SP'li Bülent Kaya, Can Atalay kararı hakkında konuştu; 'Meclis Başkanı seçildikten sonra 600 milletvekilinin başkanı olarak hareket etmiyor'
Saadet Partisi Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Hatay Milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesinden önce söz aldı.
Saadet Partisi Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya;
Öncelikle, her ne kadar bugün Meclisi siz yönetiyor olsanız da birazdan ileteceğim hususlar Meclis Başkanının kendisine ve iktidar partisinin karar verici kişisine ait, dolayısıyla şahıs olarak üzerinize almamanızı temenni ederek sözlerime başlıyorum çünkü siz bugün Başkan Vekili olarak bunu yönetiyorsunuz. Karar Meclis Başkanının kendisinin de değil, Meclis Başkanı sadece kendisine bildirilen kararı size iletti, görev sizde olduğu için siz de bunu okumak durumundasınız; o açıdan, sizi anlayışla karşılıyorum.
Can Atalay’la ilgili bir mahkemenin Anayasa’ya aykırı bulunan gerekçeli bir kararı Meclise daha önce iletilmişti, zannedersem altı ay önce. Sayın Meclis Başkanı bunu okutmayarak Anayasa Mahkemesinden gelen sonucu beklemek üzere bekletti. Meclis Başkanlığı olarak gündemi parti gruplarıyla birlikte değerlendirip müzakere etmemiz lazım ki partiler Genel Kurula gelirken gündeme yeterince hazırlık yapabilsinler diye. Dolayısıyla, biz sizinle saat 14.55’te Danışma Kurulu toplantısının bitiminde sohbet ederken siz Can Atalay’la ilgili kararın Genel Kurulda okutmak üzere size iletildiğini ifade ettiniz. Biz de sizden bir süre talep ettik çünkü bu Anayasa’ya aykırılığı bizim diğer parti gruplarıyla konuşmamız lazım. Sayın Meclis Başkanımız böyle önemli bir konu konuşulurken şu an yurt dışında, onunla konuşmamız lazım çünkü nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa’ya uymayan bir kurum durumuna düşecek ve biz bunu üzülerek iktidar partisinin grup başkan vekillerinin canlı yayında televizyonlara “Biz bu kararı bu hafta okutmayı planlıyoruz.” sözlerinden öğreniyoruz. Paralel bir Meclis yapısı var da bizim mi haberimiz yok Sayın Başkanım? Eğer bir konu Meclisin gündemine gelecekse bu Meclis Başkanımız ile iktidar partisinin kendi arasında konuşacağı bir konu değil, gruplarla konuşması lazım. Biz iktidar partisinden sonra bu konuyu öğreniyorsak bu Meclisin çalışma kültürüne aykırı olduğu gibi, Meclis Başkanı seçildikten sonra 600 milletvekilinin başkanı olarak hareket etmiyor, AK PARTİ'nin bir mensubu olarak hareket ediyor manasına geliyor. Onun için sizden de istirhamımız bu geleneği lütfen bozmayın, bugün bu kararı okutmayın. Hiç olmazsa iktidar partisiyle beraber Meclis gündemini müzakere ettiğiniz gibi bize de bu konuda gerekli çalışmaları yapma imkânı tanıyın. Aksi takdirde, iktidar grubuna daha önce haber verdiğiniz bir konuyu bize son dakika haber vermiş bir Meclis Başkan Vekili durumuna düşersiniz; bunu da herhâlde Meclis Başkanımız yapmış olsa gerek. Dolayısıyla, bu konudaki ilk talebimiz, lütfen, bunu bugün Genel Kurulda okutmayın, partilere bu konuyu müzakere etme imkânı tanıyın ve iktidar partisi ile diğer partilerin tamamının sizin için eşit ve aynı mesafede olduğunu lütfen ortaya koyun.
Aksi takdirde, dediğim gibi, siz de Meclisin Başkan Vekili değil iktidar partisinin adına bu Meclisi yönetir, iktidar partisi grubunu yönetir duruma düşmüş olacaksınız.
Bir diğer önemli husus Sayın Başkanım, hukukta öngörülebilir olmak önemli bir şeydir. Hukukta öngörülebilir olmadığınız zaman hukuk diye bir şey kalmaz. Yetki kullanan bütün makamlar için de öngörülebilir olmak çok önemlidir. Dolayısıyla, öngörülebilirlik kavramının olmadığı yerde, yetki kullanan hukuka göre davranmış olmaz; bir derebeyi gibi “Bir gün öyle konuşurum, bir gün böyle konuşurum.” gibi davranmak durumunda kalır. Sayın Meclis Başkanımız, altı ay önce kendisine bu gerekçeli karar geldiği zaman -altı aydır bu gerekçeli kararı- bu Mecliste niçin okunmadığını kamuoyuna izah etmek zorundadır.
Eğer “Anayasa Mahkemesinde ben bunu bekletici bir mesele yaptım. Anayasa Mahkemesinden bu karar gelinceye kadar bunu okutmadım.” diyorsa, Anayasa Mahkemesinden 2 kez olumlu karar geldi. O zaman, niçin Anayasa Mahkemesinin kararının beklenmesine rağmen, olumlu gelen karara rağmen. Dolayısıyla, Sayın Meclis Başkanımız daha önce Enis Berberoğlu kararında, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararında ve hatta sizin demokrat olduğunuz dönemde birçok milletvekilinin kesin hükmünü yıllarca okutmayarak dönem sonuna bıraktığınız dönemlerdeki davranışlarınızdaki çifte standartı bu kamuoyuyla paylaşmak zorundasınız. Ne olduysa size 2016'dan sonra oldu çünkü artık demokrasi, özgürlük, insan hakları hak getire. 2016’dan önceki pratiğinizi niçin terk ettiğinizi bu Meclise ve bu kamuoyuna izah etmek durumundasınız. Onun için Meclis Başkanından ilk beklediğimiz şey: Öngörülebilir olması. Genel Kurulu toplantıya davet ediyoruz, 2020'de AK PARTİ'nin içtihadının tam tersi bir içtihada AK PARTİ’yle beraber imza atıyor. Bunun gerekçelerini açıklamak zorundasınız, aksi takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisini; İç Tüzük’e Anayasa’ya göre değil, keyfinize göre yorumluyorsunuz manasına gelir.
Bir diğer önemli husus, Sayın Başkanım Anayasa Mahkemesinin görevleri arasında olan bireysel başvuru düzenlemesini siz
getirdiniz. Dolayısıyla, bugün getirdiğiniz bireysel başvuru hakkını kendi vatandaşınıza, kendi milletvekilinize tanımıyorsunuz. Ve
yine, Anayasa’nın 153’üncü maddesinin sonu Anayasa Mahkemesinin kararlarının yasama, yürütme ve yargı dâhil bütün organları
bağlayacağını söylüyor. Meclis Başkanımız bundan layüsel mi? 153’üncü maddenin sonu aynı zamanda bunun Meclis Başkanını
da bağlayacağını söylüyor. Dolayısıyla siz, Meclise Anayasa'yı çiğneyen bir Meclis Başkan Vekili olarak lütfen geçmeyin, bu işi
size yaptırmasınlar, Meclis Başkanı gelsin kendisi okutsun, bunu size ihale etmesin çünkü bu, size yakışmaz Sayın Başkanım
diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları