasında taburcu olduktan sonra da anneye yapılması gereken tıbbi bakımın daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Tüm bunlar planlı
sezaryen kararı verirken hastanın ve hekimin dikkate alması gereken durumlar olmalıdır.''
Kadınların normal
doğum sonrasında en çok idrar kaçırma, gaz kaçırma ve genital organların fıtıklaşmasından ve doğumda vakum kullanılması halinde bebeğin zarar görmesinden endişe ettiklerini anlatan Korucuoğlu, ''Normal
doğum ile karşılaştırıldığında fetus için
sezaryen doğumda risk özellikle solunum yolları komplikasyonları ve yaralanmalar açısından artmaktadır'' diye konuştu.
Korucuoğlu, normal yoldan bir doğumun gerçekleştirilmesinin anne ve bebek için daha iyi olduğunu gösteren kanıtların mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, ''Anne adayı, sadece ağrıdan sakınmak adına
sezaryen doğuma karar vermemeli. Doğum ağrılarının hastanın tahammül sınırlarının aştığı noktada ağrının hissedilmesine engel olan anestezi tekniklerinin uygulanarak (ağrısız doğum-epidural anestezi) ağrıların rahatlatılması mümkündür'' dedi.