loading
close
SON DAKİKALAR

Taksim Dayanışması; Gezi'nin 9. yılında 31 Mayıs 2022 Salı Her yerdeyiz, her yeriz!

Taksim Dayanışması; Gezi'nin 9. yılında 31 Mayıs 2022 Salı Her yerdeyiz, her yeriz!
Tarih: 31.05.2022 - 11:22
Kategori: Gündem

Taksim Dayanışması; Her yerdeyiz, her yeriz, Gezi’nin 9. yılında Bakırköy ve Silivri’deki dostlarımız için sokaklarda, parklarda, meydanlardayız!

Taksim Dayanışmasından yapılan açıklamada;

"Her yerdeyiz, her yeriz, Gezi’nin 9. yılında Bakırköy ve Silivri’deki dostlarımız için sokaklarda, parklarda, meydanlardayız!

9 yıl önce bütün güzellikleriyle hayatımıza giren Gezi Direnişi'nin yıl dönümünde, Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve adalet talebimizle haykırıyoruz: KARANLIK GİDER, GEZİ KALIR! 31 Mayıs'ta Taksim'deyiz! #GeziyeÖzgürlük #HepimizGezideydik

Taksim Dayanışması olarak tutuklanan tüm arkadaşlarımıza ses olmak, Gezi’de ve sonrasında kaybettiğimiz canlarımızı anmak, eşitlik, özgürlük ve adalet talebini yükseltmek için herkesi, her yerde 31 Mayıs’a sahip çıkmaya çağırıyoruz!

Bugün de 9 yıl önceki gibi adalet, özgürlük, eşitlik sesini yükselteceğiz. Silivri’ye, Bakırköy’e memleketin dört bucağından selam göndereceğiz. Gezi geleceğimiz, Gezi umudumuz, biz umudumuza her yerde sahip çıkarız. #GeziİçinAdalet #GeziHerYerde"
 
 
 
 
Taksim Dayanışması Bileşenleri 28 Mayıs 2022 Salı Günü Silivri ve Bakırköy cezaevleri önünde Gezi'nin 9. yılında bu açıklamayı yaptılar;
 

"TAKSİM DAYANIŞMASI’NDAN BASINA ve KAMUOYU’NA

Bundan tam 9 yıl önce bu günlerde, yaşadığımız karanlık günlerin sorumlusu olan siyasi iktidarın bizlere, bu ülkenin yurttaşlarına karşı tutumu insanlık onurumuza dokunduğu için, temel haklarımızı gasp ettiği için, kentsel ve toplumsal hafızamızı yok ettiği için, doğayı ranta kurban ettiği için, bizlere yaşam alanı bırakmadığı için Gezi’de buluşmuş, bir arada olmanın coşkusunu, gerçeği haykırmanın gururunu, direnmenin onurunu yaşamıştık.

Aradan geçen 9 yılın ardından, hukuka güvenin iyice azaldığı, mahkemelerden adalet çıkacağına dair inancın giderek zayıfladığı güzel ülkemiz; 25 Nisan’da Gezi davasında açıklanan kararlar sonrasında; ranta karşı çıkıp, doğanın talanına itiraz edenlerin,  hayatımıza müdahale etme diyen milyonların sesine ses olanların, GEZİ Parkı park olarak kalsın diye çabalayan kent hakkı, yaşam ve hak savunucularının, bu ülkenin demokrasi güçlerinin  “Ağırlaştırılmış müebbet ve ağır hapis” ile cezalandırıldığı bir ülkeye dönüşmüştür.

Polis tutanaklarına göre en az üç buçuk milyon insanın, yani GEZİ’ye gelen, destekleyen, mesaj atan, börek getiren, revir kuran, kütüphane yapan, yeryüzü sofrası açan; şarkı söyleyen, tiyatro sergileyen, dans eden, ağaçlara sarılan milyonların “Müebbet ve ağır hapis cezaları” ile korkutulmaya çalışıldığı, Adalet’in buharlaşarak yok olduğu bir ülkeyiz artık.

Tek adam rejiminin ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, tanıksız, kanıtsız, keyfi ve tutarsız kararlar aldığı bir rejimde, demokrasinin, kuvvetler ayrılığının ve en temel anayasal hakların yok sayıldığı bir ülkeyiz artık.

Gezi parkına sahip çıktığı için, yaşamıma daha fazla karışma dediği için Gezi direnişi sırasında polis şiddeti ile hayatını kaybeden gençlerin katillerinin aklandığı, bu vahşete isyan edenlere hapis cezaları verilebildiği bir ülkeyiz artık.

Gezi’de gür sesleriyle biz de varız diyen kadınların, LGBTİ+ bireylerin taleplerinin yok sayıldığı, cinayetlere kurban gitmelerine ses çıkarılmasının engellendiği, bu hukuksuzluktan güç alan erkek şiddetinin daha dün iki canı daha aramızdan aldığı bir ülkeyiz artık.

İşçilerin ekmeğine, köylülerin ürününe sahip çıkmasının istenmediği, hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin sorgulanmasının, emeğinin karşılığını talep etmek için ses çıkaranların, özgür üniversite için direnen öğrencilerin, barınma hakkı talep eden yurttaşların vatan haini olarak görüldüğü bir ülkeyiz.

İşte böyle bir durumda bu ülkenin yargısı, bu ülkenin mahkemeleri tüm bu hukuksuzluklara, eşitsizliklere, vicdansızlıklara güç vermek yerine Adaleti sağlamak zorundadır.

Demokrasi için, Eşitlik için, Özgürlük için, geleceğimiz için ADALET İSTİYORUZ!

Gezi parkı park olarak kalsın diye, mesleki ve yasal süreçleri yürüttükleri için 18’er yıl ağır hapis ile cezalandırılan Taksim Dayanışması’ndan kent, demokrasi ve hukuk emekçisi arkadaşlarımız Mimar Mücella Yapıcı için, Şehir Plancısı Tayfun Kahraman için, Avukat Can Atalay için ADALET İSTİYORUZ!

Bu hukuksuz davada mesnetsiz ithamlarla yargılanarak 18’er yıl ağır hapis ile cezalandırılan Çiğdem MATER için, Hakan ALTINAY için, Mine ÖZERDEN için ADALET İSTİYORUZ!

4,5 yıldır kanıtsız, tanıksız ithamlarla bir siyasi tutsak olarak özgürlüğü GASP edildiği yetmezmiş gibi, kanıtlanamayan iddialar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Osman KAVALA için ADALET İSTİYORUZ!

Sadece Gezi Tutukluları için değil, gelecek güzel günlerimiz için ADALET İSTİYORUZ!

Yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereğini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke için ADALET İSTİYORUZ!

Ethem’in, Ali İsmail’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Abdocan’ın, Ahmet’in, Mehmet’in ve Berkin’in özgür düşleri için ADALET İSTİYORUZ!

2013’ün Haziran’ında Gezi Parkı’ndaki o rengarenk, dayanışmacı anlayışı sahiplenen tüm yurttaşları özgürlük ve demokrasi talebiyle ülkemizin geleceğine umut olan tüm kurumları, “darbecilik” gibi asılsız ithamlarla lekelenmek istenen Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Gezi, haksızlıkların, hukuksuzlukların ve adaletsizliklerin son bulduğu ve gerçek suçluların hesap verdiği bir ülke için umuttur.  Bu umudu diri tutmanın yolu,  bizi bugün bir araya getiren özgürlük, eşitlik ve kardeşlik talebinde ısrar etmekten ve her şeye rağmen bir arada ve dayanışma içerisinde olmaktan geçiyor.

Başta GEZİ parkı olmak üzere ülkemizin yeşiline, doğasına, kaynaklarına sahip çıkacak demokratik bir ülke mücadelesinden vazgeçmeden, delillere dayanan objektif ve tarafsız yargılama yapan bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz!

Bu hukuksuzluk, bu keyfilik, bu adaletsizlik, bu vicdansızlık, bu düşmanlık sona erinceye kadar;  arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak girecek bu davalar geri çekilinceye kadar mücadeleye devam edecek, arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız!

ACİL DEMOKRASİ, ACİL ADALET, ACİL ÖZGÜRLÜK!

GEZİ’YE ADALET, GEZİ’YE ÖZGÜRLÜK!"

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları