Fukuşima nükleer felaketi, Avrupa ülkelerinin nükleer reaktöre olan bakış açılarını kökten değiştirmekte kalmayıp, politikacıları kolay olmayan ama cesaret gerektiren siyası kararlar almaya zorluyor.
Belçika 2010 yılından beri hükümet krizi yaşayan bir ülke. Kuzeyde zengin ve çoğunluktaki Flamanlarla, ülkenin güneyindeki Valonlar arasında süren müzakereler sonuçsuz kaldı. Hükümet kurmakta zorlanan siyasi partiler, ülkedeki
nükleer santrallerin geleceği konusunda anlaştılar ve taraflar
nükleer santrallerin göreceli olarak kapatılması kararını verdiler. 2015 yılında ülkenin en eski üç
nükleer reaktörü, 2025 yılına kadar da geri kalan tüm reaktörlerin kapatılmasına karar verildi.
Belçika'da 2
nükleer güç santralinde bulunan 7 reaktör ülkenin elektrik ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılamakta. Ülkede ilk
nükleer reaktör 1974 yılında işletilmeye başlanmış. Belçika hükümeti 2003 yılında
nükleer reaktörleri kapatma kararı almış, ancak 2009 yılında eski
nükleer reaktörlerin çalışma sürelerini on yıl uzatmıştı. Bugün alınan karar doğrultusunda 2015 yılında eski reaktörlerin hepsi kapatılacak.
Siyasi görüş ayrılıkları veya farklı bakış açıları olmasına rağmen, konu
nükleer olunca herkes hemfikir. Nükleer eski, tehlikeli ve geleceği olmayan enerji kaynaklarının başında geliyor. Dünyanın enerji portföyünden hızla yok olan
nükleer enerjiye neden Türkiye sahip çıkmak istiyor ki?