Yetkililerinin sığınmaevlerinde “Hayat kadınları diğerlerinden ayrı bir bölümde kalsın” önerisini kadın örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.
Aile Bakanı Fatma Şahin’in başkanlığında önceki gün Ankara’da yapılan toplantıda söz alan SHÇEK yetkilileri, “Sığınmaevine başvuran hayat kadınları fuhuş yaptığını gizliyor ve şiddet tehdidi altında olduğunu belirterek yardım istiyor. Biz de acil durumda olduklarını düşünerek, hemen kabul ediyoruz. Daha sonra araştırınca, asıl meslekleri ortaya çıkıyor. Ancak o zamana kadar, sığınmaevinden ayrılmak üzere olan kimi kadınları ayartarak, kendi mesleklerine yönlendirebiliyorlar. Bunun örneklerini yaşadık” sözleriyle kendilerini savunurken, toplantıya katılan kadın örgütleri buna tepki gösterdi. Projeye karşı çıkan Kadın Dayanışma Derneği Gaziantep Temsilcisi Aynur Yıldıran, “Bir kadın tehdit ve şantajla yıllarca fuhuş yapmaya zorlanmış ve bu hayattan kurtulma fırsatını yakalayamamış olabilir. Sığınmaevleri bu kadınlar için bir fırsata dönüştürülmeli. Bu kadınlara kapıyı kapatmak, çetelere, mafyaya teslim etmek anlamına gelir. Fuhuştan kurtulmak isteyen kadının gideceği başka yer de yok. Bu kadınları, sığınmaevindeki diğer kadınlardan farklı bir bölüme yerleştirmek ayrımcılık olur” dedi.
‘Ayrımcılık yapmadan kapıları açıyoruz’
Mor Çatı’dan Melike Keleş de SHÇEK’in önerisini eleştirdi. Şiddetten veya fuhuştan kaçan kadınların kategorize edilmesinin yanlışlığına dikkat çeken Keleş: “Temsil ettiğim Mor Çatı Vakfının da sığınmaevi var. Bize başvuran kadın kim olursa olsun, ayrımcılık yapmadan kapımızı açıyoruz. Bugüne kadar herhangi bir sorun da yaşamadık. Kadınların geçmişi kimseyi ilgilendirmez. Sığınma noktasına gelen bir kadını, hayat kadını olup olmama kriterine göre sınıflandırmak ve ayırmak, ötekileştirmektir” dedi.
Sığınmaevlerine başvuran kadınların en fazla 6 ay kalabildiklerini hatırlatan Keleş, süre sınırlamasını da eleştirdi. (ANKARA)
Nikah yoksa sığınma yok!
Ankara’da 30 yaşındaki Aysel A. “imam nikâhlı” eşi Emin K. tarafından, maaşını vermediği gerekçesiyle dövülerek hastanelik edildi. Yüzü şişip moraran Aysel A. 4 yaşındaki kızını alarak, Ankara Adliyesi’nde savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Adli Tıp Raporuyla birlikte yeniden savcılığa dönen Aysel A, gördüğü şiddeti anlattı ve birlikte yaşadığı kişi tarafından, şikayetçi olduğu gerekçesiyle, bu kez de “Seni öldürmeden polise teslim olmayacağım” diye tehdit edildiğini belirtti.
Ancak Aysel A.’ya savcılık, “imam nikâhlı” olması nedeniyle 4320 sayılı “Ailenin Korunmasına Dair Kanun” kapsamında mahkemece tedbir kararı verilemeyeceğini bildirdi.
Aysel A.’nın daha önce de eşi Emin K. tarafından bıçaklanarak yoğun bakımda yattığı ortaya çıktı. Emin K.’nın bıçaklama olayı yüzünden cezaevine girdiği, ancak mahkemede genç kadının şikâyetini geri çekmesi üzerine serbest bırakıldığı öğrenildi.
Savcılık yetkililerinin “Mevcut kanuna göre bu yönde kararlar veriyoruz. Bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Şu andaki kanuna göre, evli olmayanlarla ilgili koruma ve tedbir kararlarını verecek olan tek yetikili makam kaymakamlıklardır” dediği belirtiliyor.