Partilerde önce demokrasinin kendi içinde yani evde evin içinde olması gerektiğini...
Beykoz Vakfı ve www.istanbulgercegi.com haber sitesinin ortaklaşa düzenlediği “Siyasetin Demokratikleşmesinde Siyasi Partilerin Rolü” paneli Beykoz Vakfı’nın Beykoz’daki konferans salonunda çok sayıda katılımcı ile yapıldı.
Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören açılış konuşmasında 20 bin kişiye ve tüm üyelere, partilere, basına mail ve sms atarak “Siyasetin Demokratikleşmesinde Siyasi Partilerin Rolü” toplantısını duyurduklarını. Türkiye’nin demokratikleşmesi sürecinde temel bir unsur olan panel konusunu birçok platformda paylaştıklarını. Panelde; siyasi partiler kanununda neler değişti, siyasi partilerde nelerin değişmesini istiyoruz, partilerdeki anti demokratik konuların nasıl aşılacağı meselelerinin tartışılacağı bilgisini verdi.
Partilerde önce demokrasinin kendi içinde yani evde evin içinde olması gerektiğini ve üyeliklerin tüzüklerde belirtildiği gibi hakim karşısında yapılması ile kimin üye, kimin delege olduğunun belli olacağını. Partilere din, dil ırk, hemşericilik, zengin-fakir ayrımı yapmadan demokratik bir şekilde üye olup herkesin seçme-seçilme haklarını özgürce kullanabilmesi, eşit hak ve katılımlarla sağlayacağını.
Türkiye siyasetine bu vesile ile büyük katkılar verebileceklerini, barış içinde yaşayabileceklerini, siyasetteki kalitenin mutlaka artması gerektiğini ve bu konuların da uzmanlar tarafından toplantıda irdeleneceğini söyleyerek sözlerini bitirdi.
Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören toplantıyı yönetmek üzere www.istanbulgercegi.com haber sitesi yayın yönetmeni ve yazarı İmambakır Üküş’ü ve konuşmacılar Eski Kültür Bakanı ve CHP PM üyesi Ercan Karakaş, KAGİDER Eski Başkanı ve CHP PM üyesi Gülseren Onanç ve DİSK Tekstil Sendikası başkanı Rıdvan Budak’ı sahneye davet etti.
İmambakır Üküş “Siyasetin Demokratikleşmesinde Siyasi Partilerin Rolü” konusu olan demokrasi mücadelesinin en önemli aracı olan siyasi partiler ne yazık ki demokrasinin geliştirilmesi konusunda her zaman beklenen ve olması gereken tavırlarını koyan kuruluşlar olmadılar, olamıyorlar.
Demokrasinin olmazsa olmaz bir parçası olan siyasi partilerin siyasetin demokratikleştirilmesinde ki rolü çok tartışmalı. Türkiye çok sancılı bir demokrasi dönemi yaşamış. 1925'e kadar çok partili hatta sosyalist partiler bile var. Şeyh Sait isyanı ve sonrasında çıkarılan tahkiri sukun ile birlikte tüm siyasi partiler, kitle örgütleri, dergiler ve sendikalar kapatılıp tek partili bir rejime doğru gidiliyor. Daha sonra kısa bir 1946'da çok partili yaşama geçiş için bir deneme yapılıyor. O denemede de kurulan iki sosyalist parti, dergiler ve sendikalar altı ay içinde tekrar kapatılıyor. Ama bu çok sancılı dönemden sonra 1950'lerde çok partili bir demokrasiye CHP'nin öncülüğünde dünyanın o günükü şartlarına göre bata çıka bir demokrasi mücadelesi bir şekilde yürütülüyor. Mücadelenin en önemli unsuru olan siyasi partiler, Ülkeye demokrasi getirecek veya demokratikleşmesinde büyük etkisi olacak siyasi partiler kendileri kendi iç işleyiş konularında ne kadar demokratikler işte bu konu tartışılacak.
Siyasi partiler kanununda ön seçim yapılması şartı vardı. Bu şart 12 Eylül anayasası ile ortadan kaldırıldı. Tercihli bir hal aldı ve siyasi partilerde bu tercihi kullanmıyorlar. Bu konuda siyasete başladığı günden beri parti içi demokrasi konusunu savunan panelin ilk konuşmacısı CHP PM üyesi
Ercan Karakaş konuşmasına başladı.
CHP PM üyesi Ercan Karakaş; "halkın milletin meselelerine kafa yormak ve bu konuları tartışmak gerekiyor. Konumuz da tam bunun üzerinde bir konu.
Dünya üzerinde siyasetin büyük bir krizi var. Temsili demokrasinin büyük bir kriz sorunu var. Partilerin üyeleri azalmış oy vermeye gidenler sayısı oldukça düşmüş, partilere güven azalmış. Bir yerde küreslleşme olgusu iletişim ve ulaşımı hızlanmış olması bir takım yararlar sağlıyor ama aynı zamanda çok riskli bir takım durumlarda var. O küreselleşme aynı zamanda bütün büyük sermayeye dünya çapında operasyon yapıyor hale getirmiş.
Diyorlarki siyaset bize çok karışmasın, kurallar koymasın, sosyal devlet, sosyal haklar, sendika bize yük oluyor. Dolayısıyla bize uysunlar demokratik siyaset yapmayalım. Demokratik siyaseti ortadan kaldıralım, sağ siyaset buna zaten uygun bir durumda oldukları için kriz çıkıyor.
Fakat batıdaki fark şu; bu krizi algılıyorlar, temsili siyasetin krizi var, yaşadıkları siyasi çıkmazları, siyasi değişimleri ele alıp parlamentolarında tartışıyorlar. Tartışıp yeni çözümlerle geliyorlar. Çok kısa bir zaman önce Almanya Polonya da yaşları 30'un üstü olmayan gençler, internet gençliği bu siyaset anlayışına karşı oldukları için internet üzerinden örgütlenip adınında korsan parti koydukları bu oluşomla Almanya da %8.9 Polonya da %3'ün üstünde oylarla parlemontada temsil edilebilir duruma geldiler. Bu gençlere bakıyorsunuz onlar Almanya, Polonya ve İsviçre'deki siyaset bize uygun değil, kapıları gençlere kapalı,bizi almıyorlar, bize sadece oy verme günlerinde başvurmayın diyerek protesto ediyorlar ve halktan da destek alıyorlar. Siyaset heryerde bir yenilenme arayışı içindedir. Şimdi bize gelirsek bizde tabi siyaset gerçekten başlı başına yenilenmesi gereken bir faaliyet alanı.
Anayasa tartışıyoruz; siyasetin demokratikleşmesinden ne anlıyoruz, bu konuda anayasada ne yapmamız lazım, yasalarda ne yapmamız lazım partilerin iç işleyişinde ne yapmamız lazım bunların hepsini konuşmamız lazım.
Siyasetin demokratikleşmesi dendiği zaman ben şunu anlıyorum diyen Ercan Karakaş; siyaset kurumlarının 1)Daha üretken olması 2) Halka yakın olması 3) Saydam-şeffaf olması lazım, kendi iç işleyişinde mutlaka demokrasiyi hayata geçirmesi gerekiyor 5) Muhalefetteyse bu parti iktidarı iyileştirmek için eleştiriyorsa aynı zamanda da eleştirinin yanında alternatifleride, çözümleride önermesi gerekiyor. Siyasi kültür olarak uzlaşmak, müzareke etmek konusunda çok zayıfız.
Siyasetin yenilenmesi derken bu 5 unsurda Türkiye'de çok zayıf olduğunu anlattı.
Demokrasiye sahip olması için anayasamızda ki siyasi partiler kanunu düzenlenmeli." diyerek sözlerine devam etti.
CHP PM üyesi Gülseren Onanç, siyasete kadın çalışmaları ile girdiğini amaçı ve ütopyasının "Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için siyasete" başladığını anlattı. Siyasette değişmesi gereken çok konu olduğunu, partiye giriş süreci sırasında parti içi demokrasinin işleyişindeki eksiklikleri örneklerle açıkladı. Bu konuda mücadele edeceğinden demokrasinin yalnız kendimize değil herkese olması gerektiğini yazılan çizilenlerin sadece kağıtlarda kaldığını ama mutlaka insanların kafalarına yazmalıyız diyerek konuşmasında samimi bir şekilde görüşlerini sundu.
DİSK Tekstil Genel Başkanı
Rıdvan Budak sözlerine en çok yakalamakta zorluk çektiğimiz konunun insanımızın, yöneticilerimizin ve Türkiye'nin değişimin hızını yakalamakta olduğunu ve siyasetin temel amacı olan ülkesini, insanını mutlu etme işini başaramadığını söyledi.
2008-2010 üretim dışı kazanç, finans kurumlarının başlattığı problemler ile krizler yaratıldığını. Kapitalizmin çok canlı olması sebebiyle artık dünyayı serbest piyasa ekonomisi adı altında kapitalizmin tek başına egemen olduğu bir anlayışıylada yönetilemeceğinin ortada olduğunu söyledi. Bu süreçlerde sol partilere ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Bir tarafta obezlerin bir tarafta açların olduğu bir ülkede yaşadığımızı, eşit hak ve eşit paylaşım için sol yönetimlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Son yılarda ülkenin borçlarının 3 misli arttığını, bugün özel sektörün borçlarının 10 misli oldugunu konuşmasında açıkladı.
Fakat kimsenin bir tek fabrika bile açmadığını ve üretim de dışa bağımlı hale geldiğimizi anlattı. Bugünkü iktidarın sürekli işçinin hak ve hukukunu elinden almak için yasalar yaptığından, kıdem tazminatı, çalışma saatinin 48 saatden 56 saate çıkarılmaya çalışıldığını söyledi. Sendikalarda yeni sendikacılar yetiştirmeye çalışıyoruz ve insanlar işlerinden oluyor her çeşit anayasal haklarının ellerinden alındığından bahsetti.
CHP'nin bu boşluğu önce kendi kademelerinde parti içi demokrasiyi uygulayarak halkın yanında halkcı bir duruş sergilenmesi ile herkesin güvenini alacağını. Demokrasinin partilere güç katacağını ve güçlenerek büyüyeceklerini anlattı.
CHP 1. Bölge Milletvekili Mahmut Tanal, Beykoz Vakfı üyeleri, www.istanbulgercegi.com okurları, CHP Beykoz İlçe başkanı Nagihan Akan, Büyükçekmece CHP üyeleri, Cihangir, Pürtelaş Hasan Efendi Mahallesi muhtarı Günsel Bilgiç panele katılanlar arasındaydı.